Dünyanın sağlığı
Dünya Sağlık Örgütü Anayasası 7 Nisan 1948 tarihinde yürürlüğe girdi ve bu nedenle her yıl 7 Nisan, Dünya Sağlık Günü olarak kutlanmakta.
Bu tarihlerde halk sağlığı ile ilgili bir konu ya da tema belirlenip, bu çerçevede uluslararası ölçekte çeşitli etkinlikler yapılıyor.
22 temmuz 1946 tarihinde, ülkemizin de içinde bulunduğu 61 ülke ve Uluslararası 8 kuruluş (FAO, ILO, UNESCO vs.) New York'ta Dünya Sağlık Örgütü Anayasasını oluşturma çalışmalarına başladı, iki yıl içinde metin tamamlandı ve 7 Nisan 1948'de yürürlüğe girdi.
FİZİKSEL VE RUHSAL İYİLİK
Sağlık, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma halidir, 'insan' olmamız dolayısı ile bir haktır. Sadece bireysel anlamda değil toplumsal bağlamda da bütün ulusların bireyleri en yüksek sağlık düzeyine sahip olmayı hak eder.
İşte Dünya Sağlık Örgütü'nün temel amacı, bunu gerçekleştirmek için küresel ve ulus üstü sağlık çalışmalarının yönetimini sağlamak olarak belirlenmiştir.
Bahsi geçen anayasadan bazı maddeleri burada paylaşmak isterim:
• Sağlık, sadece hasta veya sakat olmama hali değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma halidir.
• Erişilebilecek en yüksek düzeyde sağlıktan yararlanmak, ırk, din, politik inanç, ekonomik ve sosyal koşullar gözetmeksizin her insanın temel haklarından biridir.
• Tüm milletlerin sağlığı barış ve güvenliğine ulaşmak için temel öge olup bireyler ve devletler arasındaki tam işbirliğine bağlıdır.
• Herhangi bir devletin sağlığın gelişimi ve koruma yönünde elde ettiği başarı herkes için değerlidir.
Bu amaçları gerçekleştirmek için de Dünya Sağlık Örgütü, 1961 yılında kabul edilen Avrupa Sosyal Şartından Roll Back Malaria Stratejilerine, Sağlık reformlarına dair Ljuljana bildirgesinden Helsinky Sağlık ve Çevre deklerasyonuna kadar sayısız çalışmaya imza atmıştır. Özellikle Covid SARS 11 pandemisinde, anayasa metnindeki epidemik, endemik vb hastalıkların ortadan kaldırılması yolundaki çalışmaları teşvik etmek ve geliştirmek felsefesine uygun olarak hastalıklar, ölüm nedenleri ve halk sağlığı uygulamalarının uluslararası izlenimi ve tasnifini (nomenklatürünü) kurmuş, gözden geçirerek düzeltmiş, bu tür bulaşıcı hastalıkların ortadan kaldırılması yolundaki çalışmaları yaparak, geliştirmiş ve tüm uluslar ile eşit bir şekilde paylaşmıştır.
ANLIK TAKİBİNİ SAĞLADI
Dünya Sağlık Örgütü, 11 Mart 2020 tarihinde SARS Covid 2 salgınını resmi olarak pandemi ilan etmişti. Örgüt, kamu sağlık otoritelerinin üzerinde güvenilir bir sistem kurarak dünya çapında vaka ve ölüm kayıtları tutmuş, hastalığın anlık takibini sağlamıştır.
Uluslararası güvenilir hakemli tıp dergilerinden Lancet'te yayımlanan bir araştırmada 1 Ocak 2020-31 Aralık 2021 döneminde, küresel boyutta 18,2 milyon kişinin Covid ile ilişkili hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiği belirtse de, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bu verileri, iki ila üç kata çarpmak gerektiğini raporladı. Halen Etiyopyalı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus'un başkanlığını yaptığı Dünya Sağlık Örgütü'ne Türkiye, 9 Haziran 1949'da üye oldu. Halen Avrupa Bölge Ofisine bağlı olarak Ankara'da ülke ofisi, İstanbul'da İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık Coğrafi Ofisi ve Gaziantep'de de saha ofisi teşkilatları ile çalışmalarına devam etmektedir.
DAHA ÇOK İHTİYAÇ VAR
Dünyada ölümlerin % 24'ü çevresel etkilerin sonucudur ve özellikle de ne yazık ki 5-6 altı çocuklar bunun ana hedefindeki kitledir! Refah düzeyinin eşit olmaması ve temel hijyen ve beslenmenin sağlanamaması yüzünden doğan bebekler, bazı ülkelerde iki yaşını nadiren görebiliyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerin sıtma, kolera, dizanteri ve zatürre tarzı hastalıkları, refah toplumlarında damar, kalp, metabolik hastalıklar ile kansere dönüşmektedir.
Gelinen noktada insanlık, veba, çiçek ve tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıkları yendiği düşünülürken, SARS Covid 2 pandemisi nerdeyse 100 milyona yakın insanı derinden etkileyip, tüm dünyayı da karantina sürecine sokarak küresel ekonomiyi tarumar etti. 'Sağlıklı' bir dünya için, Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlara daha çok ihtiyacımız var!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.