Kişinin horlaması yalnızca eşini ve çevresini rahatsız ediyor ancak bu sırada "apne" adı verilen soluk durması da söz konusu ise sorun boyut değiştiriyor. Uyku sırasında yaşanan apneler, kalp krizinden ani ölüme kadar pek çok olayı tetikliyor
Geçmişte bir sır gibi sadece eşler arasında yaşanan horlama, duruma eşlik eden bir dizi faktör ve getirdiği riskler nedeniyle günümüzde bir sağlık sorunu olarak ele alınıyor. Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi'nden Op. Dr. Yahya Demirdelen, eşlerin bu konuda çok daha duyarlı hale geldiğini belirterek, "Horlamadan rahatsız olmayan eşler bile tedavi konusunda ısrarcı oluyor" diyor.
-Horlama nedir ve neden olur?
Horlama, hava yolunda darlık oluştuğunda ortaya çıkan gürültü biçimindeki sestir. Erişkin insanların yüzde 45'i zaman zaman, yüzde 25'i sürekli horlar. Horlama erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmakla beraber her insanda görülebilir. Dil kökü, küçük dil, yumuşak damak ve bademciklerin geniz bölgesi ile birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Uyku sırasında bu bölgedeki kasların gevşemesi ile havanın geçiş alanı daralır ve gevşek dokularda titreşim oluşturarak horlamaya neden olur.
ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLÜYOR
Şişmanlarda kalın ve yağlı boyun dokusu, çocuklarda ise büyük bademcik ve geniz eti en sık rastlanan horlama nedenlerindendir. Burun tıkanıklığı, burun eti büyümesi, polipler horlama yapabilir. Yumuşak damak, küçük dilin uzun olması veya oluşan sarkmalar da hava yolunu daraltarak horlamaya neden olur. Uyku sırasında dil ve boğaz kaslarında gevşeme meydana gelir. Alkol ya da sakinleştirici ilaç alımı da bu kas gevşemesini, dolayısıyla da horlamayı artırır.
-Tedavi nasıl yapılır?
Tıkayıcı uyku apnesi ve horlamanın tedavisi, alerji veya enfeksiyon tedavisi gibi daha basit olabileceği gibi bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi tedavisini de gerektirebilir. Cerrahiden fayda göremeyecek hastalarda CPAP denilen pozitif basınçlı bir ağız-burun maskesi kullanılmaktadır. Hasta bu maske sayesinde uykusunda rahatça nefes alabilmektedir.
-Horlama ve uyku apnesinin tedavisindeki güncel gelişmeler neler?
Uyku testleri günümüzde eskisine oranla çok daha sık ve yoğun yapılıyor. Bu sayede hastanın durumunu çok daha sağlıklı bir şekilde değerlendirme şansımız oluyor. Tedavide, diş hekimleri tarafından uygulanan ve alt çeneyi öne alan ağız içi apareylerin kullanımı gündemde. CPAP dediğimiz maske tedavileri de bugün daha ön planda ve daha yoğun kullanılıyor. Daha kaliteli hale getirilen CPAP cihazları hastaların kullanım uyumlarını da arttırdı.
KAMERA İLE KAYDEDENLER VAR
-Uyku apnesi ve horlamanın günümüzde daha sık görülmeye başlandığını söyleyebilir miyiz?
İnsanlar artık bu problemin farkındalar. Özellikle kadınlar eşlerini çok daha sık oranda doktora gitme konusunda ikna ediyorlar. Birçok kadın eşine "Horlaman problem değil ama sağlık açısından tehlikeliymiş" diyor. Geçmişe göre çok daha duyarlılar. Bu yüzden de bu konuda kulak burun boğaz hekimlerinin gördüğü hasta sayısı göreceli olarak arttı. Aslında bu hastalar hep vardı ama bugün başvurular arttı.
-Geçmişte sadece horlamanın yarattığı gürültüden rahatsız olan eş, bugün artık bunun sağlık açısından da bir risk oluşturduğunun farkında yani...
Elbette. Hatta bazı eşler o kadar duyarlı ki, gece boyunca eşinin soluğunun kaç kez durduğunu, kaç saniye süre ile durduğunu kayıt altına alıyor. Cep telefonu ve kamera kayıtları ile birlikte eşini getiren hasta yakınlarıyla karşılaşıyoruz artık. Bu konuda bir duyarlılığın yerleşmiş olması çok sevindirici çünkü sinsi ve tehlikeli bir rahatsızlık. Özellikle apne değerleri yüksekse orta yaş grubu erkeklerde kalp krizi, tansiyon krizi, uykuda ani ölüm riskleri çok artıyor. Ayrıca bu kişiler gün içinde de performans düşüklüğü, uykuya dalma, unutkanlık yaşıyor...
SİNİRLİLİK, UNUTKANLIK, UYKU...
-Her horlama tehlikelidir diyebilir miyiz?
Hayır. Apne, yani uykuda solunumun durması da söz konusu ise tehlike başlıyor. Kişiler sabah yorgun uyanıyorlarsa, gün içinde uyumamaları gereken ortamlarda bile uyku hali varsa, eskisine göre daha sinirli ve daha unutkan oluyorlarsa, akşam eve gittiklerinde yemekten sonra uyuyorlarsa ve horlama da varsa mutlaka uyku apnesini düşünmek gerekiyor.
Alkol ve ağır yemek horlamayı artırıyor
Alınabilecek bazı tedbirlerle basit horlamadan kurtulabileceğimizi belirten Ekol Burun Burun Boğaz Dal Merkezi hekimlerinden Op. Dr. Yahya Demirdelen, bu tedbirleri şöyle sıralıyor:
* İdeal vücut kilosuna ulaşılmaya çalışılmalı.
* İyi bir kas tonusu kazanmak için spor yapılmalı.
* Uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçları uykudan önce alınmamalı.
* Uykudan 4 saat önce alkol almaktan kaçınılmalı.
* Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
* Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
* Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metotdur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
Tıkayıcı uyku-apne (TUAS) sendromu:
Apne, nefes durması demektir. TUAS; uykuda yumuşak dokuların gevşemesi ve nefes alma sırasında oluşan negatif basınç nedeniyle solunum yolunun tıkanması, böylece ağız ve burundan hava girişinin en az 10 saniye süreyle engellenmesi ve bu sırada vücudun solunum için aşırı çaba göstermesiyle karakterize ciddi bir hastalıktır. Nefes durmaları gece boyunca sık olarak (bazen yüzlerce kez) tekrarlar, her biri ortalama 20-40 saniye sürelidir, şiddetli olgularda bu süre iki dakikadan fazla olabilir. Nefes durmaları sırasında kandaki oksijen miktarı önemli ölçüde azalır. Dolayısıyla kalp, beyin ve diğer organlara yeterli oksijen ulaşamaz.
Belirtileri:
* Ağız kuruluğu ile uyanma
* Baş ağrıları
* Sinirlilik ve daha tahammülsüz olma
* Anksiyete (kaygı)
* Konsantrasyonu sürdürmede güçlük
* Unutkanlık
* Gece bir veya daha fazla kez tuvalete kalkma
* Gece terlemeleri
* Cinsel istekte azalma