• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yarın hepimiz Çeşme Ilıca Plajı’ndayız ERKİN USMAN

Yarın hepimiz Çeşme Ilıca Plajı'ndayız

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Ağustos 2011, 18:10
Çeşme Ilıca Plajı bir dünya harikası. Yeşil ile mavinin koyun koyuna girdiği bir deniz ve altın bir kumu hiçbir yerde bulamazsınız. Bu doğa harikasını temiz tutmak, gelecek nesillere aynı güzellikte bırkmak herkesin görevi. Çeşme Plaj Evleri Kooperatif Başkanı M. Ekrem Oran bu bilinç içersinde 55 yıldır Şantiye Plaj Evleri'nde yaşayanları, Çeşme'nin bu mücevher plajını temizlemeye çağırıyor, şöyle sesleniyor:
"Çeşme'nin simgesi haline gelen Ilıca Plajı'ndan bir tane daha yok. Elimiz, kolumuz bağlı geçen günlerle, plajımızı, "Keşke bir şeyler yapılsaydı da" gibi suçluluk ve pişmanlık duygularıyla hatırlamak istemiyoruz. Her geçen yaz, plajımızı, çocuklarımıza tarihe karışmış bir güzellik olarak anlatacağımız yıllara doğru gittiğimizin farkındayız. Ilıca Plajı sadece biz Ilıca'da yaşayanların değil, herkesindir. Biz bu Türkiye'nin gıptayla izlediği plajı kullanan binlerce kişiyle bütünleşerek geç olmadan elbirliğiyle bugünün en temiz plajı haline getirmek istiyoruz. Plajlar ve denizler bir avuç insanın değildir. Gelen herkes misafirimizdir ve başımızın tacıdır ama bulmak istediği gibi bırakmak şartıyla. Atalarımızın emaneti bu doğa harikasını çocuklarımıza bize bıraklıdığı gibi bırakmak ve kirletenlere tepki göstermek üzere, anne, baba, eş ve çocuklarımızın katılımıyla yarın Ilıca Plajı'nda buluşuyor, mıntıka temizliği yapıyor ve sloganımızı söylüyoruz: "Başka Ilıca Plajı yok. Lütfen temiz tutalım! Tutmayanları da uyaralım!" Oran ve Ilıca sakinleri, Ilıca Plajı ile ilgili hassasiyetlerini daha yüksek sesle duyuracağını bildirirken, plaj işletmecileri ve kolluk kuvvetlerini göreve çağırıyor.

hayattan

Biz kent kültürünü çok severiz de...

Kentli olmak, sadece kentte yaşamak değildir. Bunun yazılı olmayan değerlerine sahip çıkmaktır.
Kime sorsanız bu görüşe katılır ve üstüne üstlük size dakikalarca bu konuyu anlatabilirler.
O kentte doğmuş - büyümüş olmak, o kentte bilmem kaç yıldır yaşamış olmak da ana unsur değil... Şiiriyle, şarkısıyla, yemekleriyle, sokaklarıyla, kahvehaneleriyle, kafeleriyle bambaşka bir duygu kenti ve kentliliği yaşamak...
Bu değerleri özümsemiş o kadar İzmirli var ki...
Bir çırpıda isimler aklıma geliveriyor. Ancak, hiçbirinin ismini yazmayacağım, eğer birini unutursam büyük hata ederim.
Zaten konumuzda bu değil...
Onlardan bir tenesinin sorunu, aslında sorunu değil, mücadelesini yazmazsam çatlarım...
Kim bu?
Cenap Türksavaş ve eşi Elçin...
Yani Alsancak Miko'nun sahipleri... Bu çifte "Alsancak'ta kafe işleten karı-koca" diye bakanınız varsa, lütfen buradan sanra bu yazıyı okumasın...
Biliyorum... Tanıyanların tamamı ikisinin kent kültürüne katkısını iyi bilir... Zaten normal zamanda Miko'nun tıklım tıklım olmasının sebebi de budur.
* * *
Miko aylardır kapalı duruyor.
Kapatıldı.
Alsancak'ta onlarca, yüzlerce restoran ve kafe hangi kuralllara uyuyorsa onlarda uyuyordu. Ruhsat, izin vs... Örneğin, onların şimdi yangın merdivenleri var. Ancak diğerlerinin yok, vs...
Her şey yoluna gecikmeli de olsa girer... Mesele bu değil. Kent kültürüne sahip çıkanlar nerede ben onu merak ediyorum?
Ben kenti yaşarım, dolaşırım. Geçenlerde gittim ve gördüm.
Soruyorum size, Miko'ya sahip çıkmayacaksız da nereye sahip çıkacaksınız?
Cenap'a omuz vermeyecekseniz de kime omuz verecek siniz?
Bu genç adam ağzını açıp da bir kişiden yardım istemedi?
İlle de istemesi mi gerekiyordu? Ama o istemedi. Yoluna devam ediyor. Ben, "Kent kültürüne sahip çakanlar nerede?" diye merak ettim, o kadar...

küpe
Bir babanın çocuklarına yapacağı en büyük yardım onların annelerini sevmektir.
T. Hesburgh




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.