• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

İki muhteşem müzik albümü

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Eylül 2012, 16:30
Uzun zamandır yazmağa değer, beni etkileyen müzik albümü dinlememiştim. Bir haftadır hayranlıkla sürekli dinlediğim iki albüm var. Onları paylaşacağım sizlerle...
Önce Yalın... Yedi yıl önce kızım İlkyaz sayesinde onun ilk albümünü dinlemiş ve şöyle yazmıştım:
"Zalim albümünü dinledikçe uzun zamandır hasret kaldığım bir duygu ve söz zenginliğinin içinde buldum kendimiSözler ve müzik bir dantela gibi örülmüştü ve düzenlemeler şarkıların güzelliğini ortaya çıkaracak bir anlayış ve yaratıcılıkla melodileri sarmalamıştı...
Bir süre sonra albümde tek boş şarkı olmadığının, bu albümü yaratan gencin çok büyük işler başarmış olduğunun farkına vardım
Hakkında çıkan yazıları dikkatle okuyordum... Yalın, bu genç müzisyenin soyadıydı. Adının Hüseyin olduğunu öğrendim. Sonra, Hürriyet gazetesi yazarlarından Ferai Tınç'ın yeğeni olduğunu öğrendim. Bir ropörtajında soyadının neden Yalın olduğunu anlatıyordu:
'Soyadı kanunu çıktığı zaman Atatürk Samsun'a geliyor. Bir yemek sofrasında da babamın dedesi onunla tanışmak şerefine erişiyor. Atatürk ona, 'Senin soyadın Yalın olsun' diyor. 'Çünkü öyle bir adamsın...'
İlk albümün üzerinden daha bir yıl geçmişken Yalın ikinci albümünde beni tam anlamıyla şaşırttı. En az ilki kadar başarılı, titizlikle hazırlanmış, yine sözleri ve müzikleri çok güzel bir albümle 'Ben gelip geçici değilim' dercesine müzik dünyasına kişiliğini koydu...
Şaşırdım çünkü bu kadar iyi bir ikinci albüm beklemiyordum. Kısa sürede bu kadar güzel şarkılar üretmek ve onları bu kadar güzel yorumlamak her baba yiğidin harcı değildir..."
***
2005 yılının Temmuz ayında Yalın'ı anlattığım yazıdan bir kaç paragraf aldım yazıma. O günlerden bugüne Yalın çizgisinden hiç şaşmadı, çok güzel şarkılar üretti ve yorumladı. Şimdi sürekli dinlediğim son albümü de söz, beste, düzenleme ve yorum olarak mükemmel. Onbir şarkının neredeyse hepsi tiryakilik yaratacak güzellikte. Ozan Çolakoğlu'nu da yaptığı düzenlemelerden dolayı ayrıca kutlamak istiyorum. Bu albümü mutlaka edinin...

TÜRK ÇAYI CAZ SÜİTİ
Özkan Turgay'ı 26 yıl önce tanımıştım. Bu müzisyen kardeşimle hem sahnede birlikte çalştık, hem de bir çok bestemin düzenlemesine imza attı. Benim ona inancım, onun bana saygısı zerre azalmadığı gibi hep büyüdü. Özkan'ın kardeşi Halit Turgay'ı da onun sayesinde 90'larda tanıdım. Flüt çalıyordu. Yıllarca emek verdiği enstrümanıyla yıldızlaştı ve uluslararası başarılar kazanıp dünya çapında bir flütist oldu.
Günlerdir onun, iki buçuk yıldır birlikte çalıştığı "Jazz-İst Quartet" eşliğinde çaldığı "Türk Çayı Caz Süiti" adlı albümünü dinliyorum. Kendi bestesi altı eseri seslendiriyor Halit Turgay... Heyecan verici, insanı içine alan, duygulandıran, coşturan bir albüm bu.
***
Halit Turgay'ın kendi ifadesiyle, "Kaş" adlı eseri, Kaş'ın mavi sularının dinginliğini, dünyanın kötülüklerinden arınmışlığını, huzuru, saflığı anlatıyor.
"Uyuyan Dev", mitolojik tanrıların kralı Zeus tarafından cezalandırılan asi ruhlu Promeheus'un kabullenmişliğini ve çığlığa dönüşen başkaldırışını anlatıyor.
"Türk Çayı"nı besteleyişini de şöyle anlatıyor Halit Turgay: "Yurt dışından gelen müzisyen arkadaşlarımla Kaş açıklarında teknede birlikte müzik yaparken Türk çayıyla ilgili düşüncelerini söylediler. Çok çalıştıktan sonra yorgunluk çayı, neşelendiğimizde keyif çayı içmemiz dikkatlerini çekmiş. Bütün ruh hallerimiz için bir bardak çayın ayrı ayrı tanımlaması olduğunu farketmişler. 'Türk Çayı' bestesi böyle bir atmosferde çıktı ortaya..."
Ülkemizin böylesine usta bir flütçü yetiştirmiş olmasıyla gururlanalım ve "Türk Çayı Caz Süiti" albümünü mutlaka dinleyelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.