• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yaşlılık değil depresyon kötü hissettiriyor FİLİZ İÇKE ÖNAL

Yaşlılık değil depresyon kötü hissettiriyor

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Kasım 2009, 17:10
Evden çıkmayan, mevcut hastalıkları ile ilgilenmeyen, gündelik işlerini yapmayan/yapmak istemeyen, geleceğe dair hiçbir beklentisi kalmayan yaşlıda bu durum yaşlılıktan değil, depresyondan kaynaklanıyor. Depresyonun ilaçlarla etkin tedavisi ise yaşlıda "yeniden hayata dönüş" anlamına geliyor

Tıpkı çocuk ve gençler gibi yaşlılar da depresyona girebiliyor. Üstelik depresyon, yaşlılıkta da tedavi edilebilen bir hastalık. Çalışmalarını
ABD'nin Indiana eyaletinde Ball Memorial Hospital, Geriatri Psikiyatri ünitesininin Medikal Direktörü olarak sürdüren Doç. Dr. Çağrı Yazgan, yaşlılık ve depresyon hakkındaki sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor.
-Ülkemizde yalnız yaşayamayacak kadar yaşlanan aile büyüklerinin, çocukların evinde sıra ile birer ay bakılması gibi bir uygulama oldukça yaygın. Siz bu uygulamayı yaşlının psikolojik durumu açısından doğru ve yararlı buluyor musunuz?
Doğru bulmuyorum. Her şeyden önce bu durum yaşlının kendisini çok kötü hissetmesine de yol açıyor. Böyle bir görev paylaşımı, adaletli olmak adına yapılıyor ama uzun vadede sorunlar çıkıyor ve sistem yürümüyor.
Genellikle yaşlının her çocuğu ile ilişkisi aynı olmuyor. Mutlaka favori ve favori olmayan çocuklar var. Sıra ile bakım yerine, aile büyüğü durumu en uygun çocuğunun yanında kalmalı. Bu işe gerçekten gönüllü olan kardeşe türlü kaynaklar sağlanabilir. Maddi destekte bulunulabilir, bakım için bir yardımcı tutulabilir... Diyelim üç çocuk kendi aralarında bu bakım meselesini çözemiyorlar, ki bu çok sık rastlanan bir durum, aile dışından aklı selim, tarafsız olacak, orta yolu bulacak birinden görüş alınabilir. Sonuçta herkesin mutlu olacağı bir plan oluşturup uygulamak kolay değil ama imkansız da değil.

İLAÇLAR GEÇ ETKİ EDER
-Yaşlılıkta depresyon tedavisi nasıl bir seyir izliyor?

Tedavinin en büyük zorluğu; ilaç dozlarının diğer yaş gruplarına göre biraz daha yavaş yükseltiliyor olması. Yaşlı hastalar da yüksek doz ilaç kullanabiliyorlar rahatlıkla. Bundan korkulmaması lazım. Burada önemli olan; dozu yavaş yavaş yükseltmek ve etkinin geç ortaya çıkabileceğinin bilincinde olmak. Gençlerde ilaç tedavisinden 3-4 haftada sonuç alınırken, yaşlılarda bu süre 6-8 haftaya kadar uzayabiliyor. Ayrıca yan etkileri biraz daha fazla görebiliyoruz yaşlı hastalarda. Bu nedenle sabırlı olmak çok önemli. 2-3 haftada sonuç alınamadı diye ilacı değiştirmeye kalkmamak lazım.
-Bizde genelde ilaç değil doktor değiştirilir. Bu doktor bana iyi gelmedi denir hatta...
Doktora güvenmek çok önemli bu noktada. İlacın etkisini de sabırla beklemek gerekiyor.
-Depresyon tedavisinden beklentiniz nedir yaşlılarda?
Gençlerde tedaviden beklenti; kişinin bir an önce işine, gündelik faaliyetlerine dönmesidir. Yaşlıda beklenti ise; günlük yaşam aktivitelerini, öz bakımını devam ettirmesi, yemeğini yapması, evine bakması, yatıp/eve kapanıp kalmaması, gerekli sosyal ilişkilerini sürdürebilmesi, diğer tıbbi sorunlarına gerekli ilgiyi gösterebilmesidir. Diğer tıbbi sorunlardan kastımız varolan hastalıkları. Çünkü depresyondaki hasta şeker, tansiyon gibi hastalıkları ile de ilgilenmez. İlaçlarını düzgün almaz. Diyetine dikkat etmez. Depresyon tedavisi ile birlikte bu hastalıkları ile de gereği gibi ilgilenmesini hedefliyoruz.
-Özellikle geç başlangıçlı yaşlılık depresyonu, bunama için bir sinyal olabilir demiştiniz. Zamanında teşhis, erken müdahale bu durumu geri döndürebilir mi?
Gerçekte bir şeyi değiştirmez ancak bu riskin biliniyor olması en azından takipte oldukça fayda sağlar. Türkiye'de geçmiş yıllarda yapılan bir araştırmada, bunamaların tanısının başlangıçtan ortalama 4 yıl sonra konulabildiği sonucuna ulaşılmıştı. Yani bunama başladıktan ortalama 4 yıl sonra ilaç kullanmaya başlıyor hasta. Oysa zamanında teşhisle zihinsel bilişsel işlevlerin yerinde kaldığı süreyi 1-2 yıl daha uzatmak pratikte mümkün.

VEKİL TAYİN EDEBİLİRSİNİZ
-Bunamanın erken sinyal vermesi ne kazandırabilir hastaya?

Yaşlılar için önemli noktalardan biri de hayatı ile ilgili kararları vermektir. Eğer bunu az çok bilebilirse, gerekirse bir vasiyetname yazabilmek, zihinsel işlevlerini kaybettiği zaman tedavi kararlarını kimin vereceği, ne gibi bir tedavi istediği, kalp masajı yapılsın mı yapılmasın mı, (bazı insanlar 'Ben alete bağlı yaşamak istemem' diyebilirler) gibi konularda karar verme şansı olur. Bence 65 yaşını geçmiş herkesin, noterde sağlık geleceği ile ilgili kararlarda vekil tayin etmesi, "Ben zihinsel yeteneklerimi kaybedersem bu konuda bütün kararlarımı şu kişi versin" demesi pratikte çok faydalı olacaktır.
Sonradan bu gibi durumlar, kardeşler arasında pek çok probleme yol açabiliyor çünkü.

Ölüm hakkındaki düşüncesini açıkça sormaktan çekinmeyin
-Yaşlılıkta da intihar riski söz konusu mudur? Depresyondaki genç yetişkinlerin intihara daha yatkın olduğu, yaşlılarda bu durumun daha az görüldüğü söylenebilir mi?

Hayır. İntihan vakalarına yaşlılarda da rastlıyoruz. En ciddi risk grubu ise yaşlı erkeklerdir. İntihar konusunda; gençlerde daha fazla deneyim, yaşlılarda daha fazla ölüm oranı vardır. Özellikle yaşlı erkek intihara karar vermişse, kesin bir yolunu buluyor ve yaşamını sonlandırıyor.
Gençlerde ise intihar daha çok bir girişim olarak kalıyor. Gençler bunu dürtüsel, yani ani karar vererek yaparken yaşlılar bunu daha uzun süre düşündükten sonra eyleme geçiyor. Özellikle, yalnız yaşayan, son dönemde ciddi bir tıbbi hastalığı olan yaşlı erkeklerin daha çok intihar ettiği biliniyor.
-Bir yakınımız bu tanıma uyuyorsa intiharı önlemek için ne yapabiliriz? Yaşlı, intihar eğilimini belli eder mi?
Bir defa depresyonun varlığı şart. Bunun dışında, eğer böyle bir endişeniz varsa doğrudan sorabilirsiniz. Korkmadan sorgularsanız size bu konudaki düşüncesini söyleyecektir. Sormanın bir zararı yok. Hatırlatırım diye korkmayın zaten aklında olmayan biri hatırlatıldı diye intihar etmez.
-Peki intihar düşüncesi olan yaşlı bunu açıkça söyler mi?
Söyler. Çalışmalar bu yönde veriler veriyor bize. Araştırmalar, intihar eden yaşlıların yüzde 90'ının birinci basamak hekimlerine son bir ayda uğradığını ortaya koyuyor. Bu şu demek; bir yardım isteme meyili var zaten intihar edecek yaşlıda. Sorulursa kurtulma şansı daha fazla. Hiçbir şey söylemeyen de mutlaka çıkar ama sormak her zaman faydalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.