Her yıl, okullar kapandığında karne hediyesi olarak hevesle alınan binlerce hayvan, tatil yörelerine götürülüp sezon sonunda, oralarda açlığa ve ölüme terk ediliyor.
Kısa adı HAYTAP olan Hayvan Hakları Federasyonu'nun önderi geçtiğimiz günlerde Çeşme Barınağı'ndaydı.
Esin Önder ilk izlenimini şöyle anlatıyor:
"Tasma ile terk edilmiş birçok can...
Bazısı zincirle bağlanmış...
Kimi de teller arkasında...
Yürek dayanacak gibi değil...
Aynı sorun gönüllüsü ve annesi olduğum Sopen Barınağı'nda da var...
Yaşlandı diye terk...
Kızgınlığa girdi veya hamile kaldı diye terk...
Hastalandı, tedavi masraflarını veremiyorum diye terk..."
* * *
Esin Önder, her gün barınağa köpek bırakmak isteyen kişiler tarafından aranıyor.
Bunlar arasında, petshop'tan aldığı 5 aylık has kan cooker'ın sahibi de var...
Yurtdışından getirdiği pahalı cins 2 köpeği apartmanda bakamayacağını söyleyen de...
* * *
Peki bu "köpek dramı"nın sürüp gitmesini önleyecek tedbir var mı?
Bu iş için kafa yoranların başında Esir Önder geliyor.
İşte önerileri...
* En az 5 sene mühletce yurtdışından hayvan ithal edilmeyecek.
* Petshop'larda hayvan satışına izin verilmeyecek.
* Üretim yerleri kapatılacak.
* Sahipli hayvanlar da sahipsizler gibi kontrol altına alıınıp kısırlaştırılacak.
Ve, Esin Önder'den son söz:
"Kanunun çıktığı 2004 tarihinden önce bu yazılanlar yapılsaydı, bugün biz bu sorunları yaşamayacaktık."
Patlamış mısır
Bizim spor servisindeki Mehmet Demirpolat ilginç şakalar yapmayı, özellikle kelimeler üzerinde espri türetmeyi çok sever. Onun esprilerini duyanlar da "Sağolasın. Şu bunaltıcı yazda yine bizi dondurdun" derler.
Ama arada sırada Mehmet'in esprilerinin cuk oturduğu da oluyor. Mısır'da malum olaylar bitmek bilmiyor. Dün de bombalar patlamış. Başlık aranıyordu, Mehmet gayet sakin, "Patlamış mısır deyin. Olsun bitsin" deyiverdi.
Hırsız öyküsü
Ünlü İngiliz şairi John Masfield hastalanmıştı. Hastalığı çok ciddi olmasına rağmen neşesinden bir şey kaybetmemişti.
Hala espri yapabiliyordu.
Bir gün evine hırsız girmişti. Ertesi gün şairimiz, üzüntü içinde dostlarına dert yanıyordu:
"Çok şeyiniz çalındı mı?" diye soran birine şu cevabı verdi:
"Çalınanlar önemli değil. Fakat asıl üzüntüm, kendi eserlerimden hiçbirinin çalınmamış olması..."
fıkra
Yardımcısıymış
Bir yaya, kör dilencinin şapkasının içine bir madeni para atmıştı. Gel gelelim para yere düştü ve biraz öteye yuvarlanarak durdu.
Kör hemen yerinden kalkarak, parayı durduğu yerden aldı.
Şaşıran hayır sahibi, "Bu ne biçim iş, siz kör değilmişsiniz..." dedi.
Dilenci'den cevap:
"Değilim ya! Ben buradaki dilencinin yardımcısıyım. Kendisi şimdi sinemada film seyrediyor."
