İspanya'nın yardım başvurusunda bulunacağı haberleri ve ABD istihdam verilerinin ardından euro/dolar paritesinin tekrar 1.23 seviyelerine yükselmesiyle İMKB Endeksi yılın zirvesine çıktı. Enflasyonun beklenenden iyi gelmesiyle kur ve faizdeki düşüşle birlikte, global olarak artan risk istahı da piyasaya destek oldu. Küresel piyasalarda risk istahının artmasıyla görülen güçlü alışlarla 2012 yılının zirvesine çıkan endeks, geçtiğimiz hafta sonunu bin 526 puan ve yüzde 2.39 artışla 65 bin 303 puandan tamamladı. En düşük 65 bin 513 puanı gören endeks gün içinde en yüksek 65 bin 444 puanı gördü.
Bu hafta piyasalarda, içeride ve dışarıda açıklanacak bilançoların etkili olması bekleniyor. Eylül ayı başında FED ve ECD toplantıları öncesinde yaratılacağını düşündüğüm parasal genişleme, tahvil alımı ve faiz indirimi gibi pozitif beklentiler İMKB'nin nispeten güçlü kalmaya çalışmasında destek olabilecek. Şu an İMKB'deki trendin halen yukarı yönlü olması, alıcı isteğinin sürmesi ve yabancı payının artmaya devam etmesi nedeniyle 63 bin 200 desteğinin aşağı yönde kırılmayacağını düşünüyorum. Bu hafta özellikle büyük banka ve şirketlerin bilançoları yakından takip edilecek.
FAİZ GERİLEDİ
Enflasyonda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın öngörüleri doğrultusunda devam eden trend, ortalama fonlama maliyetindeki düşüş ve TL cinsi yatırım araçlarına olan güvenin artmasıyla faiz geriledi. Küresel piyasalardaki trendlerle de destekleniyor ancak, içeride bono için son dönemde en önemli gelişme fonlama maliyetindeki düşüş. Net fonlama bu yıl ilk kez yüzde 7'nin altına geriliyor. Bileşikler, geçtiğimiz cuma günü ABD verileriyle birlikte yüzde 7.47 azalarak son
1.5 yılın en düşük seviyesine geriledi ve günü yüzde 7.58'den tamamladı.
Faizde bundan sonra aşağı yönün daha fazla olmayacağını düşünüyorum. Ancak yukarı gidiş için de bir yer var denilemez. Bu hafta ihaleleri izleyeceğiz. ÜFE ve TÜFE'de meydana gelen değişmelerin, mevsimsel gelişmeler olduğunu belirterek, ÜFE ve TÜFE verilerinin Merkez Bankası'nın öngörülerinde ve fikirlerinde herhangi bir değişime yol açmayacağını düşünüyorum. Bileşiklerin bu hafta ihalelere göre yön bulması bekleniyor.
KURDA DALGALI SEYİR
Açıklanan enflasyon verilerinin, fiyat baskılarının oluşmadığını teyit etmesi ve Merkez Bankası'nın yüzde 6.2 olan sene sonu öngörüsünü yakalayacağı beklentisi, kurlar üzerinde belirsizlik primlerinin gevşemesine neden oldu. Öte yandan küresel risk iştahındaki artış ve ABD tarım dışı istihdamın beklentilerin üzerinde artması faizdeki düşüşe destek oldu. Bono tarafında görülen para girişi son birkaç ayda ağırlıklı olarak yabancı yatırımcı kaynaklı olduğu için döviz tarafına da olumlu yansıyor. ABD verisi öncesi 1.789 seviyesinden işlem gören dolar/TL 1.7850 seviyesinin altına inerken kur günü 1.7810 liradan tamamladı.
Dolar/TL 1.7950'nin altında kalabilirse daha aşağı seviyeler gündeme gelebilir. FED ve ECB'nin kararları ilk etapta piyasalarda satışlara sebep olsa da Eylül toplantılarına ilişkin beklentilerin canlı kalması piyasalar için pozitif bir beklenti oluşturuyor. Bu toplantılara kadar geçecek bir ayda ECB'den ve Almanya'dan gelecek açıklamalar ile piyasalarda dalgalı bir seyir izlenmesini bekliyorum. Piyasalarda tansiyonun İspanya'nın tahvil getirileri ile ölçülebileceğini değerlendirebiliriz.