Son zamanlarda TBMM'de hava epey sertleşti, Yargıtay ve Danıştay'a yeni daireler eklenmesi CHP'li üyelerin istifasına yol açtı. Üstelik bu eylem Cumhuriyet tarihinde bir ilkti. Sonra Torba Yasa görüşmelerinde sertlikler bazen kavgaya dönüştü.
Bu aşamada, Hakkı Ülkü'nün anlattığı olay Fransız parlamentosunda meydana gelmişti. İşte bu olay:
"Milletvekillerinden biri, muhalefet milletvekilinin söylediklerinin hepsinin yalan olduğunu söylemiş...
Muhalefet milletvekili cevap vermek için kürsüye çıkmış:
Bu milletvekilinin her şeyi inkar etme huyu vardır. Ben kendisini çok iyi tanırım. Mesela şimdi ona desem ki, dün gece karınızın benimle olduğunu biliyor musunuz? Hemen, yalan diyecektir.
Meclis karışmış, kıyamet kopmuş, milletvekilleri birbirlerine girmişler. Gürültü, patırtı, karşılıklı küfürleşmeler, derken bahse konu olan milletvekili söz istiyor ama bir türlü meclis başkanına sesini duyuramıyormuş. Meclis başkanı da kavgayı yatıştıramayınca oturuma ara vermiş. Sonra da o milletvekilini haber yollayıp çağırtmış. 'Sürekli söz istiyorum, söz istiyorum diye bağırıyordunuz, neydi söyleceğiniz?'
Cevap:
İki kelime söyleyecektim sayın başkan. Diyecektim ki, ben evli değilim ama fırsat vermediniz bana..."
hayattan
İlk gün 10 çifte evlilik
Tasarlanan özel konsepti ile Türkiye'nin ilk evlilik merkezi olmaya hazırlanan "Dünya Evi", Mart ayında hizmete giriyor.
Yeni bir konseptle ziyaretçileriyle buluşmaya hazırlanan ihtisas alışveriş merkezinde mutlu bir yuvanın özlemini duyan herkes, gelinliğinden ayakkabısına, nikah salonundan nikah şekerine, beyaz eşyadan mobilyaya, balayı için tatil seçeneklerinin sunulacağı acentelere kadar dünya evi için gerekli tüm ihtiyaçlarını bu alışveriş merkezinde karşılayabilecek.
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan'a sorduk:
"Kaç kişiyi evlendireceksiniz?"
Cevap şöyle:
"İlk gün 10 kişiyi dünya evine göndereceğiz. Sonra gerisi gelecek. Bu alışveriş merkezine sözlü gelen çift, buradan evli çıkacak."
Tıbbın Picasso'su Zeren
Dr. Bülent Zeren, Türkiye'nin en ünlü ortopedistleri arasındadır. Pek çok yıldız futbolcuyu tedavi edip sağlığına kavuşturmuştur. Böylesine yoğun tıp çalışmaları yanı sıra sosyal aktiviteleri de ihmal etmemektedir. Karşıyaka Spor Adamları Derneği (KARSAD) Başkanlığı'nı başarıyla götürüyor, çeşitli etkinliklerle Karşıyakalıları bir araya getiriyor.
* * *
Dr. Zeren'in bilmediğimiz yeni bir özelliğini de gelen davetiye ile öğrendik. Aynı zamanda yaptığı resimlerle boş zamanlarını da değerlendiriyormuş. Bizim Tevfik Çelti, "Doktor tıpta olduğu kadar resimde de başarılı" diyor ve ekliyor: "Bugün, İzmir Ticaret Odası Sanat Galerisi'nde resimleri sergilenecek. İkinci Başkan Mustafa Başman'ın da tabloları var. Orada buluşalım."
Ne dersiniz İzmirliler, Karşıyakalılar bu sergi gezilmeye değer.
pınar'dan
Mısır, İran, Türkiye
İnsanlar sokaklarda yattılar. Kadını, erkeği, açı, toku, hepsi oradaydılar. Ne için? Daha iyi bir yaşam için. Tüm dünya onları izledi, bekledi. Sonucun ne olacağını da merak etti. Evet, Mısır'dan bahsediyorum. Mısır bir "halk devrimi" yaptı. Bunu başardı. Mübarek'i devirdi. Askerler de oradaydı. Onlar bunu başardılar. Peki ya şimdi ne olacak?
Herkesin aklında sorular ve örnekler var. En çok da İran'a benzeyeceği konuşuluyor ve insanlar umutsuz. Neden hep kötüyü bekliyoruz? Gerçekten Şah'ın devrilmesinden sonra İran'ın başına gelenler, Mısır'ın da başına gelebilir. Ama ufak bir umut bile yok mu sizce?
New York Times yazarı Anthony Shadid de Mısır'ı yazanlar arasında. Ancak o hepimizden daha umutlu. O diyor ki, "Mübarek yönetiminin beraberinde getirdiği baskı ortadan kalkınca, İslam da daha ılımlı bir kılığa bürünebilir. Müslüman Kardeşler'i Tahran'ın Şii mollalarınkinden ziyade AK Parti'nin başarısına odaklanan bir yol bekliyor."
Evet, hepimizden daha umutlu, hem Türkiye adına hem de Mısır adına. Biz eleştire duralım, dünya AK Parti'yi takdir ediyor, örnek gösteriyor. Sanırım başımızı kaldırıp etrafımıza bakma vaktimiz geldi. Biz İran olacağız demeyi kessek mi artık?
küpe
Ayrılık sevdanın merhemi olduğu gibi, öfkeyi de, kini de azaltır.
La Fontaine
fıkra
Tiryaki
Cemal, yolun karşı tarafında oturan Temel'e seslenir:
"Uy uşak, senin duvarların arasında sigara ya da nargile tiryakisi var midur?"
Temel şaşkın bağırır:
"Uy sen delirdin mi? Hiç davar tütün içer mi?"
Cemal: "Öyleyse senin ahur yaniyu..."