İlham olmak!
Elbette hayır ama bunu Phil Knight yaptı! O zamanlar mutad olduğu üzere, Amerika'da yüksek öğrenimini tamamlayan gençler, iş hayatına atılmadan önce dünyayı keşfetmek arzusu ile aylar süren bir yurt dışı tatiline çıkarlardı. Tabii hazır bir para ile değil, gittikleri ülkelerde part-time işlerde çalışarak harçlıklarını çıkararak bu geziye devam ederlerdi.
ZEN FELSEFESİ
Yolu Tokyo'ya da düşer genç Phil Knight'ın. 1960'ların Tokyo'su, ikinci dünya savaşının yaralarını sarmakta olan bir kent olarak, simgesel binaları tarumar olmuş, harap ve yoksul olarak karşılar onu. Budizm ve Şintoizm ile ilgilenir, Zen Felsefesine dalar, Zen'in 'gerçek doğrusal değildir, gelecek yoktur, geçmiş yoktur, sadece şimdi vardır' öğretisinden etkilenir!.. Doğu mistizminden fırsat bularak uğradığı Tokyo Borsası'ndaki çılgın parasal sirkülasyona tanık olduğunda 'hayat bu değil, en azından benim hayatım çok daha farklı olmalı' diye düşünür.
Nitekim kutsal Fuji ve Halkona dağlarındaki uhrevi tırmanma patikalarında Buda'nın 'kendin yol olmadan yolda seyahat edemezsin' sözünü rehber edinir.
SPORUN RUHA ETKİSİ
Öğrencilik yıllarını okulun atletizm takımında geçiren Knight, koşu sporunun bir anlamda felsefi düzlemini şekillendirmeye çalışır, yani düzgün bir ruhla ve iyi bir teknikle yapıldığında koşunun, tıpkı bir bedensel ibadet ritüeli gibi Meditasyon ya da Nirvana'ya ulaşma etkisi yaratabileceğini hisseder. Tabii o zamanlar, spor yaparak endorfin ve serotonin hormon salgısının belirgin bir şekilde arttığı bunun da hem kaslarda oluşan fiziksel yorgunluğu giderdiği hem de insan psikolojisinde olumlu etkiler yaptığı bilinmiyordu. Onun aklındaki, iyi bir teknik derken bir ekipman olarak şekillenen bir spor ayakkabısından başka bir şey değildi. Okuldaki sıra dışı atletizm antrenörü Bill Bowerman'ı da yanına alarak şirketini kurar, ancak dikkatinizi çekmek isterim, o zamanlar koşu günlük herkesin sağlık için yaptığı bir spor dalı değil... Bu koşullarda hem koşu sporunu kitleselleştirme stratejisini hayata geçirmek hem de koşu için gerekli özel bir ayakkabıyı yapıp pazarlamak gerçekten farklı bir adanmışlık!
ŞİMDİ 25 BİN ÇALILANI VAR
Japonya seyahatinde gördüğü bir spor ayakkabısından cebindeki 50 dolar ile bir miktar alıp, evine postalamış ve seyahatine devam etmiş. Ülkeye dönüşünde de bunları, arabasının bagajına koyup kapı kapı dolaşarak satmış. Antrenörü Boverman ile ayakkabılar üzerinde yaptığı ergonomik değişiklikleri, seyahatinde bağlantı kurduğu Japonya'daki ayakkabı fabrikasında 'Blue Ribbon"markası ile fason üretim yaptırmış. Gelinen noktada Phil Knight'ın şirketi dünya çapında 25.000 çalışanı olan ve 36.39 Milyar dolar cirosu ile ünlü Nike Firması...
Air Jordan ve Nike Golf gibi alt markalarının yanı sıra, Converse gibi bağımsız markaların da sahibi.
Ortalama bir insan günde beşbin adım attığı düşünülürse, hayatı boyunca yaklaşık yüzotuzbeş milyon adım atacaktır. Yani Dünyanın çevresini dört kez dolaşacak kadar.
Bununla bağ kuran Phil Knight bu adımları mükemmelleştirmeye yaşamını vakfetti. Bir marka yaratmanın, aynı zamanda bir fikir, bir ruh satmak kadar bir kültür yaratmak da olduğunu Nike'ın kuruluş öyküsü bizlere kanıtlıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.