Seyahatimi tamamladıktan sonra İstanbul'da hasret giderip İzmir'e geldim. Önümüzdeki günlerde sizlere şu anda yola çıktığım İtalya gezim dahil tüm gezi programımı ayrıntılarıyla anlatacağım. Ama önce İstanbul'la başlamak istiyorum
Bu uzunca ve pek keyifli tatil zincirinden sonra bir kısmı tatil arkadaşlarım ve Pelin (Akad) ile Hande'nin (Ataizi) katıldığı çok renkli geçen harika bir öğlen yemeğini anlatmadan edemeyeceğim. Geldiğimiz evin dekoru sıradışı bir güzellikte, yemekler en lezzetli diyebileceğim lezzette olup da evin sahibesi Canan Barlas gibi gerçek bir hanımefendi olunca muhteşem bir güne imza atarsınız. Hande benim ilk Bodrum animasyon dünyasına adım attığım tatil köyünde Yıldız Kenter ve oyuncuları ile ilk dizi filmini çekiyordu. Bu gencecik yepyeni yeteneğin ilk tecrübesini beraber tatmıştık. Bu yüzden Hande'nin benim kalbimde yeri bambaşkadır. Görüşmelerimizin arası ne kadar uzun sürse de her seferinde bir gün önce ayrılmış gibiyizdir güzel kızımla. Selma her zamanki gibi formu, Aslı (Kuseyri) akşam tekrar gideceği Bangkok seyahati heyecanına kız kardeşi Ebru Gökçek'in, kaliteli esprileri eklenince Canan hanımın davetinin bal gibi geçmesi kaçınılmaz oldu.
Süperin üzerinde bir mekan ev sahibesinin yuvası. Hayal ettiğim evi çizsem ancak o evi çizerdim. Renkleri, eşyaların birbirlerine uyan kalabalıklıkları vs vs... Mantı ile başlayıp kuzu tandır, patlıcanlı pilav etli sarma ve aşamayacağım müthiş bir menü ile devam eden yemek, fıstıklı süt içindeki inanılmaz lezzetli muhallebi parçaları ile bitti, bitmek zorunda idi. Çünkü herkes 2 veya 3 tabak yedi. Canan Barlas imzalı yeni çıkanı dahil tüm kitaplarını alarak Nişantaşı'nın yolunu tuttuk Aslı ile...
NİCE YILLARA ANGELINA...
Tabii ki evimi, Alsancak'ımı epey özlediğim için ver elini İzmir... Ayağımın tozuyla 20 senelik başarılarını kutlayan Alsancak'ın markalarından 'Angelina'nın manalı davetine katıldım. Alsancak'ın ve İzmir'in kalburüstü ailelerinin katılımı ile hünerlerini sergileyen en sevdiğim yerlerden birinde davete katılmak beni eskilere götürdü. Aysel'im (Uysaler) yıllar önce hani ben 12 senedir İzmir'de olduğuma bakılırsa 19-29 yıl evvelinden bahsediyorum, Bodrum'a 'Angelina'nın tavuklu böreklerinden getirildi. İnanın bana belki bir adet düşerdi, sağolsun dostlar bana ulaşmadan bitirirlerdi. Eeee 20. sene-i devriyesinde açık büfede bütün hünerlerini sergiledi Emili. Bilmediğim leziz börekleri görünce ciddi dargınlık yapmak üzere idim ki onların sipariş üzerine yapıldığını öğrendim. Günün bir özelliği de bana yakın olsun diye taşındığım 'Reyhan'dan gelen pasta idi. Aynı yerde olup da rekabet değil dostluğun öne geçmesi herhalde İzmir kültüründen kaynaklanan bir şey...
MUHTEŞEM THY
Bu satırları size çıkmakta olduğum Milano yolculuğumdan önceki son durağım İstanbul havaalanı Loung'undan yazıyorum. Burasının harika bir mekan olduğunu çoğumuz biliriz, hem de Avrupa'nın değil dünyanın en iyilerinden biri olduğunu. Genelde öğleden sonra ve bilhassa akşamları gittiğim için sabahın erken saatlerinde pek bulunamamıştım hava meydanının yurt dışı bölümünde. (Bu ara İstanbul iç hatlarının lounge'u da bitmiş ve harika olmuş) En kaliteli tatil köylerinde sunulan kahvaltı kalitesinde bir brunch sunuluyormuş. Hatta nefis kruasanların, böreklerin, peynir çeşitlerinin vs. yanı sıra arzuya göre omletlerin yapılması, daha kahvaltı kalkmadan pide çeşitlerinin sunulmaya başlaması, tatlı, meyve, kahve büfelerinin zenginliği ve abartıya ulaşan iyi bir servisten sonra aynı kalite ile uçağa alınmanız... Bu satırları hem güzel olan her gördüğümü sizlerle paylaşmak istedığım hem de büfe kuyruğunda olan bir grup kendilerini iş adamına benzeten(?) kişinin 'her yer böyle' gibi laflar etmesi üzerine yazmak mecburiyetinde hissettim. Umarım minik satırlarım beyleri ve onlar gibilerini bulur. Hem her yer böyle değil hem de engin başarılarından ötürü bir durun da THY'yi tebrik edin 'tek' olabildiği için.