Sıcaklar insanı terletip bunaltırken gönlüne göre serin bir yeri kim istemez. Büyük kentin sıcağı da bir başka olur. İnsan bir tutam serinliğe hasret gölge bir yer arar. Beton ormanında zordur ağaç gölgesi, ağacın insanın içini açan serinliğini bulması. Kenti biraz geride bırakın. Gelin Kemalpaşa'ya. Henüz eskiyi bırakmamış, yeşilin hayallerinizle kesiştiği bir yer uzanır. Yol boyu uzanın. Ulu çınarların gölgesinde açılmış organik meyve ve sebze tezgahları gözünüzü alıp gönlünüze hitap edecektir. Bir parça soluklanmak için oturun çiçeklerle, ağaçlarla donanmış kahveye. Yalnız kalmazsınız, yanınıza yöre insanları çıkıp gelirler. Ören yerleşim yerindesiniz. Yörenin insanları İbrahim Kabasakal, Cevdet Ceylasun, Bekir Yavuşoğlu, Rasim Sayın'la koyu bir sohbete dalmak hiç de zor değildir. Kiraz ve şeftalinin merkezi bir yerdir Ören.
Savaş Ünlü, Ören'i kısaca anlatır:
"Geçim kaynakları tarımdır. Beş bin kişilik nüfusuyla tam bir cenneti andırır. Elbette hiçbir yer dikensiz gül bahçesi değildir. İbrahim kabasakal, sözü parsellenmiş topraklara getirir. Hiç görmediğimiz şeyler görüyoruz. Araziyi alan etrafını telle çeviriyor. Kendilerini köyden, köylüden ayırıyorlar bir bakıma. Niye alındığı belli olmayan topraklarımız tarım arazisidir. Tarım için alınıyorsa ne mutlu bizlere, derken gözleri buğulanır."
* * *
Az ötedeki Yiğitler beldesindeki sudan söz edilmeden olmazdı. Birkaç kilometre ötedeki görüntüye aşık olursunuz. Masalları kıskandıracak temiz su, çınar ağaçlarının gölgesinde öylece akar. Suyun içine masalar atılmıştır. İsteyen yemeğini yer, isteyen çayını yudumlar. Ayaklarınızda suyun verdiği serinlik, zamanla yerini rahatlığa bırakır. Olmaz böyle bir güzellik, dedirten manzara, kulaklarınızda ağustos böceklerinin hiç bitmeyen ötüşleri. Bu sesler Kemalpaşa'ya girdiğinizden beri size eşlik edecektir.
Koca kentin sıcağından, gürültüsünden kaçıp sığınılacak bir ada gibidir Ören ve Yiğitler. Gün boyu en doğal müzik, en uzun soluklu orkestranın elemanları ağustos böceklerinin, çekirgelerin, arada bir seslerini duyurabilen kuşlardan rahatsız olmazsanız gidip bir günün keyfini çıkartın...
Ramazan günlerinde serin bir yerde iftar açmak isteyenlerin de özellikle seçtikleri bir yer olarak biliniyor. Yiğitler'de ayaklarınız suyun içinde kulağınız akşam ezanında bu güzellik başka nasıl anlatılır ki...
ege'den
Küpeliden korkmayın...
Zeytinli Belediyesi ile veteriner hekimlerin ortak yürüttükleri sokak köpeklerini kısırlaştırma projesi devam ediyor.
Özellikle yaz aylarında vatandaşları tedirgin eden sokak köpekleri, deneyimli personel tarafından gerekli sağlık müdahaleleri ve uygun yöntemler kullanılarak yapılan kısırlaştırma işleminin ardından aşıları yapılıp kayıt altına alınıyorlar. Daha sonra hayvanlar tekrar doğal ortamlarına bırakılıyor.
Zeytinli Belediye Başkanı S. Hasan Arslan anlatıyor:
"Vatandaşlar sokaklarda gördüğü küpe takılmış sokak hayvanlarından tedirgin olmasınlar. Unutulmamalıdır ki, tüm hayvanlar tıpkı biz insanlar gibi yaşama hakkına sahiptirler. Onlarında sevgiye muhtaç olduğunu bilmeliyiz. Gerçekten hayvan sever olmak gönülden bağlılık ve sevgi gerektirir. Onlara hayatınızda yer verdiyseniz fedakarsınız demektir."
laflama
* İnsanların düşünceleri artık okunabiliyormuş. Kaynanamın düşüncelerini kimse okuyamaz. Demek ki o insan değil!
* Bazılarında düz mantık vardır. Ana avrat düz giderler.
* Tekkeyi bekledim, çorbayı içemedim. Tekkede çorbalar ücrete tabiymiş.
* Eski Romalılar yangın sigortası yaptırsaydı, Neron Roma'yı yakınca rahat ederlerdi yani.
* Her yol Roma'ya çıkar, yollar kazılmış abi...
* Benim gönlüm 140 promil sarhoştur. Yıldızların altında...
İbrahim Ormancı'dan
küpe
En yükseğe erişmek için, en aşağıdan başlamak lazımdır.
Syrus
fıkra
Bir soru, bir örnek
İmtihanda mümeyyizlerden biri sordu:
"Isının cisimler üzerindeki etkisini söyler misiniz?"
Öğranci uzun düşündü. Bir süre gözleri tavana takıldı. Bir türlü hıtarlayamadı. Öğretmen yardım etmek istedi.
"Mesela, şu elimdeki teli ısıtsam ne olur?"
"Uzar efendim."
Sorunun cevabı tamamdı. Mümeyyiz tekrar sordu.
"Şimdi günlük yaşantımızdan bir örnek ver bakalım."
"Measela yazın sıcak havalarda..."
Mümeyyiz araya girdi:
"Devam et bakalım..."
"Mesela yazın sıcak havalarda günler uzar..."