Seçim sonrası üniversiteli gençler "barınak" toplantısına kalabalık geldiler. Konu tabii ki
seçim sonuçları idi. Gençler, CHP'deki gelişmeleri de ilgiyle izliyorlar. Partideki "muhalefetin"
kurultay isteğini gazeteci Ahmet Kadıbeşegil'den değerlendirmesini istediler.
İşte Kadıbeşegil'in yorumu:
"CHP'nin aldığı sonucu başarı olarak görmüyorlarsa bunun sorumlusu aranmalı. Veriler, en büyük etkenin çalışmayan örgüt ve belediye başkanları olduğunu gösteriyor. Peki bunları göreve atamayla kim getirdi. Baykal ve ekibi. Bundan dolayı kimsenin ağzını açmaya hakkı yok. Mehmet Sevigen'in İstanbul'da, Mustafa Özyürek milletvekili olduğu Mersin ve İstanbul'da, Yılmaz Ateş Ankara'da, genel sekreter Önder Sav olarak Türkiye genelinde hangi başarıya imza attılar."
* * *
CHP'nin "Karanlıklar Prensi"ne göre, CHP'nin yeniden açıldığı 1992 yılından bu yana 1999'da partiyi parlamento dışında bırakmaktan başka hangi seçim başarısı var.
Deniz Baykal siyasi hayata girdiği 1973 yılından bu yana, 1988 kurultayı dışında Ecevit'e karşı 2 (genel sekreterlik için), Erdal İnönüye karşı 4 kez (genel başkanlık için) kurultay kaybetti. Genel başkanlık hırsı nedeniyle, SHP'den ayrılıp yeniden açılan CHP'de genel başkan oldu. Bu hırs bir çevre dışında, hemen hemen herkesi parti dışına itti. Arkasına dönüp bakarsa, genel başkanlığı bıraktığı güne kadar her geçen gün giderek büyümüş bir "siyasi insan mezarlığı" görecektir. Her yenilgilerine bir kılıf bulan bu yöneticilerin bugün ağızlarını açıp laf söylemeye hakları olmadığını düşünüyorum. Akil partililer olmak koltuk hırsına karşı, partiyi, kamuoyu önünde yıpratmaktan daha yararlı olacak.
kulislerden
Bir AK Parti sevdalısı...
İzmir siyasetinin yakından tanıdığı bir isimdir Ali Naci Erdem.
Hakiki Demokrat Parti'den başlayan siyaset yaşamı içinde Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi'nden sonraki durağı AK Parti oldu.
Erdem ailesi, Kemalpaşa'nın siyasetçi ve hukukçu yetiştiren bir ocağı.
Uzun yıllar Milli Eğitim ve Çalışma Bakanlığı yapan Ali Nail Erdem de kuzenidir.
Orhan Erdem de bu ailenin hem siyasetçi hem hukukçu bir ferdiydi.
* * *
Ve, AK Parti İzmir teşkilatı bir haftadır Ali Naci Erdem'in isyanını konuşuyor.
Erdem geçtiğimiz hafta yayınladığı mesajda:
"İzmir'in üçte ikisini Merkez Sağ kitle oluşturur, yani yüzde 65... Bu kitle hem hakiki Demokrat Parti'yi, hem de Adalet Partisi'ni yaşatmıştır. Bu defaki İzmir seçim sonuçları, AK Parti sevdalılarını, isimsiz savaşçıları memnun etmemiştir."
* * *
Birkaç dönem İzmir İl Genel Meclesi üyeliği de yapan Ali Naci Erdem bu sonuçtan il yönetimini kusurlu buluyor, İl Başkanı Ömer Cihat Akay'ı hedef alıyor ve "Bu skorda il başkanının sorumluluğunu hissediyoruz. Bilhassa, il teşkilatını temsilen yaptığı konuşmalar kimseyi tatmin etmemiştir" diyor.
Ve ardından ültimatom gibi bir eleştiri daha:
"Hal böyle iken, evlilik yıldönümü merasimini hatırlatan pasta kesme ve eşine yedirme gibi eylemlerinide AK Parti taşikilatına layık bir kutlama olarak benismeyeceğimizi ve tenmiklere vesile olan bu davranışlardan çekinmelerini istirham ediyoruz."
bir kitap
İğne deliğinden İzmir
Bir soru:
"Şehir ne demektir."
Sokakların, mahallelerin, semtlerin toplamından farklı bir şey midir şehir?
Canlı mıdır, nefes alır mı?
Biz adına şarkı besteler, şiir yazarken o bunları duyar mı?
Onu geliştirmek, geliştirmek için yaptıklarımızı bilir mi?
Bir şehre "iğne deliğinden bakarsanız" ne görürsünüz?
Zamanın ve kalabalıkların içinde kaybolmuş gerçek hikayeleri bulup onlara büyütecini tutan Yaşar Ürük, bambaşka bir İzmir tanıtıyor bizlere.
* * *
Yaşar Ürük'ün bu değişik türdeki kitabı çeşitli dönemlerdeki İzmir'i ve insanlarını tanıtıyor.
Keyifle ve hatta bir nefeste okanacak bir yapıt elimizde.
Okumamak da bir eksiklik olur, bence...
"İğne Deliğinden İzmir" Yakın Kitabevi yayınlarından biri...
İletişim adresi de şöyle:
Yakın Kitabevi
Kıbrıs Şehitleri Caddesi 1464 Sokak No. 6-A
Alsancak
Telefon ve faks:
0 232 421 81 69
0 232 465 23 04
küpe
Üniversite her yeteneği geliştirir, aptallık dahi...
Anton Çehov
günün fıkrası
Tembel talebe
Küçük Ali, arkadaşı Ahmet ile sabahleyin okula gidiyordu. Birden sevinçle bağırdı:
"Yaşasın... Dün öğretmenimiz, güneş de açsa, yağmur da yağsa bugün için imtihan yapacağını söylemişti."
Ahmet şaşırdı.
"Bunda sevinecek ne var?" diye sordu.
Ali arkadaşına havayı göstererek cevap verdi:
"Baksana Ahmet! Kar yağıyor. Kar..."