Geçtiğimiz hafta sonu konser için Ören'deydik. Burhaniye'ye İstanbul'dan karadan gidiş ve dönüş bir kabus olduysa da güzelliklerle dolu iki gün geçirdik. O güzelliklerin başrollerinde kimler vardı? İşte bu haftaki yazı konumuz...
***
Önce Burhaniye'nin çok sevilen ve iki dönemdir Belediye Başkanlığını yapan Fikret Akova'dan başlayalım. O da benim gibi İzmir Atatürk Lisesi mezunu. Mayıs başında okulumuzun pilav günümüzde karşılaşmıştık. "Burhaniye'de bir konser yapalım" dedi ve bu yıl 23'üncüsü Rauf Denktaş anısına yapılan Burhaniye- Ören Turizm Kültür ve Sanat Festivali etkinliğine davet etti. Aysun'la birlikte geçen Cumartesi Ören'in Açık Hava Tiyatrosu'nda çok keyifli geçen bir konser verdik.
Konser sonrası sahnede bana büyütülmüş ve çerçevelettirilmiş bir fotoğraf hediye etti. Fikret Akova'nın 1971'de lisemizden mezun olurlarken arkadaşlarıyla bir fotoğrafı. Aralarında oturan benim. O gün okul idaresi beni okula davet etmiş, ben de bir mini konser vermiştim yeni mezun kardeşlerime. Fotoğrafta sol yanımda oturan yakışıklı delikanlı bugünün Burhaniye Belediye Başkanı... Çok duygulandım... İki gün bizi yalnız bırakmayan Başkan, Burhaniye'ye çok önemli hizmetler vermiş. Gezdim, gördüm ve kutladım. Yıllarca inşaat mühendisi olarak yurtdışında çalışan Akova, 8 yıldır doğduğu yere hizmet veriyor. Burhaniye Belediye Başkanlığını, aynı zamanda da Körfez Belediyeler Birliği Başkanlığını yapıyor.
***
Konserin ertesi günü Burhaniye'nin bir kilometre dışındaki Taylıeli köyünde bir butik otelde kahvaltıya davetliydik.
Otelin adı Daidalos. Usta işçi anlamına geliyor. Aynı zamanda Zeus'un mimarı olarak biliniyor.
Tepede yeşillikler arasından nefis bir panoramik manzarayla Ören'e kollarını açan Daidalos'ta, Kazdağları'ndan gelen kekik kokulu, denizin iyoduyla birleşen meltemle nefesiniz açılıyor. Öyle bir oksijen var ki yörede, astım hastaları şifa buluyor, by pass geçirenler burada kendilerine geliyorlar.
İşte Taylıeli böyle bir köy. 9 odalı Daidalos harika bir butik otel. Daidalos'u yaratan İzmirli bir çift. Bülent ve Selma Koçtaş. Odalar çok zevkli döşenmiş. Hatta üst kattaki odanın hemen pencere yanında bir jakuzisi var. Ben izleyemedim ama gün batımını bilenler, "Gir jakuzinin içine seyret Homeros'un Şarap rengi denizini büyük bir keyifle" dediler...
Burhaniye'ye bir daha gidişimde kalacağım adres artık belli...
VOKALİZ'İN ALBÜMÜ
Ben müziğe başladığımda ülkemizde gece kulüplerinde çalışan, konserler veren çok değerli orkestralar vardı. Müzisyenler iyi enstrümantist olmanın yanında çok güzel vokal yaparlardı. Faruk Akel, Somer Soyata, Durul Gence, Kanat Gür, Üstün Poyraz, Güven Aydın, Zekai Apaydın, Şerif Yüzbaşıoğlu, Ergun Özer, Çetin İnöntepe, Mehmet Ceyhan, Ferdi Özbeğen Orkestraları ilk aklıma gelenler.
Zamanla orkestralar yok oldu, piyanist şantörler devri başladı. Bu arada Modern Folk Üçlüsü 70'lerden itibaren yaptığı albümlerle ve harika tınlayan vokalleriyle müzik dünyasında uzun yıllar başı çekti. Yine 70'lerin başında Mazhar, Fuat olarak yola çıkan iki genç 1980'lerde aralarına Özkan'ı da alarak MFÖ'yü yarattılar. Bugün ayakta kalan tek vokal grubu olarak hala her yaştan müzikseveri etkiliyorlar. Aynı yıllarda "Beş Yıl Önce On Yıl Sonra" adıyla öne çıkan, Atakan ve Mehmet'in başı çektiği grup da vokal müziğinden çok güzel örnekler verdi.
***
Yıllardır vokal müziğine hasret kalmıştık ki akapella müzik yapan "Vokaliz" sesini duyurmaya başladı. Beş yıl önce ilk albümlerini yaptılar. Ama tek düze, çıs taklı müziğe takılan gençlik onları farketmedi. Oysa çok önemli işler yapıyorlardı.
Akapellada enstrüman olarak insan sesi kullanılıyor ve Vokaliz grubu bu zor işi başarırken şarkıları da özlediğimiz biçimde çok sesli söylüyor. Yeni albümlerinde benim bir bestemi, 1981 Eurovision Türkiye birincisi olan "Dönme Dolap"ı da seslendirmişler. Sadettin Kaynak'ın "Muhabbet Bağı" da var, 1978 Eurovision temsilcimiz "Seni Sevince" de. "Gençlik Marşı"nı hem caz hem de pop yorumlamışlar. Sezen Aksu'nun "Kaç Yıl Geçti Aradan"ı ve Cahit Berkay'ın "Selvi Boylum Al Yazmalım" şarkıları da yer alıyor albümde.
Vokaliz'i sahnede izlemek çok keyifli. Albümü de farklı bir tür dinlemek isteyenler, çok sesli yorumları özleyenler için tavsiye ediyorum.
Cengiz, Gökçer, Atakan, Tolga ve Kerem'i "Vokaliz" inatlarından dolayı kutlamak gerek. "Dinle Burayı" adını vermişler albümlerine.
Onları dinlemeli ve izlemelisiniz...
