Gözümün önünden film şeridi gibi geçiyor... Etiler'de Sies'te yemek yiyoruz. İçeriye girip salına salına yürüyen bir hatuna hepimiz dönüp baktık. Kabak onun başına patladı. Sezen (Aksu) şöyle bir uzandı. Onno'nun (Tunç) gözündeki gözlüğü kaptığı gibi yere attı ve üzerine hışımla bastı. Ne cam kaldı ne çerçeve. Ben ve Aysun birbirimize baktık. Gözlerimiz faltaşı gibi açılmış... Sezen'e döndük. Sezen, kahkahayı basıp Onno'ya söyleniyor: "Sıkıysa şimdi bak da gör!"
Onno sus pus. Belli ki içinden bir "Ya sabır" çekiyor. Bize dönmüş dudaklarında acı bir gülümseme. Gözlerinden mesajı alıyorum. "Bu deliye ben şimdi ne diyeyim?
***
Daha öncesi... Sezen, Sinan'dan (Özer) ayrılmış bir akşam telefon ediyor. 80'lerin başı. Ben Hıncal'la (Uluç) aynı evi paylaşıyorum. Bekarım o zamanlar... "Canım sıkılıyor, işin yoksa gel yürüyelim" diyor telefonda. Ben 4. Levent'teyim o 1. Levent'te. Buluşuyoruz. Koluma giriyor. Yürüyoruz. Bir şeyler söyleyecek ama bir türlü ağzından çıkmıyor. "Anlat" diyorum. Biraz sessizlik ve ardından baklayı ağzından çıkarıyor: "Ali, ben Kirkor'a aşık oldum." Kirkor dediği Onno Tunç...
***
Onların beraberliği bir aşkın ötesinde müzikal frekansların müthiş bir uyum içinde buluştuğu, üretimde zirve yapan bir beraberlikti. İkisi de birbirlerini tamamladılar. Onno müzik dehasını Sezen'in söz ve melodi yaratıcılığıyla besledi. Ortaya tadına doyulmayan besteler çıktı.
***
Yarın Onno'nun 17. ölüm yıldönümü. Popüler müziğimizin gelmiş geçmiş en büyük müzik adamını anmak, onu unutmamak, unutturmamak gerek. Ölümünden sonra uçağın çarptığı Yalova'daki tepeye bir anıtı dikilmişti. O gün Sezen'in bir kağıda yazdığı duygusal yazıyı ben okumuştum orada. Attila Özdemiroğlu'nun kemanı eşliğinde Fatih Erkoç "Nature Boy" adlı şarkıyı söylemişti göz yaşları arasında.
Sahi sonradan kaldırılan o anıt ne oldu? Yeniden dikildi mi? Umarım Yalova Belediyesi hiç olmazsa ölüm yıldönümünde bir bilgi verir. Umarım gece kulüplerini arşınlayan magazin muhabirlerinin aklına bu anıtın akıbetini sormak da gelir...
***
1996'nın 14 Ocak günü üç günlük bir tatil için Aysun'la Abant'a gitmiştik. Daha valizimizi odaya bırakıp otelin lobisine inmiştik ki, televizyonda alt yazı geçtiler ve kaza haberini aldık. Neler olduğunu tv haberlerinden ve telefon trafiğinden öğreninceye kadar ne sancılar çekmiş ve apar topar İstanbul'a dönmüştük. 17 yıl geçmiş üzerinden...
***
Onno arkadaşımdı. Şarkılarıma aranjör olarak hayat veren bir müzik ustasıydı. "Melankoli", "Dostluğa Davet", "Dönme Dolap", "Küçük Bir Aşk Masalı", "Meskenim Dağlar", "Çocuklar Gibi", "Ali", "Çakır", "Benimsin Diyemediğim" gibi bestelerimi onunla hayata geçirmiştim. Prodüktör olarak gururla imza attığım, başta Bülent Ortaçgil'in "Benimle Oynar mısın" albümü olmak üzere, bir çok yapımıma o da aranjör olarak imzasını koymuştu.
***
En verimli çağında daha 47 yaşında bir uçak kazası onu bizden ayırdı. En sevdiğim besteleri arasında aklıma ilk gelenler, çoğu Sezen Aksu'nun seslendirdiği şu şarkılar: "Sen Ağlama", "Git", "Bir Çocuk Sevdim", "1945", "Değermi Hiç", "Hadi Bakalım", "Şinanay", "Beni Unutma", "Ne Kavgam Kaldı ne Sevdam", "Yalnızca Sitem", "Işık Doğudan Yükselir", "Seninleyim" ve "Dünden Sonra Yarından Önce"...
***
Onno'nun anıtının açılışında Sezen'in kaleme aldığı ve benim okumamı istediği yazısını saklamıştım. Anılarımı yazdığım kitapta yayınladım. Şimdi o özel notu sizinle de paylaşmak istiyorum:
"Değerli biri kaybedildiğinde, ardından onun hizmetlerinin, kişiliğinin öneminin altını çizecek sözler edilmesi olağandır hepimizin bildiği gibi.
Bu üreten insanın ve onun yaşama katkılarının hakkını teslim eden sözcükleri yaşamında duyabilenlerin sayısı bu çağda bile fazla değil yazık ki.
Onno, bu değerlendirmelerin bir kısmına tanık oldu sağlığında.
Ancak söylenmeyen, bilinmeyen çok şey kaldı. Bir küçük konuşmayla ifade edilemeyecek çok şey... Ve asıl ifadesini ancak müzikte bulabilecek bir çok şey.
Onno, tanrının verdiği sıra dışı yeteneğiyle gustosunu bilginin sonsuzluğuna olan inancıyla birleştirmiş bir dehaydı.
Tüm özellikleriyle deha sözcüğünün sözcük karşılığıydı... Ve bizce, bu onun doğuştan asıl adıydı.
Bu ülkeye ve dünyaya bir daha onun gibi birinin nasip olması için hepimiz dua edelim."