Türk Dili ve Edebiyatının Bugünkü Sorunları ve Çözümleri Uluslararası Sempozyumu geçtiğimiz günlerde yapıldı.
Bu ilginç toplantının konukları arasında, Ayşe Kulin ve Doğan Hızlan da vardı.
Her iki konuşmacı, romanların gerçek tarihten önemli izler taşıdığını ifade ettiler.
Ayşe Kulin'in anlattığına göre, Balkan Savaşı sonrası Bosna'da yaşayan Müslümanlar bölgeden sürgün edilirken Bulgar ve Yunan çetelerinin saldırıları ve tecavüzlerine uğradı.
93 Harbi'nde de 1 milyona yakın insanın aynı sorunları yaşayarak göç etmek zorunda bırakıldığını aktaran Kulin, büyük devletlerin ise bu olayları sadece Hıristiyan bir devletin vatandaşlarının yaşadığını zannettiğini aktardı ve ekledi:
"Çünkü biz hiç anlatmamışız. Belki de artık anlatmanın zamanı geldi."
* * *
Bu arada YTÜ Rektör Yardımcısı Yusuf Ayvaz'ı da dinledik.
Prof. Ayvaz, küreselleşme döneminde Türkçe'nin ve Türk kültürünün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirtti. Ayvaz, Türk dilini dünya ölçeğinde kullanılabilir bir dil haline getirmek, bilim ve teknoloji dili yapabilmek, en azından kaybolmamasını, etkisini yitirmemesini sağlayabilmek adına herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin son yıllarda, yurt içinde ve yurt dışındaki faaliyetleriyle bu konudaki duyarlılığını ortaya koyduğunu aktaran Ayvaz, "Milletimizin geçmişten gelen sağlam bir kültürel yapısı, bir tarihi ve hiç şüphesiz bir edebiyatı vardır. Türk edebiyatı bugün bütün dünyada benimsenen, beğenilen, çeşitli dillere çevirileri yapılan bir duruma gelmiştir" dedi.
Y Y Y
YTÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yakup Çelik, geçmişte Türkoloji ile ilgili çok önemli bilim insanlarının yetiştiğini belirterek, bugün bile bu isimlerin alanının zirvesi konumunda olduğunu ifade etti.
Günümüzde sosyal bilimler alanında yaşanan tıkanıklığın bütün dünyanın problemi olduğunu aktaran Çelik, dünyanın önünü açacak yeni düşüncelerin ortaya çıkmamasına hala yüzyıl öncesi bilim insanlarının düşüncelerinin temel kabul edilmesinin en büyük göstergesi olduğunu ifade etti.
* * *
Doğan Hızlan, roman yazarlarının kitaplarını hazırlarken bilimsel tarih kitaplarından da yararlandığını belirterek, romanın, okuyucunun o dönemi, kişileri daha kuşatıcı bir şekilde anlamasını sağladığını belirtti.
Hızlan, Kemal Tahir'in okuyucularından ısrarla gelen "Yazdıklarınız gerçek mi?" sorusu üzerine yazdığı "Gerçek ama roman gerçeği" yazısını hatırlattı.
Ayşe Kulin, yaklaşık 24-25 kitabı bulunduğunu belirterek, son üç kitabı hariç tüm kitaplarının yakın tarihten izler taşıdığını aktardı.
Kendisinin 3 ayrı yüzyılın birikimini taşıdığını anlatan Yazar Kulin, anneannesinin annesini ve babasını görerek ve ondan tarih dinleyerek büyüdüğünü ifade etti. Aile büyüklerinin her hal ve tavırlarıyla Osmanlı'yı temsil ettiğini aktaran Kulin, ilk kitabından başlayarak tüm kitaplarında ailesinin izlerinin yazılarına sirayet ettiğini ifade etti.
* * *
Kendisinin de bir Balkan göçmeni olduğunu aktaran Kulin, aile büyüklerinin vatanını kaybetmenin, Balkanları kaybetmenin acısını, ıstırabını yaşadığını aktardı. Büyüklerinin o acı dolu günlerden hiç bahsetmediğini ancak duruşlarına, konuşmalarına ve edalarına çektiklerinin yansıdığını aktaran Kulin, Balkan Savaşı ve Rus Harbi döneminde yaşananları anlattı.
Aile büyüklerinin hayatını kaybetmesinden sonra kendisine intikal eden mektup ve hatıra defterlerinden bir takım gerçeklere ulaştığını aktaran Kulin, bu hatıraların tarihçiler tarafından da doğrulandığını söyledi. Kulin, kitaplarında hiçbir zaman nefret tohumları saçmamaya özen gösterdiğini aktardı.
Balkan harbi sonrası Boşnakların bölgeden kovulduğunu ve kısa bir süre içinde göç etmeye zorlandığını belirten Kulin, "Zaten vatanlarını terk edenler yolda komitacılara, yani çetelere yakalanıyorlar. Yunan'ı ayrı Bulgar'ı ayrı işkenceler tecavüzler, çalmalar, çırpmalar korkunç bir şeydir o. Ondan önce de zaten 93 Harbi diye bildiğimiz Rus savaşından aynı acıları çekerek 1 milyona yakın insan kaçarak gelmiş. Ama bu gün büyük devletler bunları bir tek Hıristiyan bazı devletlerin çektiğini zanneder. Neden? Çünkü biz hep susarız" dedi.