Yıllardır Belediyespor'ların, halkın parasıyla kurdukları takımlarla, halkın gençlik kulüplerine rakip olmalarını eleştirir dururum. Ve dilimizde tüy bitti, dedik ki, "Belediyesporlar olsun da, spor okullarında ehil öğretmenler ve eğitmenlerce sporcu yetiştirip kentteki branşlarda faaliyet gösteren kulüplere dağıtsın."
Sonunda bizim dilimizden söyleyen bir başkanı tanıdık.
***
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Mövenpick Otel'de düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında 1 yıllık faaliyetini anlatırken, şöyle konuşuyor:
"Yüzlerce sporcu yetiştiriyoruz, bunları İzmir Kulüplerine veriyoruz. Örneğin U-16 futbol takımımızın 4 değerli oyuncusunu Altay'a armağan ettik. Gerisi gelecek" dedi. İşte belediyenin gerçek spor hizmeti böyle olmalı. Yoksa trilyonlara güvenip bir sporcuya 300 milyar lira transfer ücreti vererek değil. Kimin parasıyla kime rakip oluyorsun ?"
***
Bütçe fazla olunca hata yapılma şansı da yükseliyor. Örneğin İzmir Büyükşehir Belediyespor'da sporun anası atletizmde aylık 22 bin TL'yi çok gören yöneticiler, hentbolculara milyon ödüyor. Neticesi ne ? Atletler kategorilerinde şampiyonluklar getiriyor. Hentbol takımı lig ikincisi. Zaten şampiyon olamadıktan sonra, ha küme düşmemişsin, ha ikinci olmuşsun farkı ne ?Netice olarak şunu söylüyorum. Belediyeler sporda yetiştirici olmalı, yarışan kulüp olmamalı. Bu nedenle "Helal olsun Tartan'a" diyorum ve diğerlerine örnek -
gösteriyorum.
hayattan
Emanet yerine ulaştı
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, kalp nakliyle hayata döndürülen gazeteci Çağatay Çağlar'ı ziyaret ederken Ege Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahi Bölümünde, başkan Prof.Dr.Mustafa Özbaran ve 11 kişiden oluşan ekibinin başarılarını dinlemiş ve kalp naklinde Türkiye'nin yüzde 52 ağırlığını İzmir'in taşıdığını ve tam 300 kişiye kalp nakli yaptıklarını öğrenince son derece etkilenmişti. Özgener, "Sizi ilk milli maça davet edeceğim ve size 11 forma ve diğer milli takım malzemeleri armağan edeceğim" demişti. Özgener sözünde durdu, malzemeleri İZVAK Başkanı Erdoğan Tözge'ye yollayarak Özbaran ve arkadaşlarına teslimini sağladı. Yani kalplerin milli takımı, milli formalarına kavuştu.
Beyin cerrahından sevgi temalı şiirler
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Kliniği'nde görevli beyin cerrahı Prof. Dr. Nezih Oktar, "rengimiz, sevgimiz" isimli şiir kitabı yazdı.
İlk şiir kitabında her konuya değindiğini anlatan Dr. Oktar, "Kitabımın ana fikri sevgi. Çünkü dünyayı kurtaracak şey sevgidir" diyor.
Eşine evlenme teklifinde bulunduğu anı anlatan bir şiire de yer veren Dr. Oktar, güzel kızlarıyla meşhur İzmir'in kızlarını da unutmamış.
" İzmir'in Kızları" isimli bir şiiri de kaleme alan Dr. Oktar, barışın bir sanat dalı olarak kabul edilmesi gerektiğini anlatıyor. Şiir kitabının gelirini okuduğu eğitim kurumları olan Ankara Fen Lisesi Vakfı (AKLİVA), Bornova Anadolu Lisesi Vakfı (BALEV) ve şiir kitabının tasırımını gerçekleştiren Emre Senan Tasarım Vakfı'na bağışlayacağı anlatan Dr. Oktar, herkesin şiir kitabını severek okuyacağınmı söylüyor.
İzmir'in kızları
Amazon kokulu sokaklarda
sinagog kilise cami doruklarında
yaşar zeytin incir üzüm dallarında
güzeldir kızları kumsallarda
günbatımında serinler güneşi imbatında
şarap tadında üzüm bağlarında
şarhoş olur körfezin yakamozlarında
güzeldir kızları kordonboyunda
küpe
Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğe ulaşır, bazılarının üzerine ise büyüklük toplu iğne ile tutturulur.
George Ade
fıkra
Latince adı yok mu?
Hasta, doktora derdini anlattı:
" Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım çalışmak da istemiyor."
" Şikayetiniz bunlar mı?"
" Evet."
" Bunun adı tembellik."
" Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?"