Bu bir talep değil zorunluluk
Ülke olarak girdiğimiz seçim süreci son günlerde maalesef deprem gündeminin önüne geçti. 14 Mayıs seçimleri elbette önemli ama 11 ilde ağır kış koşullarında evsiz barksız yaşamlarını sürdürmeye çalışan insanlarımız çok daha önemli. Bu nedenle liderler de ziyaretlerini, temaslarını bu bölgeye yoğunlaştırıyorlar doğal olarak.
Depremin acı kayıpları geri gelmeyecek ama afet bölgesinin hayata yeniden dönmesi ve kısmi de olsa bir normalleşme sürecine girilmesi başta devlet kurumları ve siyasiler olmak üzere tüm Türkiye'nin önceliği olmak zorunda. Burada verilen sözlerin yerine getirilmesi, devam eden ihtiyaçların giderilmesi, depremzedelerin bekledikleri gelişmelerin ivedilikle gerçekleşmesinden daha önemli bir şey yok.
GERİDE DEVLET KALDI
Afet bölgesiyle ilgili kabul etmemiz gereken bir şey var. Sonuçta orada yaşam bir şekilde devam ediyor ve gündelik hayatın gerektirdiği ihtiyaçlar da devam ediyor. O nedenle ilk günlerdeki gibi bölgeye yönelik hassasiyetin, devam eden ihtiyaçların giderilmesi konusunda da gösterilmesi lazım. Bu bir talep değil zorunluluk. Bunun için vatandaşların bireysel çabaları maalesef yetersiz. Zaten bölgede de depremzedelerin sıklıkla dile getirdikleri bir durum var. Yardım için akın akın o illere gidenler geride bıraktıkları hayata dönmek zorunda. Yavaş yavaş dönüyorlar da. Ama geride bölgede hayatın doğal akışına uygun hale gelmesi için görevli binlerce devlet görevlisi var.
Öğretmen, polis, asker, sağlıkçı, din görevlisi... Hepsi görevlerinin hakkını sonuna kadar veriyorlar.
TÜSİAD'IN GARİP İTİRAZI
Depremin yaralarını sarmak için tüm Türkiye, devlet-millet el ele vererek büyük bir seferberlik ruhuyla çalışıyor.
Bir de bölgedeki seferberlik faaliyetlerinin sürmesi, üretim ve istihdamın da devamı için devletin bir defaya mahsus ya da bir süreliğine hayata geçirdiği uygulamalar var. Ek vergi düzenlemesi de bunlardan sadece biri. Depremin ardından ekonomik yıkımı en aza indirgemek için hayata geçen bu uygulamaya ülkede yatırım yapan, değerine değer katan birçok yatırımcı tabii.
Düzenleme aynı zamanda bu firmalara bölgeye uzak olsalar da bir şekilde ellerini taşın altına koyma fırsatı veriyor.
Ancak TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, öyle bir açıklama yaptı ki sanki kendisi ve derneğine üye yatırımcıların bu ülkeye bir vefa borçları yok gibi. Peki ne demiş Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Orhan Turan?
Sayıları 1 milyonun üzerinde olan kurumlar vergisi mükelleflerinden geçici vergi alınması yerine 22 bin civarındaki kurumlar vergisi teşviki almış mükelleften kesinti yapılmasının adaletsiz olduğunu söylemiş. Tek defaya mahsus alınacak bu yüzde 10'luk vergiye, yıllardır bu ülkeden milyarlarca lira para kazanan ve ülkenin en zengin şirketlerinin içinde bulunduğu TÜSİAD'ın karşı çıkması gerçekten düşündürücü. 48 binden fazla insan yaşamını yitirmişken, milyonlarca kişi evsizken tek derdiniz size getirilen ek vergi yükümlülüğü mü gerçekten? Ekonomik etkisi 50 milyar doları aşması beklenen depremin yaraları sarılırken sizin kazandığınız milyonlarca liraya dokunulmasın mı yani?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.