Korona mutasyonu
Yukarıdaki başlık pandemiyi yapan korona virüsün oluştuğu bileşenlerin mutatif ismi. Çin'in Wuhan kentinden yayılan salgının nedeni olan SARS-CoV-2 virüsünün hücrelerimize girmek için kullandığı "dikenlerini" oluşturan proteinde görülen kayda değer değişikliğe D614G adı verildi.
Dünya çapında 51 milyona yaklaşan insanı infekte eden korona virüs ile ilgili araştırmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu kapsamdaki Amerika orijinli ve 5.000'den fazla hastada yapılan bir çalışmada (Methodist Hastanesi, ABD) korona virüsün tespit edilen D614G mutasyonunun, virüsü daha bulaşıcı bir hale dönüştürdüğü tespit edildi. Ancak, virüsün daha bulaşıcı olması daha ölümcül olduğu anlamına gelmediğinin altını çizmek gerekiyor. Bunun anlamı, tespit edilen mutasyonun korona virüsün hastalığı daha hafif ya da ağır geçirtecek şekilde olduğuna yönelik bir kanıtı içermemesi.
University College London'da yapılan bir diğer araştırmada, pandemiyi yapan korona virüsüne dair 198 mutasyon tespit edilmiş durumda. Çalışmayı yapan bilim adamlarından Prof. François Balloux, "SARS-CoV2'nin beklenenden daha hızlı veya daha yavaş bir şekilde mutasyon geçirdiğine dair bir emare yok" diye görüşlerini ifade ediyor.
VİRÜS İÇİN DOĞAL SÜREÇ
Mutasyonlar laboratuar koşullarında da oluşturuluyor. Scripps Üniversitesi'nden Profesörler Hyeryun Choe ve Michael Farzan (Miami, Amerika), laboratuvar koşullarında mutasyona uğratılmış virüsün, uğramamışlara kıyasla insan hücrelerine girmekte daha iyi olduğu bulgusuna erişmiş, virüsteki diken proteinlerinde yaptıkları değişim virüsün insan hücresine daha iyi yapışmasını sağlamış bu da virüsün daha etkin olmasına neden olmuş. Çünkü ortaya çıkan biyolojik farklılıklar virüslerin hücrelerde yayılmasını daha başarılı hale getirmiş. New York Üniversitesi Gen Teknoloji Merkezi'nde, CRISPR üzerinde çalışan (-gen değiştirme teknolojisi- bu seneki Nobel ödülü ,CRISPR üzerinde yaptığı çalışmalar nedeni ile Emmanuelle Charpentier ve Jennifer A. Doudna'a verildi) Prof. Neville Sanjana, virüsteki protein dikenindeki mutasyonu gerçekleştirerek Wuhan salgınında görülen virüsle kıyasladı ve mutasyona uğramış virüsün, orijinal virüse kıyasla daha bulaşıcı olduğunu gösterdi. Virüsün daha bulaşıcı olması daha ölümcül olduğu anlamına gelmez, hatta bunun tam tersi doğrudur. Sonuçta, virüsler için mutasyonlar doğal bir süreç ve varlıkları ile çoğalmalarının amaçlandığı değişiklikleri garanti altına almak için kullanılırlar, yoksa bunun dışında virüslerin tüm insanlığı pandemi ile güç duruma sokmak gibi büyük planları söz konusu değil!
EN ERKEN 2021 BAHARI
Virüs mutasyonlarının geliştirilen aşıların üzerine bir etkisinin olmadığı düşünülüyor. Geliştirilen ve geliştirilmekte olan Covid-19 aşılarının büyük bir kısmı virüsün üzerindeki çıkıntıları hedef almakta. Son noktada aşı ile sağlanacak toplumsal bağışıklık ile insanlık Covid-19 pandemisini geride bırakacak. Bu da muhtemelen 2021 ilkbaharını bulacak.
En azından aşıyı geliştiren BioNTech firmasının kurucusu Prof. Dr. Uğur Şahin'in öngörüsü bu şekilde. O zamana kadar maske, kişisel hijyen ve güvenli mesafeye dikkat ederken, korona virüsünde var olacak virulansı azaltacak mutasyonlar için umudumuzu koruyup, aşının hızla kusursuz ve hızlı dağıtımını temenni ediyoruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.