Pandemi bitti! Sonrası?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Covid-19 bu yıl bitebilir" dedi ve üç senaryoyu "2022'de Covid-19 Küresel Acil Durumunu Bitirmek için Stratejik Hazırlık ve Mücadele Planı"nı kapsamında ortaya koydu: Ya az varyantlı hissedilmeyecek bir süreç, ya virüsün evrim geçirmeye devam edeceği ama aşılamalarla ağır hastalık oranının azalması ya da ki bu en kötü senaryo, virüsün daha şiddetli ve bulaşıcı varyantlarının çıkarak yeni pandemiye yol açması!' Ama gerek ülkemizdeki PCR Pozitif vaka sayılarının 10 bin bantlarına inmesi ve ölüm vakalarının 50'lerin altına doğru seyretmesi gerekse dünya verileri artık pandemi sonrası günlere hazırlık dönemine geldiğimize yönelik kuvvetli kanıtlar. Diğer yandan, Avrupa'da bir hafta içinde yüzde 50'lere çıkan vaka serisinin nedeni olarak gündeme gelen ve 'secret omicron' kod ismi ile anılan BA.2 vanyantı endişeleri biraz artırsa da pandemiyi nakavt eden faktörün aşı olduğunu insanlık unutmayacaktır... Dünyada henüz aşılama oranları istenilen düzeyde değilse bile ülkemizde standart aşı algoritmini tamamlayanların oranı 18 yaş sonrası için yüzde 85.32 düzeyinde..Pandemide en çok kayıp veren ülkeler, beklenenin aksine gelişmiş batı ülkeleri oldu.
Bu süreç, ülkelerin sadece hükümet otoritelerinin değil vatandaşlarının da psikososyal dinamiklerini derinden etkiledi.
İnsanlar, tarih kitaplarının ortaçağ bölümlerinde zikredilen salgın dehşetini yaşadılar. ABD orijinli Marked by Covid isimli bir NGO örgütü, Amerika tarihinin Big Deal, Vietnam, Kennedy süikastı ve 11 Eylül gibi trajik olaylarına izafeten yapılan anıtsal yapılarına bu pandemi nedeni ile bir yenisini ekliyor: Covit'ten Ölenlere ithafen!
İŞBİRLİĞİ SAĞLADI
Pandeminin uluslararası işbirliğine katkısı oldu kuşkusuz. Ülkeler pandemiye karşı ortak savunma için örgütlendi ve dünya yüzde onlara uzanan GSMH düşüşünün kompansasyonu için hükümet üstü kuruluşlara odaklanmış durumda. Ama bir yandan da ülkelerin Avrupa Birliği gibi entegrasyonlardan hızla uzaklaştığını ve sınır kapatmak şeklinde kendi vatandaşlarının öncelendiği uygulamalar gördük.
Bir yandan da pandemi, kuşaklar arası çatışmanın derinliğini ve küreselleşmeyi ciddi bir şekilde de travmatize etti.
Toplumun salgından daha çok etkilenen savunmasız yaşlı üyelerinin korunması ile hastalığı hafif atlatan gençlerinin yaşam tarzlarının kısıtlamacı değişimine isteksizlikleri ciddi bir nesiller arası krize yol açarken kapatılan hava alanları ile ülke ve evlerine hapsedilmiş bireylerin izole hayatları, küreselleşmenin temellerini dinamitledi. Bunun sosyoekonomik etkilerini önümüzdeki yıllarda göreceğiz.
Kim bilir belki de bugün yaşadığımız vahşi küreselleşme, daha adil ve sistemi değil insanı odaklayan bir küreselleşmeye yerini bırakır.
BİLİME GÜVEN
Öte yandan, küresel boyuttaki bu salgında, politik ve toplumsal algının, konunun uzmanlarını dolayısı ile de bilime ve bilim adamlarına güvenme şeklinde pozitif bir açılım yaptığını gördük.
Herkes çok sevdikleri karizmatik siyasi liderlerini değil bilim kurullarını dinlemeyi öncelerken, TV'lerde de her derde deva 'ot ve çorba' tarifli programlar yerini tıp otoritelerinin açıklamalarına bıraktı!
Ama sözü edilen bu fırtına gezegeni dev bir laboratura dönüştürdü! Bireyler hasta olsun ya da olmasın, evler, şehirler ve ülkeler birer istatistik veri kaynağı halindeler. Bu veriler, pandemi sonrası, siyasetçileri ve bilim insanlarını pandemi süresinin katları kadar bir zaman meşgul edecek malzemeyi topladı.
CoVit Pandemisinin tıp tarihinin istisnai bir dönemi mi yoksa kronik enfeksiyon tehdidinin bir başlangıcı mı olduğunu hep beraber göreceğiz. Diğer değişiklikler için liberal kapitalizmin iflası ya da tarihi bir dönüşüm gibi 'büyük laflar' için zaman erkense de üretim ilişkilerinin değişeceği ve şirketlerin işlevleri dahil tüm devlet kurum ve kurullarının yeniden yapılanma gereksinimi içinde olacağı kesin!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.