Karşıyaka'da iki okul var, Milli mücadele yıllarından izler taşıyan... Biri Kız Lisesi, diğeri ise Erkek Lisesi...
Yani şimdiki adlarıyla Gazi Lisesi ve de Karşıyaka Lisesi ile taş binası...
Karşıyakalılar bilir; bu adı taşıyan okul binası, uzun bir süre Necip Demir Ticaret ve İletişim Meslek Lisesi'ne mekan oldu.
Yanında da Karşıyaka Anadolu Lisesi kuruldu.
Ama bu binanın asıl kuruluş amacı Karşıyaka Lisesi'dir, özel bir örnektir. Taş binası anıt eserdir.
***
Ne yazık ki, Kız Lisesi'nin tarihi idare girişi korunamadı, otopark yapma uğruna yıkılıp gitti. O zaman çocuktum, fark edemedim geçip gideni... Oysa şimdi önünden her geçişimde içim burkulur, hüzünlenirim. Geçmişimden çok özel bir anı bitmiştir çünkü...
Bunun yanı sıra Karşıyaka Lisesi, taş binasıyla bugüne değin ayakta kaldı, korundu. 1915 yılında kurulan, uzun yıllar yüksek kız okulu olarak hizmet veren, 1950 yılında ise tüm müştemilatıyla birlikte Karşıyaka Lisesi'ne devredilen bu tarihi bina, şimdi yeni eğitim sisteminin parçası olmak üzere...
Duyduğumca, yeni kurulacak İmam Hatip Ortaokulu'na mekan olması isteniyor bu özel binanın...
Bence olmadı.
***
Ortaokulu Karşıyaka Şube'de okudum, bitirir bitirmez de ver elini Karşıyaka Erkek Lisesi... Çok zor bir okuldu, il karnede 7 zayıf getirdiğimi bilirim.
Buna rağmen çok sevdiğim bir okuldu; iki yıl okudum, sonra babamın işleri dolayısıyla Denizli'ye taşınınca, burada liseyi bitirmem mümkün olmadı.
Ama hiç unutmadım Sadık hocayı, sevgili Nihal Ataizi'yi ve Elmas hocalarımı... Onlar ilk aklıma gelenler...
Çünkü bir ekoldu Karşıyaka Erkek Lisesi... O yüksek tavanlı sınıflara ne anılar sinmiştir, bir bilseniz...
Taş merdiveni, gıcırdayan basamakları ve kapıları, inadına yüksek pencereleriyle bir tarihti. Hayata bakışı, Atatürkçü kimliği, demokrasiye inancıyla örnek bir eğitim kurumuydu.
Bu yüzden, okulu İmam Hatip yapmadan önce, buradan mezun olan öğrencilerin kimliklerini bir araştırın, hangi öğretiyi yüreklerine kazımışlar diye...
***
Bu yüzden, yıllarca İzmir'in çeşitli ilçelerinde eğitimci olarak görev yapan, İzmir Milli Eğitim Müdürüm Sayın Vefa Bardakçı sizden bir ricam var. Karşıyaka için, eğitim görenleri için, mezunlarının kurduğu vakıf için çok önemli bir değer olan bu okulu, başka eğitim amaçlarında kullanmak yerine müzeye dönüştürülmesine izin verin.
Çünkü bu okul daha fazla öğrenci stresi kaldırmaz.
Bu bina artık eğitim müzesi olmalı, kültür-sanata, sergilere açılmalı; hatta geniş bahçesinin yeniden düzenlenmesiyle halka açılmalı...
Karşıyaka Liseliler'in bu konuda ciddi talepleri var, hatta binlerce imza toplandığını biliyorum.
Siz siz olun, Karşıyaka Liselilerle, anılarıyla özdeş olmuş bir tarihi mekanı, onlara iade edin.
Bırakın yüreklerindeki okulu yaşasınlar, yaşatsınlar.
Eğitimin amacı insan kazanmaktır, öyle değil mi?
GÜNÜN SÖZÜ
Uygarlık bir harekettir, bir durum değil. Bir yoldur, liman değil..
Arnold Toynbee
Homeros'un yolları taştan!
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin en önemli projelerinden Homeros Vadisi, hayata geçti geçmesine ama hala eksikleri var, hem de buraya gelecek insanları etkileyecek eksikler bunlar...
En önemlisi yol...
Zira, İzmir'i, tepeden en iyi izleyeceğiniz bölge olan Homeros sırtlarına çıkabilmek, orada yemek yemek, çay içmek kuşkusuz güvenli bir yolculuğu gerektiriyor.
Daha önce de yazmıştım, "Bu doğaüstü güzelliği yaşamak için, yolları bir an önce yapılmalı" diye...
Sağolsun Büyükşehir Belediyesi, yol yapım çalışmalarına başladı, sevindirdi. Hatta gördüğümce çok da sağlam gidiyordu işler...
Korkuluklara varana kadar hem de...
Ancak, bir sbüre önce nedense durmuş... Geçen gün gidip gördüm. Bir yere kadar tamam ama dağa tırmanma şeridi açıldığı halde, tammalanmamış...
Öyle duruyor.
Esnafa sordum, "aylardır bekliyoruz yolun bitmesini" diyorlar.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun "gözbebeğim" diye niteleği proje, yarım kalmamalı...
Çünkü bu güzelliğe tüm İzmir tanık olmalı, hiçbir engel yaşamadan...
Manavdan kesekağıdı isteyin
Şöyle bir düşünün, manava ya da pazar tezgahına yanaştığınızda, meyve ve sebzeleri size nasıl veriyorlar?
Siyah bir naylon poşette ya da son günlerde artan tepkilerden olsa gerek, beyaz poşetle...
Aslında ikisi de petrol ürünü, ikisi de kanserojen riski taşıyor. Ancak çoğmuz bu konuda bilinçsiz...
Güle oynaya alıyoruz istediklerimizi, hiç vereceği zararı düşünmeden...
***
Oysa geçmişte file kullanır, kesekağıdıyla alırdık ihtiyaçlarımızı...
Bugün de buna dikkat eden, meyveyi, sebzeyi kağıt poşette veren esnaf var. Hem bu konuda dikkatli, hem de sağduyulu...
Ancak onlar o kadar az ki... Bir elin parmakları kadar...
Biz satıcıyı zorlamaz, caydırmazsak, onlar da günün briunde yok olup gidecek, tehlike saçanlar baştacı olacak.
Siz siz olun bilinçli tüketici olun, manavınızdan meyvenizi, sebzenizi kesekağıdına koymasını isteyin.
Hem kendi hem eşinizin hem de çocuklarınızın sağlığını koruyun.
Unutmayın ısrarcı olmazsınız, kaybederiz.
