CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde geçen son 10 yılına damga vuran özelliklerinin başında herhalde vekil transferleri ve sağ partilerden ithal ettiği vekiller gelir. Her partide lider değişikliği belli başlı dönüşümlere neden olur. Lider, karakterini bir miktar da olsa kadrolarına yansıtır. Ancak CHP gibi köklü geleneğe sahip bir parti için bu değişim süreçleri partiyi toptan değiştirecek boyuta ulaşmaz. Çünkü CHP, Atatürk'ten sonra pek de lider partisi olmamış. Böyle bir partinin seçmeni de elbette liderlere değil, bu köklü geleneğe oy vermekten yana tercihlerini kullanmış.
O yüzden bugün sadece Genel Başkan için oy veren bir CHP'liye rastlamak zor. Hatta bu parti geleneği, kavga ve çekişmeleri de körüklediği için CHP'nin iktidara geçmesine de engel olan temel sebeplerden biri olarak gösterilebilir.
HER KAFADAN AYRI SES
Kılıçdaroğlu dönemi, parti içine alınan farklı kesimler nedeniyle her kafadan ayrı ses çıkan bir dönem olarak tarihe geçiyor.
CHP'nin köklerinden uzaklaştırılması projesi günümüze kadar bizzat Kemal Bey ve yakın kadrosu tarafından adım adım hayata geçirildi. Önce Deniz Baykal döneminin ağır topları olarak bilinen milli çizgideki isimler partiden uzaklaştırıldı.
Ardından yavaş yavaş yerleri gayri milli hatta anarşist ruhlu kişilerle dolduruldu.
Bu yapılırken hem belediye başkanlıklarında hem de vekil listelerinde sağ kökenli isimler de yer aldı. Yani merkez sol çizgideki CHP, bir yandan daha sola bir yandan da sağa dümen kırmaya çalıştı.
İYİ Parti'ye vekil, HDP'ye ise seçmen transferi yapıldı. Bu net strateji değişikliği, 2019 yerel seçimlerde CHP'ye büyükşehirleri kazandırdı. Ama Kılıçdaroğlu ve ekibi bu kazanımı çok farklı yorumladı.
Partinin oyunun arttığını sandılar. Oysa gerçek öyle değildi. Sağcı vekiller ve HDP sever başkan adayları yeni oylar kazandırsa da mevcut oyları kaybettirdi. Hatta son seçimde durum öyle bir boyuta ulaştı ki partinin yıllardır değişmeyen vekil sayısında önemli bir düşüş bile yaşandı.
Geçmiş dönemlerde partide vekillik yapmış sağ kökenli isimler bile bu kazanımsız dönüşüme baş kaldıracak hale geldi.
ALDÜLLATİF ŞENER VAKASI
İşte son dönem tartışmalarından birini ortaya atan Abdüllatif Şener de o isimlerden biri. Öyle ki bir dönem CHP'lilerin kahraman olarak gördüğü Şener, ilk turda Sinan Oğan'a oy verdiğini ikinci turda ise geçersiz oy kullandığını duyurdu. Gerçi Şener'in beyanının tam doğru olmadığı tutanaklarla ortaya çıksa da sonuçta ortada, önemli bir garabet söz konusu.
Partide vekillik yapmış bir ismin seçimde liderine oy vermemesi basite indirgenecek bir durum değil. Zaten kendisine parti içinden gelen tepkiler de benzer nitelikte.
Ama iş dönüp dolaşıp maalesef faturanın Kılıçdaroğlu'na kesilmesiyle son buluyor.
CHP Malatya Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Veli Ağbaba'nın tepkisi de bu konu başlığı altında değerlendirilebilir.
CHP'de siyasi ikbal kavgasının yaşandığı son dönemde Kemal Bey'e Şener ve 38 vekil üzerinden tepki gösteren Ağbaba, "Bu sağcı siyasetçileri CHP'ye getirenler bedel ödemelidir" dedi."Birçok siyasetçi geçmişte parti içine sokularak hep CHP'ye zarar verildi" diyen Ağbaba, "Bir CHP'li olarak şunu çok net söylüyorum. Geçmişte Sinan Aygün'ü, Aydın Ayaydın'ı, Abdüllatif Şener'i kimler CHP'ye getirip bu kötülüğü yaptıysa onlar mutlaka bedel ödemeli. Ama görüyoruz ki hala bir tek adım atılmadı bu mantık asla kabul edilmez" ifadelerini kullandı. Bu haklı tepkinin üzerine söylenecek fazla söz yok. Bakalım CHP açılım yapayım derken sağ-sol çıkmazında daha ne kadar kaybedecek.