Günümüze uyarlanarak televizyon dizisi haline getirilen Halit Ziya Uşaklıgil'in 'Aşk-ı Memnu'su, 'aşk'ın yerini Emmanuelle filmlerinin erotizmine bırakınca reytingleri alt üst etti. Utanmadan 'Uşaklıgil'in ölümsüz eserinden' diye anons edilerek başlayan dizide, Beren Saat ile Kıvanç Tatlıtuğ'un zaman mekan tanımaksızın iç içe geçtiği sevişme görüntüleri ve aynı konakta yaşayan herkesin karşılıksız bir tutkuyla birbirini elde etmeye çalışması, romanı gerçek kurgusundan iyice uzaklaştırdı. Tam bir seks ve entrika yatağı haline dönüşen konakta 'Cin Ali' kitaplarını bile filme çekseniz izlenme rekorları kırarsınız.
Bihter ile yasak aşk yaşayan Behlül, nihayet dizinin yayınlanmasından 2 yıl sonra amcasının kızı Nihal'e ilgi duymaya başladı. Proje herhalde bir yüz bölüm de Behlül ile Nihal'in aşkından ekmek yiyecek. Günümüze taşınan Aşk-ı Memnu'yu uzun süre izlenir hale getirmek için yapılan değişiklikleri müdavimleri hoş karşılayabilir ama eserin kimliğini de biraz olsun korumak gerekmez mi?
***
Nitekim 19'uncu yüzyılın sonlarında geçen Aşk-ı Memnu'nun, librettosu metnine ve dönemine sadık kalınarak yazılmış bir de operası var. Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin İzmir prömiyerinde izlediğimiz Aşk-ı Memnu'nun, ne kadar büyük bir ilgi ve beğeniyle ayakta alkışlandığını görmeliydiniz. Hem de popülerlik adına saçma sapan girişimlerle saptırılmadan...
Librettosunu Tarık Günersel'in yazdığı ve ünlü müzisyen Selman Ada'nın bestelediği operayı Murat Göksu sahneye koymuş. Osmanlı döneminde Bihter'le evlenen Adnan Bey'in okuduğu kitaplar yüzünden yaka paça gözaltına alınmasıyla başlıyor oyun. Hürriyet kavramının sorgulanmasına yer verilerek, o yılların toplumsal ve siyasal yapısına ilişkin bir çerçeve sunuluyor. Selman Ada'nın orkestra şefliğini de üstlendiği temsilin galasında Bihter'i Burcu Kılıç, Behlül'ü Oğuz Çimen, Adnan Bey'i Teyfik Rodos, Firdevs Hanım'ı Aytül Büyüksaraç, Nihal'i Evren Kayacan, Beşir'i ise Fırat Yalçınkaya canlandırdı.
***
Günersel, Aşk-ı Memnu'yu sadece diyaloglardan oluşan bir libretto olarak kaleme almamış, tüm karakterlerin ruh halini ve sahne tasvirlerini ortaya çıkaran aryalar da yazmış. Ya Selman Ada onları nasıl şahane bestelemiş, nasıl şahane bestelemiş! Şu kadarını dile getireyim, temsilde tüm karakterlerin aryası da mükemmel bir konser dinletisi tadına varmanızı sağlıyor. Oyundan aldığım zevkin yanı sıra, ben sadece o eşsiz şarkıları dinlemek için bile Elhamra'yı tekrar ziyaret edebilirim.
Bu arada Firdevs Hanım rolündeki Aytül Büyüksaraç'ın, arya söylerken dans ettiği bir sahnesi var ki, kıvraklığı ve performansıyla tüm salonu alkıştan yıkıp geçirdi. Oyunda o dönemin ölümcül hastalığı vereme yakalanan ve hayatının sonuna geldiğini anlayan Beşir'in, gizliden gizliye sevgi beslediği Nihal'e okuduğu veda aryası da tüylerimi diken diken edecek duygusallıktaydı.
***
Aşk-ı Memnu'da emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum. Oldukça geniş bir kadroyla, son derece başarılı bir uyum sağlanmış. Dekor ve kostümlerin şıklığını da belirtmeden geçemeyeceğim. Ama İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü olmasına rağmen sahne hayatını bırakmayan soprano Aytül Büyüksaraç'ı ayrıca kutlamak istiyorum. Hem yöneticiliğiyle imza attığı projeler adına, hem de büyük hayranlık duyduğum sesinin yanı sıra oyunculuğu ve dansıyla da operaseverlerin gönlünde bir kez daha devleştiği için...
Ve son sözüm güzel bir jestle prömiyeri onurlandıran, sanatçı dostlarını ve davetlileri yalnız bırakmayan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen'e... Sizi, yıdızınızın parladığı İzmir'de daha çok görmek istiyoruz