Siyaset sahnesinde 2023 seçimi ve sonrası
Siyaset dünyasında tüm aktörler, 2023 seçimlerinin önemini vurgulayan açıklamalar yapıyor. 2023 seçimleri Türkiye'nin geleceği açısından dönüm noktası olarak niteleniyor. Taraflar, hep bu dönüm noktasının kendi iktidarlarıyla geçilmesi için adımlar atıyor. Doğru yanlış, iyi kötü herkesin bir yol haritası var 2023 seçiminin kazanan tarafı olmak için.
PLANLAR UÇUŞUYOR
Cumhur İttifakı iktidarının devamı için yatırımlarına hız verirken, Millet İttifakı da kendi iktidarı için çoğumuz kakafoni olarak nitelesek de türlü hazırlıklar yapıyor. Altılı Masa'nın gizli ortağı HDP'nin de tehditvari hazırlıkları var. Partinin Eş Başkanı Pervin Buldan, kendi adaylarıyla seçime gideceklerini açıklarken, bir taraftan da eş başkan yardımcısı Tayip Temel, 6'lı masaya açtıkları sonsuz kredinin bile sonuna geldiklerini söylüyor. Yani bir yandan rest bir yandan da net bir pazarlık girişimi var. HDP'deki bu keskin tavır değişikliğinin nedeni, kapatma davası kapsamında parti hesaplarına bloke konulmasına muhalefet bloğundan hiçbir tepki gelmemesi de olabilir tabii... Bugüne kadar Akşener'in vetosu nedeniyle hep gizli ortak olarak kalmayı kabul eden HDP ilk kez bu kadar net bir tavır ortaya koyuyor.
SADECE İÇERİDE DEĞİL
2023 seçimleri sadece iç dinamikler açısından değil, dış aktörler için de bir o kadar önemli. Bu konuda son dönemde bolca örnek duyuyoruz. Güçlü liderle yönetilen bir Türkiye görmek istemiyor kimse.
Bölünmüş, karar mekanizmaları tıkanmış, toplumsal ve uluslararası olaylarla ilgili hızlı refleks gösteremeyen bir ülke isteniyor Ortadoğu'da. Evet bu bakış açısı geçmişte de vardı, ancak ilk kez bu kadar belirgin açık seçik bir şekilde ifade edilir hale geldi.
Son zamanlarda neredeyse her gün dış basında Erdoğan karşıtı analizler okuyoruz.
Amerika, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin Ortadoğu üzerindeki planları güçlü bir Türkiye ile yürümüyor çünkü. O yüzden de Ankara'da birlikte daha rahat yürüyebilecekleri, istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bir yönetim modeli olsun istiyorlar. Bunun için de haklı olarak güçlü iktidarı değil, parçalı muhalefeti destekliyorlar.
HERKES SEÇİM BEKLİYOR
Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta üstlendiği yapıcı rol ortada.
Son dönemde Mısır ve Suriye gibi sorunlu alanlarda atılan olumlu adımlar da buralarda terör örgütlerine cirit attırarak kendilerine alan açanların işlerine gelmiyor haliyle. Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi Amerika'nın hiç de yararına olmaz doğal olarak. Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi de yıllardır Ege'de karasularını 12 mile çıkarma hesapları yapan Yunanistan'ın işine gelmez. Hatta geçtiğimiz gün bir Yunan televizyonunda Atina'nın yıllanmış planını hayata geçirmek için Türkiye'de bir siyasi kaos çıkmasının beklendiği uzun uzun tartışıldı. Yunan gazeteci Christina Korai, "2 ay önce bu yayında ne demiştik hatırlayın. Her şey ayarlandı, sadece cumhurbaşkanlığı kararnamesi gerekiyor. Bu uygulayabileceği bir haktır, kimseye sormamıza gerek yoktur. Ancak bu genişleme Girit'in güneyiyle ilgili.
Ege'den de bahsediyoruz. Ana odak noktası burası. Bu yüzden seçimlerden sonra olmasını bekliyoruz. O zaman yapılacak" dedi. Hesaplar böyle çok olunca seçimin önemi de giderek artıyor haliyle.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.