• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Kültür Bakanı, niye operacıları tercih ediyor? BÜLENT GÜRLÜK

Kültür Bakanı, niye operacıları tercih ediyor?

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Haziran 2012, 18:15
Yıllardır sahne sanatları, festivaller, klasik müzik ve konserler başta olmak üzere kentteki tüm kültür üretimlerini yakından izliyorum. Fikirlerimi, eleştirilerimi, nesnelliğin ekseninde sizlere aktarmaya çalışıyorum.
Ancak bugün, ilk anda tezatlık içerdiği sanılabilecek bir 'soru'nun yanıtını bulmaya çalışacağız.
Biliyorsunuz, politik arenada sanatın gündemine ateş düşüren gelişmelerle karşı karşıyayız... Devlet tiyatroları, opera bale, senfoni ve bakanlığa bağlı benzeri sanat kurumlarının üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Geçen yazımda bu anlayıştan beslenen 'bir kesimin' sanat ve sanatçılar hakkındaki haksız tutumlarını yüzlerine vurdum. Aslında bu yazım da o konunun devamı niteliğinde...
***
Diyeceğim şu:
Kültür Bakanlığı, ne zaman ülkemize gelen yabancı konukların onuruna bir resepsiyon verse ya da onları bir konserde ağırlamak istese, daima opera sanatçılarını görevlendiriyor.
Örneğin şimdilerde, kültür ve tarihimizin tanıtılacağı 'Antik Kentler Festivali' projesi var bakanlığımızın. Bu program kapsamında, 29 Haziran tarihinde turistlerin çoğunluğunu oluşturacağı bir izleyici topluluğuna Aydın Afrodisias'ta verilecek konserde, yine İzmir Operası'nın seçkin solistleri ve orkestrası tarafından 'klas' bir müzik ziyafeti çekilecek.
***
Dönelim sorumuza.
Kültür Bakanlığı acaba neden yabancı konuklara ya da turistlere yönelik davet, etkinlik ve projelerinde, halk müziği sanatçılarını, klasik Türk musikicilerini, her yerde mantar gibi bitmeye bayılan pop yıldızlarını ya da rockçıları değil de operacıları tercih ediyor?
Hani opera bizim kültürümüzün uzağındaydı. Hani, devletin sanattan elini ayağını çekme düşüncesi ortaya çıkınca, "Zaten ne işe yararlar" diye hortlayan 'bir kesim' ahkam kesme yarışına soyunmuştu?
Yukarıdaki sorum 'o kesime'? Konumu gereği sanat kurumlarını küçültme politikasını bizzat yürüten Kültür Bakanlığı, niye devletin prestiji söz konusu olduğunda Batılı yüzümüzü gösterme gereği duyuyor?
***
Kültür Bakanlığı bu yaklaşımıyla elbette en doğrusunu yapıyor!
Ama 'o kesim' var ya, opera ve klasik müziği gereksiz bulan, Batılı tarzda eğitimi küçümsemeye kalkışan, 'zaten kendi kültürümüzü yansıtmıyor' diye aklını cehaletle bileyen o kafaların 'bilinç' merkezi buna akıl yoramayacak kadar çağdaşlığın uzağında!
Çünkü nereden bilecekler, aslında Türk müziğini bile yabancıya opera sanatçılarının daha çok sevdirebileceğini... Nereden bilecekler, kendi türkülerimizin, şarkılarımızın 'çok sesli' tarzda düzenlenmedikçe yabancıların hoşuna gitmeyeceğini... Nereden bilecekler, Batı enstrümanlarının kullanıldığı konserlerde şarkılarımızın evrensel bir norm kazandığını... Ve nereden haberdar olacaklar, operacıların seslendirdiği eserlerimizin zaman içinde yabancı orkestraların bile repertuvarlarında yer almaya başladığını...
***
Siz sanıyor musunuz ki bizimkiler, sözünü ettiğim konserlerde yabancılara sadece opera aryaları dinletmekle yetiniyor. Bilakis, coğrafyamızın her yöresinden güzelim Türk bestelerini de 'çok sesli' yorumlayarak, müziğimizin küresel bir beğeni kazanmasında en büyük rolü üstleniyorlar.
İsterseniz, bu eser yelpazesinden birkaç örnek sunalım da, birilerinin kulağında bulunsun:
'Sabahın Seherinde', 'Çökertme', 'Alagöz', 'Sen Sen Sen', 'Aşkın Aldı Benden Beni' (ilahi), 'Üsküdara Giderken', 'Asla Unutmam'...
Nasılmış?



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.