Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 5 Aralık Pazartesi Genel Kurul'da görüşülmeye başlandı. Kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesapları üzerindeki müzakereler 8 turda ele alınacak. Meclisin bütçe maratonu, 16 Aralık Cuma günü, bütçenin tümü üzerinde yapılacak konuşmalarla ve oylamayla tamamlanacak. Kişisel bütçemizi bile tutturmakta zorlandığımız bugünlerde ülkenin kamu kurumlarının bütçelerinin hazırlık süreçleri de komisyonlar ve Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri de oldukça hararetli geçiyor. Meclis'te yapılan görüşmelerin birkaç dakikasını izlemek bile harareti hissetmek için yeterli oluyor. Günlerdir Meclis çatısı altında yaşanan tartışmalara, kavgalara ve hatta yumruklaşmaya varan itiş kalkışa şahit oluyoruz.
DEMOKRASİNİN GEREĞİ
Demokrasinin en temel gereklerinden biri fikirlerin karşılıklı anlayış çerçevesinde müzakere edilmesidir. Bizde ise demokrasinin bu temel gereği kelimenin tam anlamıyla yok sayılıyor. Milletin vekalet görevini verdiği vekillerimiz Meclis kürsüsünde siyasi nezaketten son derece uzak, suçlayıcı, kavgacı bir üslup sergiliyor. Görüşmeler ikide bir çıkan kavgalar yüzünden sekteye uğruyor. Genelleme yapmak elbette doğru olmaz ama birçok vekil vatandaş için hayati önemdeki herhangi bir kanun teklifiyle ilgili tek bir soru ya da öneri getirmez ve hatta teklifin oylamasına bile katılmazken bütçe görüşmelerini ölümüne muhalefet yapabileceği bir ortam olarak görüyor. Ve bu nedenle bütçe maratonunun her bir gününe tabiri caizse kazanılması gereken birer raund gözüyle yaklaşıyor. Tüm mali işler büyük bir hassasiyet ve önem taşır. Çünkü büyük bölümü vergilerimiz olan devletin gelirlerinin nasıl, nerede ve hangi şekilde harcanacağına ilişkin yapılan planlama vatandaş olarak bizleri de yakından ilgilendiriyor. Vatandaşların tek bir kuruşu bile yanlış yerlere harcanmamalı elbette. Ancak bunu önlemenin yolu mikrofonu alıp bağırıp çağırmak, küfürler savurmak da olmamalı.
AYARLARIMIZ BOZUK
Lafa gelince herkes demokrat, herkes uzlaşmadan yana. Fakat Meclis'te bakanlıkların bütçeleri görüşülürken izlediğimiz tablo bunun tam tersi. Üçüncü dünya ülkelerini andıran manzaralara şahitlik ediyoruz. Belli ki bizim demokrasi ve uzlaşma kültürümüzde (hatta ayarlarımızda demek daha doğru) ciddi bir sorun var. Oysa bu manzaraların binde biri bile demokrasi kültürünün yerleştiği toplumlarda asla kabul edilemez.
MECLİS MEYDAN SAVAŞI
Kavga, gürültü, şiddet zaten günlük hayatta giderek sıradanlaşıyor. Her gün kadına, çocuğa, hayvanlara yönelik şiddet haberlerinin binbir türlüsünü görüyoruz. Bu tarz haberler sosyal medyanın da etkisiyle ışık hızıyla yayıldıkça toplum olarak geriliyoruz. Meclisimiz de bu süreçte bize ayna tutuyor resmen. Oysa biz aynı haberlerin Meclis versiyonunu görmek istemiyoruz. Siyaset dili, bu kadar öfke dolu olmamalı. Fikirlere muhalefet ederken, hakaretler havada uçuşmamalı. Seçilmiş oylarla vekalet görevini üstlenen vekillerimizden en azından Meclis kürsüsünde biraz nezaket bekliyoruz. Meydan savaşını andıran görüntüler eşliğinde yapılan hiçbir toplantıdan sağlıklı sonuç çıkmaz. Dolayısıyla gerginliğin tavan yaptığı, hakaretlerin havada uçuştuğu bir meclisten sağlıklı ve hakkaniyetli bir bütçe çıkması beklenemez.