İYİ Parti’nin yükselen gereksiz özgüveni

İYİ Parti lideri Meral Akşener'in 2024'teki yerel seçimler için 26 Ağustos'a kadar yaptığı çıkışlar zaten Millet İttifakı'nın geleceğinin tehlikede olduğunu gösteriyordu ancak birçok kişi en azından bazı il ve ilçeler bazında işbirliğinin sürebileceği beklentisi içindeydi. Açıkçası ben de aynı düşüncedeydim. Ancak 26 Ağustos'ta Afyonkarahisar'da Akşener'in yaptığı çıkış bu beklentimi düşürdü. Sonrasında İYİ Parti'nin yetkili ağızlarından yapılan açıklamalar da artık bu konuda bir geri dönüş olmayacağı görüşünü kuvvetlendirdi.

DEĞİŞİK BAŞLANGIÇ
Geçtiğimiz hafta İYİ Parti İzmir'de bu konuda ciddi bir aşama da kaydedildi.
Öyle ki Akşener, partinin İzmir adayını dahi netleştirdi. İzmir Milletvekili Ümit Özlale'nin yerel seçimde büyükşehir belediye başkan adayı olacağı duyuruldu.
Özlale de seçim hazırlıklarına hemen başladı.
Ama bu başlangıç biraz değişik bir başlangıç oldu açıkçası. Çünkü kendisi, İzmir'deki en önemli rakibi Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yönelik herhangi olumsuz bir görüş bildirmeyeceğini ifade etti. Sanki ittifak her an devam edebilirmiş gibi bir çıkıştı bu Akşener'in aksine. Ardından Özlale'nin adaylığı ile ilgili yine İYİ Parti'den birçok destek mesajı geldi. Mesela şehit yakınına yönelik hakaretleriyle hafızalarda yer eden Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Özlale'nin büyükşehir belediye başkanı olduğu bir İzmir hayalini paylaştı sosyal medya hesabından. Türkkan paylaşımında, "Tüm Büyükşehirler de dahil tüm il, ilçe ve beldelerde tek başımıza seçime girme iradesi; parti tabanımızın, seçmenimizin ve Türk Milleti'nin arzusudur. İYİ Parti'yi iktidar yapmanın başka da yolu yoktur.
Bu kararından dolayı Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'i yürekten kutluyor, bu tavrı karşısında saygı ile eğiliyorum" ifadelerini de kullanarak bir bakıma tek başına seçime girme iradesinin arkasında durulması gerektiğini vurgulamış oldu.

İÇE SİNMEYEN İTTİFAK
İYİ Parti tabanının ittifakı en başından beri içine sindiremediğini biliyoruz da bu tek başına seçime girme özgüveni yeni hasıl oldu. Önceden ittifak içinde dile getirilemeyen ne kadar rahatsızlık varsa son dönemde ortaya dökülmesi de bu yüzden aslında. Çünkü kendisini milliyetçi olarak tanımlayan İYİ Parti tabanı giderek marjinal sola kayan CHP ile yan yana durmak istemiyordu. Şimdi de bu gidişattan son derece memnunlar. İstedikleri oldu, parti seçime CHP ile birlikte girmiyor. O nedenle bu konuda ortaya konan kararlı tutum sürsün istiyorlar.

BAŞARI ŞANSLARI YOK
İttifaka yönelik birçok eleştirilerinde haklılar aslında ama gözden kaçırdıkları bir gerçek var. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ılımlı liderliği ile bir araya toplanan muhalif ittifak bloğu aslında son ana kadar iktidara geleceklerine emindiler. Ama seçim sathına girildikten sonra öyle trajik hatalar yapıldı ki kapıldıkları bu gereksiz özgüven seçimde hezimeti getirdi. Şimdi aynı tutum İYİ Partililerde de mevcut. Her ekrana çıkan, her açıklama ya da paylaşım yapan İYİ Partili benzer bir özgüvenle konuşuyor. Ama Kemal Bey'in liderliğinde topluca gidilen seçimin sonucu ortadayken, bu süreçte en çok kan kaybeden parti olarak gösterilebilecek İYİ Parti'nin yerelde tek başına başarı sağlama ihtimali yok. İnşallah ikinci bir hezimete göre kendilerini hazırlarlar önümüzdeki seçime kadar. Yoksa çok üzülecekleri aşikar.