Almanya'nın Bochum Kulübü'nde scouter ve kaleci antenörlüğü görevlerini yapan Marco Knoop, İzmir Güçbirliği Spor Vakfı'nın davetlisi olarak geldiği İzmir'de Swiss Otel'de son yıllarda büyük patlama yapan Alman futbolunun sistemi ve altyapıdan başarının nasıl geldiğini şemalarla anlattı.
Knopp, okullar, futbol okulları ve futbol akademisi yapılanmalar hakkında detaylı açıklamalar yaptı. Alman Futbol Federasyonu'nun son 10 yılda altyapılara verdiği desteklerden bahseden, oyuncu seçme sistemimin ne kadar önemli olduğunu anlatan Knoop, gençlerin sadece futbola değil, hayata da hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Knoop, Almanya Birinci Ligi Bundesliga'da sıradan, mütevazi bir takım olduğu halde Bochum'un altyapıya her sezon 1.8 milyon euro (Yaklaşık 4 milyon lira) ayırdığını söyleyince salondakiler, "Bizim profesyonel takımlarımız bile kimi zaman bu parayı bulamıyor" dediler, Alman altyapı sisteminin uygulanmasının zor olduğunu umutsuzca vurguladılar.
* * *
Konferansı dikkatle izleyen Gazi Hastanesi Başhekimi ve aynı zamanda Altınordu Futbol A.Ş. Başkanı Yardımcısı Dr. Salih Mertan, toplantı bittikten sonra, "Ben şaşırmadım ve Alman futbol otoritesinin sıraladığı hizmetleri erişilmez bulmadım. Çünkü Altınordu bunu yapıyor, bizim altyapımız böyle şahlanıyor" dedi ve cebinden çıkardığı pusuladaki rakamları okudu. Biz de böylece idealist başkan Seyit Mehmet Özkan patronajında A.Ordu'nun altyapıdaki mucizesinin detaylarını ve 5 yılda gerçekleşmesine hazırlanılan hedeflerini öğrenmiş olduk:
1- Futbol okullarında 5 yılda 5 bin spor yapan çocuk.
2- Futbol okulları elit takımları. 7-11 yaşlar. 5 takımda 100 yetenekli çocuk.
3- Yurtiçi ve yurtdışı oyuncu izleme bölümü. Şimdi 4 kişi görev yapıyor her yıl 2 kişi eklenerek 5 yılda 10 kişiye ulaşacak.
4- Altınordu Futbol Akademisi 12-17 yaşlar. 6 takımda 150 doğal yetenekli, hırslı, dayanıklı, profesyonel adayı gençler ordusu.
5- İkinci Lig'de pilot takım, 18-19-20 yaş takımı.
6- 1. Lig'de pilot takım, 20-21-22 yaş takımı.
7- Altınordu Süper Lig'te. 22-26 yaş takımı. Tamamiyle kendi özkaynaklarınrdan beslenen bir futbol endüstrisi organizasyonu. İşte böyle... Altınordu ile nasıl gurur duymayalım ki?
hayattan
Kozak Yaylası'nın imdat çığlıkları
Kozak Yaylası ve çevresi, Ege'de cennetten bir parça.
Ve, bu doğa harikasından yükselen "imdat çığlıkları için" 7-8-9 Haziran günlerinde bir etkinlik gerçekleştiriliyor.
Bu tarihi silkinişin koordinatörü de Gülden Karabudak.
Ve bu gönüllü doğa bekçisinden bir mesaj:
"Doğadan besleniyorum, doğada yaşıyorum ve buna devam edeceğim diyen herkesi, kendi değerlerine sahip çıkmaya davet ediyor ve herkesi bu şenliğe katkı koymaya bekliyoruz. Çadırlarınızla, aileniz ve sevdiklerinizle birlikte gelin...
Lütfen vicdan ve sevdanızı alın da gelin..."
Geniş bilgi için Gülden Karabudak'ın telefonu: 0532 3022584
* * *
Artık her yıl değil, her ay da değil, her gün ve hatta her saat bir yıkımın, talanın ve yok edişin yaşanmadığı bir bölge kalmadı ülkemizde.
Yürüdüğünüz dağların tepesi, suyunda yüzdüğünüz dereler, havasını kokladığınız çayırlar, uçsuz bucaksız meralar.. Dinlenmek üzere gölgesine sığındığınız ulu ağaçlar.
Eğilip kana kana içtiğiniz pınarlar... Ruhunuzu bir nebze dinlendirmek için bakıp bir daha kendinizi alamadığınız, o alabildiğine uzanan muhteşem doğanın, tabii içindeki tüm canlılarıyla birlikte, artık fermanı yazıldı. Bu fermanla, her gün bir toprak parçası silinip gidiyor yeryüzünden. Her gün bir değil binlerce canlı ölüyor. Ve her gün onların değil bizlerin ölüm reçetemiz yazılıyor aslında. Bir daha geri dönüşü olmayacak! Düzeltilme imkanı ise asla olmayacak...
küpe
Paranın insana işletmeyeceği suç yoktur.
Thomas More
laflama
* Ne kavgam bitti, ne sevdam, ne de kredi kartı borçlarım!
* Ağla ağla Firuze, ağla / Ama sen sen ol ağlak olma!
* Ali Baba'nın bir çiftliği var / Çiftliğinde taş gibi kızları var!
* Eşek kadar adam oldun... Eşeklere eziyet etmeye utanmıyor musun?
* Ne kuzeyin oğlu... Ne de güneyin kızı. Varsa yoksa acıların çocuğu!
* Zürafanın şaşkını... Muhalif olur kış günü!
İbrahim Ormancı'dan
geçmişten
Üç çeşit dost
Baki'ye bir arkadaşı "kaç çeşit dost olduğunu" sordu.
Baki "Üç çeşit dost vardır" dedi ve sıraladı:
1- Bir dost vardır. Gıda gibidir, sen onu her gün ararsın.
2- Bir dost vardır. İlaç gibidir, gereğinde ararsın.
3- Bir dost daha vardır. Hastalık gibidir, o seni arar!
