Altılı Masa zaten hiç olmamıştı!

Altılı Masa'dan gelen birbirinden ilginç ve bir o kadar marjinal çıkışlar ile ilgili bugüne kadar defalarca 'bu masa dağıldı dağılacak' yorumları yapıldı. Liderlerden de hep bu haberlere "Bir aradayız, ortak paydada buluşuyoruz, dağılmadık ayaktayız" şeklinde yalanlamalar geldi. Ancak defalarca toplanan masadan hiçbir somut adım çıkmadıkça muhabbet giderek kenar köşe siyaseti etrafında dolanmaya başladı.
MAGAZİN KISMI BİTTİ
İlk toplantılarda masanın şekli, liderlerin oturma düzeni konuşuluyordu, aday konusunda beklenen ilerleme sağlanamadıkça magazinel tartışmalar yerini 'anayasal düzene' aykırı marjinal söylemlere bıraktı.
Son günlerde ard arda yapılan 6 liderin cumhurbaşkanı yardımcısı statüsünde olması, masadaki her partinin en az bir bakanlık alacağına dair 'ülke gerçekleriyle taban tabana zıt' açıklamalar gösterdi ki bu masa aslında hiç 'bir' olmamış. Ortak payda ise sadece şahsi çıkarlarmış! Oy oranı yüzde 1 seviyesinde olan partilerin liderlerinin tavan yapan özgüvenleri bu 'bir' olma durumuna zaten hiç uygun değilmiş.
TEK ORTAK NOKTA VAR
Büyük önem atfedilen 2023 seçimlerine sadece aylar kala bütün seçim stratejisini 'Erdoğan'ı devirmek' üzerine kurmaktan, sadece bu noktada birleşmekten bir adım öteye gidemeyen bir muhalefet var seçmenin karşısında. Toplumun farklı kesimlerini birleştirmek, aynı ittifak çatısı altında buluşturmaktan o kadar uzak bir manzara var ki muhalefet cephesinde bu görüntünün sadece 'Erdoğan karşıtlığı' ile iktidar olması, olsa da başarılı olması mümkün görünmüyor.
Küçük ortaklar mikrofonu ellerine aldıklarında öyle şeyler söylüyorlar ki kendilerini dinleyen muhalif vatandaşların gelecek kaygıları daha da artıyor resmen. Biri çıkıp kapatılma ihtimali yüzünden HDP oyları partisine gelir umuduyla Türklük, Türk vatandaşlığı üzerinden tartışma başlatıyor.
Diğeri eşgüdüm konseyi gibi koalisyon dönemlerini bile aratacak çok başlı bir yönetim modeli vaad ediyor. Yetmiyor, seçilmiş cumhurbaşkanının 6 başkandan onay almadan adım atmaya kalkması halinde ayan beyan 'kaos' çıkaracağını ilan ediyor. Bir nevi masanın ortada olmayan adayını şimdiden tehdit ediyor. Bu tehditvari açıklamalar bırakın sıradan vatandaşları CHP medyasını bile delirtiyor.
'2'Lİ MEKANİZMA' DERKEN?
Ya masanın kurucu ve birleştirici gücü olması gereken CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan gelen açıklamalara ne demeli? Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun masayı sürekli trolleyen çıkışlarına resmen çanak tutuyor. Bir yandan da nasıl yorumlanması gerektiği bilinemeyen 6'lı yönetim içerisine 'ikili mekanizma' yerleştiriyor.
Hem Davutoğlu'nu onaylıyor, hem de masanın Cumhurbaşkanı adayı ile parti liderleri yetmezmiş gibi araya yeni bir kademe daha sıkıştırıyor.
Yani bu demek oluyor ki muhalefet hasbelkader iktidara gelirse Türkiye'yi ucube bir yönetim sistemi bekliyor. Karar mekanizmaları o kadar çok başlı ve kademeli olacak ki refleks gösterilmesi gereken kritik bir mevzu ya da olayda ne kadar sürede adım atılabilir Allah bilir artık...