CHP Lideri Deniz Baykal'ın İzmir'e verdiği önem malum.
Bu çerçevede gözü hep İzmir'de.
Hizmetler anlamında, yönetim tarzı anlamında
Baykal, kışın, kendini iyiden iyiye hissettirdiği bir dönemde 3 saatliğine de olsa İzmir'e bir çıkartma yaptı. İzmir'den de Konya'ya.
İki açılış, dostlarla kucaklaşma.
İzmir'in gülen yüzü Konak Belediyesi'nin Müjdat Gezen Sanat Merkezi ile birlikte gerçekleştirdiği kentin ilk organize konservatuarı ve modern Kız Öğrenci Yurdu'nun hizmete açılması.
Ama işin perde arkasını da ben açayım. Ve bu İzmir ziyaretini iki sözcükle ifade edeyim:
Dostluk ve vefa.
Baykal - Müjdat Gezen dostluğu çok eski yıllara dayanır.
Onları ilk tanıştıran 70'li yılların genç ve başarılı Ankara Belediye Başkanı Ali Dinçer'dir.
Hatta o yıllarda Gezen, Dinçer'e şu yorumu yapmıştır:
"Bu genç siyasetçi gelecek vaat ediyor. Üzmeyin...".
Neredeyse 40 yıldır bu dostluk gelişmiş, devam etmiş, güçlenmiştir.
İşte o yüzden "iki eli kanda olsa" Baykal, Gezen'in yanındadır.
Ve bir başka tablo. Yine 70'li yılların sonundan.
Parlak ve atak siyasetçi Baykal'ın yanında "siyaset ateşi" ile ısınan bir isim vardır. Gencecik, heyecanlı. Fraksiyonların moda olduğu bir dönemde CHP Gençlik Kollarında siyaseti seçen Hakan Tartan.
Baykal - Tartan dostluğu da o yıllardan beri hep karşılıklı sevgi, saygı ve güven ekseninde sürmüştür.
Baykal'ın önemli karar süreçlerinde "gizli jokeri" olmuştur Tartan da.
Yasaklı dönemde Baykal'ın İzmir'deki dostu Tartan, 1992'de yeni CHP kurulurken en zorlu süreçte Baykal'ın, "Sen CHP'nin kitabını yazdın. Birlik ve beraberlik için CHP'de toplanıyoruz. Sen de bizimle olacaksın" çağrısına uymuş ve partinin Ege'deki kurmayları arasında yer almıştır. Bülent Baratalı, Türkan Miçooğulları, Sabri Ergül, Aydın Erten, Ali Rıza Bodur, Veli Aksoy, Erol Güngör gibi isimlerle birlikte.
Bu dostluk hep sürmüştür. Yine 29 Mart seçimlerindeki sancılı günlerde Baykal, Tartan'la İzmir'de derin bir soluk almıştır. Hem derlenip toparlanma ile mutlu olmuş, hem de yüzde 60'lara varan oy oranı ile büyük bir zaferi yaşamıştır.
Tartan rüzgarı Konak dışında İzmir'i de rahatlatmıştır.
İşte Baykal, biri 40, diğeri 30 yıldır dostluk, sevgi ve güven ekseninde buluştuğu iki dostuna, "siyasetteki başarısının sırrı" ile göz kırpmıştır. 3 saatlik İzmir çıkartmasının perde arkası budur!
Erdoğan Amca'dan otelcilere çağrı
İzmir Kulüplerinin hali, pürmelali ortada. Karşıyaka'da Allah Baba'ya ömür versin, 1958'den beri yeşil-kırmızılı takımın yanında hem de madden, manen. Bütçe yapılırken hesaplar hep, "Baba"nın vereceği paraya göre ayarlanıyor. Futbolun yanısıra, basketbol da öyle, voleybol da. Altay deseniz, o "Büyük Altaylılık" unvanını veren camianın birleştiriciliğinden çok uzakta. Başkan Niyazi Konuşmaz ve yönetimi yaşatmak için çırpınıyor. Nerde Mazhar Zorlu'lar, Esin Özgener'ler. Kala kala bir Erdoğan Tözge kaldı. Yaşı 80'leri aştığı için siyah-beyazlı takımda "Erdoğan Amca" diye anılan Tözge yine elinden geldiğince takımının yanında. Belki bir yöneticinin veremeyeceği parayı veriyor, kimseye duyurmadan.
İzmir Kulüpleri malum, kendi çabalarıyla ayakta kalamadıkları için İzmir B.Şehir Belediyesi'nden katkı bekliyorlar. Piriştina ve Kocaoğlu zamanında bir hayli destek çıkıldı ama trilyonları kulüpler iyi değerlendiremediği için kentin hayali olan "Süper Lige" çıkılamadı. Şimdi artık Altay, Karşıyaka, Göztepe, Bucaspor, Altınordu ve İzmirspor, 1-2 bin TL'yi tasarruf etmeyi bile kar belliyor. Diğer kentlerin, kulüplerine resmi kanallar, ticari ve sınai kuruluşlar ve de sivil toplum örgütleri aracılığıyla verdikleri desteği hayıflanarak izliyor. İzmir Ticaret Odası Vakfı'nın vereceği destek, yarın toplantıyla kamuoyuna açıklanacak. Herkes katkının boyutunu heyecanla bekliyor. Hele kamp ve diğer masraflar kulüplerin belini büküyor. Diğer kentler, özellikle Antalya, Konya, Eskişehir kamplarını Valilik ve Belediye aracılığıyla otellere dağıtıyor. Tüm sezon boyunca bir otele sadece bir kez kulüplere kamp yaptırma yükümlülüğü geliyor. Hele ölü mevsim olan kış mevsiminde yer ayırmak cda zorun değil. Erdoğan Tözge üşenmemiş İzmir ve çevresindeki otellerin isimlerini de dökmüş. Onlara çağrı yapıyor, biz de aracı oluyoruz ve diyoruz ki: "Koca kış bir takımımızın kamp yapmasını sağlayın..." Bu çağrımıza cevap bekliyoruz. Katılanları açıklayacağız. Üstelik bir kulüp için "Haftaboyu.....otelde kampa girecek" haberlerinin sık sık medyada yer alacağı da artı bir reklam unsuru.
İşte otellerimizin listesi: Çeşme Altınyunus, Club Ephesus Princess Otel (Pamucak), Club Otel Maxima (Özdere), Crowne Plaza, Denizatı Holiday Village (ümüldür), Grand Otel Ontur (Çeşme), Hilton İzmir, Süzer Otel (Alaçatı), Pırıl Otel (Çeşme), Richmond Ephesus (Pamucak), Sheraton (Çeşme), Otel Kaya Prestige, Anemon Oteller Zinciri, Smyrna Otel, Palm City Otel, Hitit Otel, Ege Palas, Aksan Otel İzmir, Aqua Fantasy (Pamucak), Aqua Fantasy World Hotel (Pamucak), Asa Club Holiday (Seferihisar), Babaylon Otel (Çiftlik-Çeşme), Best Western (İzmir) ve Kordon Otel (İzmir).
FIKRA
Boğuluyordum
Dursun, ormanda gezinti yaparken, Temel'i, bir ağaca belinden bağlı şekilde bulmuş.
- Napıyorsun Temel?
- İntihar ediyorum.
- Temelciğim, benim bildiğim öyle intihar edilmez. O ipi beline değil, boynuna bağlayacaksın.
Temel, öfkeli bir sesle:
- Onu da denedim, az kalsın boğuluyordum.
