Kediler evdeki yaşamlarında evin her yerini keşfetmeyi severler. Evde girmedikleri dolap, çekmece, açmadıkları kapı çıkmadıkları balkon kalmamalıdır. Ayrıca sizin başınızı koyduğunuz yastıkların üstünde yatmaları, mutfak tezgahına çıkmaları, çiçek saksılarını kazmaları da gayet normaldir. Tüm bu evin sahibi gibi olan davranışlarının yanında bir de evde onu bulamayacağınız gizli köşeler bulmakta çok hünerlidirler. Hemen her kedinin yalnız kalmayı sevdiği köşeler vardır. Bu bazen yemek masasının etrafındaki bir sandalye, bazen çekyatın altındaki daracık dolap. , bazen de temiz çamaşırlarınızı koyduğunuz dolaplardır.
Kedinizin tüm bu gizli köşelerini bildiğinizi zannetseniz bile bir gün evin içinde kedinizin kaybolduğunu ve tüm çağırmalara rağmen ortaya çıkmadığını farkedersiniz. O gün her zaman koşarak geldiği mama sesine gelmez, pisi pisi dersiniz ortalıkta görünmez, oyuncaklarını sallarsınız ses yoktur. Endişe içinde evin içinde aramaya başlarsınız. İlk önce normal ortalıktaki yerlere sonra saklandığı biraz daha gizli ve daha önce keşfettiğiniz köşelere bakarsınız. Gittikçe endişe içinde evin altını üstüne getirirsiniz ve kedinizi hala bulamazsınız. Girebileceği en dar, en ücra köşeleri aradıktan sonra yan komşunun balkonu, apartman boşluğu, merdivenler diğer komşuların evlerinin kapılarını çalmaya kadar varır bu panik içindeki aramalarınız! Tabi arada basit yöntemlerinizi de denersiniz. Mamasını takırdatma ve pisi pisi seslenme gibi!
Aşağıya inersiniz acaba balkondan düştü mü diye bahçeye ve civara bakar çevredekilere sorarsınız. En son aşama teslim olup çaresiz koltuğa serildiğinizde bir bakarsınız hiçbir şey yokmuş gibi saklandığı yerden uykulu çıkmış ne bu halin der gibi size bakmakta ve esnemektedir. Siz bir kez daha kedinin ne kadar garip bir hayvan olduğunu düşünüp, kedinizi bulmanın mutluluğu ile aradığınız zaman yaşadığınız stresin kızgınlığı ile ne yapacağınızı şaşırırsınız. İşte kediler böyledir; İstedikleri zaman görünmez olabilirler.
Güneşe hasret
Su kaplumbağaları doğal yaşam alanlarında su birikintileri kıyılarında veya suyun üzerindeki kütük veya kaya yüzeylerine çıkarak gün boyu güneşlenirler. Neredeyse güneşin bulundukları ortama vurduğu ilk saatlerden batana kadar olan tüm zamanlarda uzun saatler boyunca güneşlenirler. Bunu yapmaktaki amaçları öncelikle soğukkanlı diye isimlendirdiğimiz canlılar oldukları için ancak güneşle ısındıkları zaman hareket edebilmeleri ve beslenebilmeleridir.
Doğal hayatlarında bu şekilde güneşle iç içe yaşarken evlerimize konuk ettiğimiz su kaplumbağalarını çoğu zaman odaların güneş almayan bölümlerinde beslemeye çalışırız. Bu kaplumbağalar çok kısa sürede veya hayatların belli bir aşamasında hayatlarını kaybetmeye mahkumdur. Ayrıca pencere camından gelen güneş ışığı da direk güneş ışığına göre daha zayıf etkilidir.
Tüm bunlara dikkate alarak kaplumbağalarınızı güneşli saatlerde mutlaka güneşlendiriniz. Bu güneşlendirme sırasında eğer kaplumbağanız daha yavru ise yalnız bırakmamalısınız. Kargalar veya başka avcı kuşlar ve kediler ona zarar verebilir.
Yuva arıyor
Bebek, 8 aylık erkek, kısır... O'nun manevi annesi 74 yaşında ve bir hafta önce trafik kazası geçirdi. Aysel Hanım'ın evinde 14 kedisi var. Bu onlardan sadece biri. Kimi kör, kimi topal. Hiç birini keyiften almadı. Artık hepsine bakması zor. Sakat ve yaşlı kedileri onunla kalacak ama sağlına kavuşturduğu canlara iyi birer yuva arıyor. Aysel Hanım hayatı boyunca hayvanlara yardım etti, şimdi sıra bizde. Haydi birini sahiplenin ve artık sokakta yaşama şansı olmayan bu canlara büyük bir iyilik yapın.
İletişim: Şükran Ergüder 0232 463 2304 (Not: İstanbul veya İzmir içi yuvalandırılacaklardır.)
Haftanın isimleri
Köpek: Alec, Banda, Ollie, Luke, Kujo
Kedi: Purdy, Nossy, Nilla, Myra, Juju