Amerika, İtalya, Fransa, Güney Afrika, Türkiye... Modern insanın ortak keyif günü pazar... Pazarların ortak noktası ise birbirinden lezzetli kahvaltılar bir de tabii alışveriş ve gezmek
İyi pazarlar... Bana ne mutlu ki bu pazar sabahı yazımı, İzmir'de, evimde okuyabileceğim. Malum uzun bir süredir en yakını İstanbul olmak üzere seyahatlerden dolayı hep İzmir dışındaydım. Şöyle bir özet alsam, size hafta içinde yazdığım 'devrialem' yazı dizimde anlattığım gibi epey bir gezdim. Oradaki pazarları şöyle bir düşündüm. Size o ülkelerde insanların pazar tatillerinde genelde neler yaptılarını nakletmek istedim.
İTALYA
İtalya'da genelde yakın göllere gidiyordum. Como, Lacco gibi. Genellikle Milano'dan gelen genç gruplar ve ailelerin oluşturduğu kalabalık kitleler, buralarda temiz hava almak dışında yörelere uygun zaytinyağı, bakliyat, bisküvi gibi yiyecekler dışında hediyelik eşyalar alıp kurulan pazarlarında bol bol alışveriş yapıyorlar. Ve de yemek gustolarına bağlı restoranlar seçip akşamüstüne kadar gezmelerini sürdürüyorlar.
PARİS
Parisliler ise pazarları çok sevdikleri şehirlerini terk etmek yerine bilhassa kış aylarında yağmurda, karda Paris'te Champs Elysees'de, bilhassa Quartier Latin'de dolaşıp, bilhassa çalışan kitle hafta arası yapamadığı alışverişi, dünya çapında ünlü caddelerinde gezmeyi ve ağzına kadar dolan sinemalara gitmeyi (bu kadar çok sinemayı hiç bir ülkede görmedim) tercih ediyorlar. Kahvaltı ve öğlen yemeği sunan yerlerde kapıdaki kuyruklardan çoğu Parislinin şehirde olduğu görülüyor. Bilirsiniz, Fransızlar kadar milliyetçi bir ülke yoktur. O kadar ileri giderler ki, size bununla ilgili bir anımı anlatayım. Gençlik yıllarımda tek gittiğim yer Foça, Kuşadası, Kemer 'Fransız Tatil Köy'leri idi. (Club Med) Tabii ki şovlarının en büyük izleyicilerinden biri idim, tahmin edersiniz. Resepsiyondan animasyona herkesle tanışırdık, bir hafta sonu gittiğimizde daha o gecenin şovunun afişine bakamadan hangi şov olduğunu sorduk. "Mişel Cakson" dediler. Hiç seyretmediğimz bir gösteri dedik, ta ki afişi görünceye kadar. 'Michael Jackson'mış...
JOHANNESBOURG
Gelelim Güney Afrika'ya... Buralarda bilhassa Johannesbourg'da pazarları genelde ünlü AVM'lere ve oranın pazarları kurulan çarşısına gidiliyor. Çarşıda bilhassa Afrika yapımı tablodan, mutfak ve ev gereçlerine, önlüklere, konfeksiyona, biblolara kadar her şey var. Bunun dışında en çok gidilen AVM girişlerinde Rus, İtalyan, Türk, İsveç vb ülkelerin reçelleri, börekleri, sosları, çörekleri, yemekleri, bibloları sergileniyor ve satılıyor. Bu arada Yüksel'imin (Uzel) pide ve lahmacunları tezgahların en favorileri olarak önde geliyor.
NEW YORK
Bilhassa New York, Miami ve Cleveland'da genelde 'brunch'lar en favori pazar gezmesi. Bulunduğunuz semte göre ya bir kafede ya bir residansds, ya da ünlü bir restoran veya otelde gerçekleşiyor. Kafelerde Fransız usulü kahve- kruvasan- reçel- yağ ve de harika ekmeklerle donatılmış masalara otururlar ama kesin bir yürüyüşten sonra. Yürüyüş genelde New York'taysanız Central Park'ta başlar veya biter. Otellerdeki brunch'ları tarif etmek imkansız gibi, hani kuş sütü bile var cinsinden.
İZMİR
Bu kahvaltılardan güzel İzmir'ime geldim ki Reyhan olsun, Urla yolu olsun, Çeşme olsun, saymakla bitemiyecek Ege kahvaltısı da... Pek özlemişim.
Yağmur çocuklar herkesi ağlattı
Gelelim size döner dönmez bulunduğum bir İzmir aktivitesine. Çok mutluyum ki İzmir'de çok sevdiğim bir arkadaş kitlem var. Başta Şebnem (Bursalı) ki gelir gelmez mutlak katılmam gereken bir geceyi haber verdi, ben de iyi ki katılmışım. 'KAMED' Kadın Meclis Üyeleri Derneği'nin "Yağmur çocuklar" adını verdikleri otistik çocuklarımıza hazırladıkları muhteşem geceye katıldım. Belki bu güne kadar İzmir'de en etkilendiğim faaliyetlerden biri idi. Geçen yıllarda İstanbul'da Sezen Aksu'nun, Ajda Pekkan'ın, Nilüfer'in, Arda Turan- Sinem Kobal'ın ve daha birçok ünlünün katıldığı aynı konseptli geceye katılmıştım. Çok ama çok etkilenmiştim. İnanın Adnan Saygun'da gerçekleşen bu geceden aynı hazzı aldım. Gözyaşları ile Okay Temiz, ünlü virtüöz Tuncay Yılmaz yine ünlü piyanist Burçin Büke ve yardımsever 50'nin üstünde İzmirli, bilhassa hanımefendilerin (Berkay Eskinazi, Şebnem Bursalı, Berna Noyaner, Ayşe Akın, Betül Elmasoğlu, Oya Zengin, Melis Akman, Özlem Akgerman, Defne Atakan, Sda Kaya ve daha çok önemli bir çok hanımefendi) bilfiil katıldığı bu şahane gecede sanatçılarla beraber sundukları mehter takımı gösterisi olsun, hep birlikte sundukları muhteşem tango gösterisi olsun, finaldeki 'Que Sera' ile başlayan ve 'Yağmur Çocuklar' ile sundukları beraber şarkılar olsun gece muhteşemdi. Geceye katkılarından dolayı tek tek yazamıyacağım tüm İzmir'li yardımsever hanım ve beyleri tebrik ediyorum nice güzel, faydalı, başarılı gecelere diyorum.