Her zaman söylerim, İzmir bir bisiklet kent olabilir, çünkü hem alt yapısı hem de doğal çekiciliği bu serüvene uygun...
Üstelik dünyadaki birçok kente oranla avantajı daha fazla... Ben Hollanda'nın Gröningen kentinde, parklarında bisiklet yığılı caddeleri görünce imrenmiştim doğrusu...
Bu kültür, bu spor, bu sağlık önderi neden İzmir'de olmasın?..
Üstelik EXPO gibi, ane teması sağlık olan bir fuara talipsen, hem de en güçlü adaysan...
Hele bir de, 1962 yılından beri İzmir'den, sadece Türkiye'nin değil, dünyada birçok ülkenin bisiklet ihtiyacının karşılayan, son yıllara motosiklette de adından söz ettiren Bisan gibi bir güce sahipsen...
Size şunu rahatlıkla söyleyebilirim, Bisan, İzmirli'den daha çok İzmir'i seven, İzmir'i düşünen İzmirli bir bisiklet fabrikası... Ve 50 yıldan bu yana da İzmir'e güç katıyor.
Ancak İzmirli acaba bunun farkında mı?
***
Karşıyaka'yı gezenler görmüştür, benzerleri Avrupa'nın birçok kentinde bile bulunmayan bisiklet parkı sistemi Karbis'i İskele Meydanı'na kuran Karşıyaka Belediyesi, bisiklet severler için her kolaylığı düşünmüş... Müthiş güvenli ve ayracılıklı bir sistem... Bisikletini getiriyorsun parka, açıyorsun telefonu, şifre istiyorsun, daha sonra kilitliyorsun sportif binek aracını... Ya da bisiklet kiralıyorsun. Harika.
Önceki gün Karşıyaka Belediyesi'nin, görür görmez vurulduğum projesi Karbis'i görünce, aklıma birden Bisan geldi, İzmirli Bisan...
Neden Bisan gibi bir sanayi devinin bulunduğu İzmir'de, herkesin bir bisikleti olmasın, neden ben Gröningen kentinde gördüğüm o manzarayı burada yaşamayayım?
Bunu anlamak için tek bir şey yapılabilir, öncelikle Bisan'ı ziyaret etmek...
Cuma günleri Sarmaşık hazırlama sorumluluğum olmayınca, İzmir'in marka değerlerini geziyorum. İzlenimlerimi de zaman zaman köşeme yazıyorum, okuyorsunuz...
İşte geçen hafta da öyle yaptım, bir arkadaşımın öncülüğünde Bisan'ı ziyaret ettim. İzmir'in bu 50 yıllık değerini...
***
Bisan, Kemalpaşa Yolu'nda 1962 yılında kurulmuş, bir sanayi devi... Bisiklette bir marka olan, teknolojik gelişmeleri yerinde takip ederek, bugüne değin kendini sürekli yenileyen, sadece Türkiye'de değil dünyada, Ortadoğu'da sayılı markalar arasına giren bir kuruluş Bisan...
Mütevazi ve çalışkan insanların yönettiği, çalıştığı bir kuruluş...
Önce, son yıllarda Bisan'ın atılım yapmasında öncülük eden iki isimden biri olan Genel Müdür Yardımcısı Nurettin Türkyılmaz'ı odasında ziyaret ediyoruz.
Kibar, güleç yüzlü, esprili bir insan Nurettin Bey... Başarılı bir avukat ama 20 yıldır Bisan'ın yöneticisi... İki dönem Tokat'ın Zile ilçesi belediye başkanlığını yapmış, üretmeyi, değer katmayı bilen, karizmatik, sağduyulu bir isim...
Bisan'ı, üretimlerini, çalışmalarını, bisiklet, motosiklet alanında yaptıkları devrimleri anlatıyor Türkyılmaz...
***
Bu kısa ziyaretten sonra, soluğu çalışmalarıyla Bisan'a ve İzmir'e önderlik eden Genel Müdür Abidin Dursun Kaleli'nin yanında alıyoruz.
İnanılmaz sıcak, mütevazi ve keyifli bir insan Abidin Dursun Kaleli... Öncelikle gazeteci, sarı basın kartı sahibi ancak 2000 yılından bu yana gazetecilik yapmıyor, Bisan'ı yönetiyor.
Söze, "Hürol bey sağolun, yıllardır gazeteci görmüyoruz buralarda... Bir Yeni Asır'lı olarak sizi aramızda görmek gururlandırdı bizi.. Biz İzmir'in iki güçlü markasıyız öncelikle, ne mutlu" diyor ve şu beklentisini iletiyor bana: "Ben yıllardır mesleğimi yapamıyorum ama İzmir Gazeteciler Cemiyeti beni üye olarak aralarına kabul ederse çok mutlu olurum, gurur duyarım."
Sonra da Bisan'ı anlatıyor.
Yaşadıkları zorlukları, aldıkları övgüleri, üretim liderliklerini, İzmirli ilgili yaşadıkları çıkmazları bir bir anlattı ve ekledi:
"Biz İzmir'e aşığız. Bakınız arkamdaki İzmir manzarası ayda bir değişir... Bu konuda görevli arkadaşlarımız var, İzmir'in her köşesinden fotoğraf çekerler. İzmir'in her değişimini yaşatırız burada..."
***
Bisan'ı zirveye çıkaran bir isim Kaleli... Yenilikleriyle kuruma yön veren, Avrupai bir görünüm, bir bakış getiren bir isim...
Ne de olsa gazeteci ve eski bir politikacı... Bisikletin bir kültürü olduğunu, çocuklara trafik derslerinde bisiklet eğitiminin verilmesi gerektiğini belirtiyor.
Ekonomi dünyasını, siyaseti, yaşanan gelişmeleri çok iyi yorumluyor. Sohbetimiz sırasında iki güzel müjde veriyor bize...
İlki, "İzmir bisiklet kenti yapmak için her türlü girişimin içinde olmayı hazırız. Üretim zenginliğimiz bizim övünç kaynağımız... Yeter ki belediye başkanlarımız bize başvursun, biz gereğini yaparız, insanımızın yanında oluruz" söyleminde...
İkincisi ise Bisan'ı bir dünya markası yapacak bir girişim, "Yakın bir zamanda, yerli otomobil de üreteceğiz. Kurumun halka arzı sonrası bu gerçekleşebilir" diyor Kaleli ve ekliyor: "Baby Bisan adında çocuk modelleri yapacağız, yaz aylarına hazırız."
***
Bisan 50 yıldır İzmirli... Güçlü ve çalışkan bir marka... Ve İzmir'i "bisiklet kent" yapmaya hazır... Ben bir İzmirli olarak bu söyleşiden müthiş keyif aldım, gururlandım.
Ve İzmir'in çıkış yolunu da buldum; bisiklet kent, İzmir.
GÜNÜN SÖZÜ
Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratamaz.
Nietzsche