Türk siyasetinde öngörü yoksunluğu
Seçimlerden sonra derin bir sessizliğe gömülen İYİ Parti lideri Meral Akşener'in önceki gün yeniden genel başkan seçildiği kurultayda hezimet faturasını ittifakın mimarı Kemal Kılıçdaroğlu'na kesmesi zaten bekleniyordu.
Bu derin sessizlik günlerdir bu şekilde yorumlanıyordu. Ve Akşener kendisinden bekleneni yaptı. CHP'yi daha önce de defalarca minnet duymadığını söylediği vekil transferi meselesinden vurdu. Eski ekip arkadaşlarının gerçekleri ifşa edeceğinden habersiz, "15 milletvekili aldım.
Bu yüzden bedel ödemekten bıktım" diyerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6'lı masayı kurarken bu transferi kullandığını ima etti.
BÜYÜK ZARAR VERDİ
Bu kadar zaman geçtikten ve bu kadar seçim yapıldıktan sonra masaya zaten ilk başta bu minnet borcu yüzünden geldiğini iddia etmenin kendi şahsı ve partisine zarar vereceğini görememek büyük bir siyasi öngörü yoksunluğu. Ancak Akşener bir siyasi parti lideri olarak bunu ilk kez yapmıyor. Son seçim ittifakında masadan kalkıp sonra da hiç böyle bir şey yaşanmamış gibi geri dönerek zaten partisinin geleceğine büyük zarar verdi.
Hala partisinin başında kalarak da yine zarar vermeye devam ediyor. Yola çıkarken MHP yönetiminden rahatsız olan milliyetçi seçmenin oylarına talip olması beklenen Akşener, oyları ise aynı seçmenden istemedi. Seçim öncesi mitingleri takip edenler muhakkak hatırlayacaktır.
Meydanlarda, "Bir oy Meral'e bir oy Kemal'e" derken bir yandan da CHP seçmenlerine, "Her evden bir oy istiyorum" dedi. 6'lı masanın İzmir mitinginde bile aynı ifadeleri kullandı. Kendisi milliyetçi seçmenin oylarına değil CHP oylarına talip olurken, Kemal Bey de milliyetçi seçmeni kazanmak için şekilden şekile girdi kampanya boyunca. Halbuki, onun böyle bir çaba içine girmesine gerek yoktu.
Çünkü Akşener ve partisi bu amaca pekala hizmet edebilirdi. Ama etmediler.
Etmedikleri gibi buçuk partilere vekil dağıtan CHP'nin oylarından da aldılar.
YİNE CHP'Yİ HARCIYOR
Şimdi seçimin üzerinden geçen bir aylık süreçte ağzını bıçak açmayan İYİ Parti lideri, partisini toparlayabilmek için yine CHP'yi harcıyor. Seçmenin, ittifak ortağı küçük partilerin ardından son darbeyi yine Akşener vuruyor. Sanki 'seçilecek aday' diye tutturup masayı dağıtmamış gibi. Sanki CHP'li belediye başkanlarını 'cumhurbaşkanı adayı' olmaları için göreve çağırıp en büyük güvensizliği kendisi yaratmamış gibi. Kampanya sürecinde sürekli 'aba üzerinden sopa' göstermemiş gibi. Sanki cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalınca hemen havlu atmayıp geçen 14 günde meydan meydan dolaşıp Kemal Bey'e oy istemiş gibi. Sanki iki tur arasındaki sürede aralarında İzmir'in de bulunduğu birçok ilde seçim irtibat bürolarını kapatarak tası tarağı toplayıp erken pes etmemiş gibi.
Eski Yol arkadaşları Ümit Özdağ ve Aytun Çıray kendisini yalanlasa da şu an ilk baştaki vekil transferini bahane ederek hem CHP'yi karalamaya çalışıyor hem de kendisini aklamaya. Ancak başarılı olması zor. Yerel seçim sürecinde bu taktiklerin tutmayacağını büyük ihtimalle muhalefetin elindeki büyükşehirleri de kaybetmesiyle göreceğiz.
Bu derin sessizlik günlerdir bu şekilde yorumlanıyordu. Ve Akşener kendisinden bekleneni yaptı. CHP'yi daha önce de defalarca minnet duymadığını söylediği vekil transferi meselesinden vurdu. Eski ekip arkadaşlarının gerçekleri ifşa edeceğinden habersiz, "15 milletvekili aldım.
Bu yüzden bedel ödemekten bıktım" diyerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6'lı masayı kurarken bu transferi kullandığını ima etti.
BÜYÜK ZARAR VERDİ
Bu kadar zaman geçtikten ve bu kadar seçim yapıldıktan sonra masaya zaten ilk başta bu minnet borcu yüzünden geldiğini iddia etmenin kendi şahsı ve partisine zarar vereceğini görememek büyük bir siyasi öngörü yoksunluğu. Ancak Akşener bir siyasi parti lideri olarak bunu ilk kez yapmıyor. Son seçim ittifakında masadan kalkıp sonra da hiç böyle bir şey yaşanmamış gibi geri dönerek zaten partisinin geleceğine büyük zarar verdi.
Hala partisinin başında kalarak da yine zarar vermeye devam ediyor. Yola çıkarken MHP yönetiminden rahatsız olan milliyetçi seçmenin oylarına talip olması beklenen Akşener, oyları ise aynı seçmenden istemedi. Seçim öncesi mitingleri takip edenler muhakkak hatırlayacaktır.
Meydanlarda, "Bir oy Meral'e bir oy Kemal'e" derken bir yandan da CHP seçmenlerine, "Her evden bir oy istiyorum" dedi. 6'lı masanın İzmir mitinginde bile aynı ifadeleri kullandı. Kendisi milliyetçi seçmenin oylarına değil CHP oylarına talip olurken, Kemal Bey de milliyetçi seçmeni kazanmak için şekilden şekile girdi kampanya boyunca. Halbuki, onun böyle bir çaba içine girmesine gerek yoktu.
Çünkü Akşener ve partisi bu amaca pekala hizmet edebilirdi. Ama etmediler.
Etmedikleri gibi buçuk partilere vekil dağıtan CHP'nin oylarından da aldılar.
YİNE CHP'Yİ HARCIYOR
Şimdi seçimin üzerinden geçen bir aylık süreçte ağzını bıçak açmayan İYİ Parti lideri, partisini toparlayabilmek için yine CHP'yi harcıyor. Seçmenin, ittifak ortağı küçük partilerin ardından son darbeyi yine Akşener vuruyor. Sanki 'seçilecek aday' diye tutturup masayı dağıtmamış gibi. Sanki CHP'li belediye başkanlarını 'cumhurbaşkanı adayı' olmaları için göreve çağırıp en büyük güvensizliği kendisi yaratmamış gibi. Kampanya sürecinde sürekli 'aba üzerinden sopa' göstermemiş gibi. Sanki cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalınca hemen havlu atmayıp geçen 14 günde meydan meydan dolaşıp Kemal Bey'e oy istemiş gibi. Sanki iki tur arasındaki sürede aralarında İzmir'in de bulunduğu birçok ilde seçim irtibat bürolarını kapatarak tası tarağı toplayıp erken pes etmemiş gibi.
Eski Yol arkadaşları Ümit Özdağ ve Aytun Çıray kendisini yalanlasa da şu an ilk baştaki vekil transferini bahane ederek hem CHP'yi karalamaya çalışıyor hem de kendisini aklamaya. Ancak başarılı olması zor. Yerel seçim sürecinde bu taktiklerin tutmayacağını büyük ihtimalle muhalefetin elindeki büyükşehirleri de kaybetmesiyle göreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.