Halil İbrahim Durur ve Orçun Kaynardağ, safkan 'Kaf Sin Kaf' sevdalısı iki Karşıyakalı...
Halil İbrahim Durur, KSK'nin 1989 numaralı üyesi ve bir işadamı. Eşi de Azerbaycan Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Ailesiyle birlikte Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yaşıyor...
İş hayatından boşta kalan zamanlarında, Karşıyaka'nın ve KSK'nin gönüllü elçisi gibi çalışıyor, özellikle çocuklara 'Kaf Sin Kaf sevgisini, yeşil-kırmızı formanın kutsallığını anlatıyor' ve onlara bu sevgiyi aşılıyor...
* * *
Hayatının çok önemli bir parçası olan Azeri çocukları yararına yardım kampanyaları düzenliyor, yardım organizasyonlarına katılarak onlara kol kanat germeye çalışıyor...
Dünya, 26 Şubat sabahı Hocalı'da Ermeniler tarafından Azeri Türklerine yapılan bir katliamla uyandı... Bu katliamda yüzlerce Azeri çocuk anasız, babasız yetim kaldı...
İşte, Hocalı'daki o vahşi katliam:
"25-26 Şubat 1992 tarihinde 'Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ' bölgesindeki 'Hocalı' kasabasında yaşayan, savunmasız '613 Azeri Türkü'nün' çocuk, kadın, yaşlı demeden 'Ermeniler' tarafından toplu şekilde vahşice katledilmesidir..."
Bu vahşi katliamdan şans eseri kurtulan, anasız babasız kalan, yardıma muhtaç çocukların kendilerine uzanacak bir yardım eline sıcak bir ilgiye ihtiyacı var.
* * *
Karşıyaka'sından binlerce km uzakta Bakü'de yaşayan KSK sevdalısı Halil İbrahim Durur, bu konuya duyarsız kalmaz, kolları sıvar... Arkadaşlarıyla el ele vererek Hocalı'da katledilen çocukların eğitimlerine yardım ve destek amacıyla organizasyonlar düzenlemeye başlar... Amacı o çocukların acısını bir nebze dindirebilmek, yüzlerinin bir kez olsun gülmesini sağlayabilmektir...
Bu karşılıksız olarak yaptığı kutsal görev Azerbaycan Kızılay'ının dikkatini çeker ve Kızılay yönetimi, Halil İbrahim Durur'a Azerbaycan'ın en anlamlı beratlarından olan 'FAHRİ FERMAN' ile ödüllendirirler...
***
Halil İbrahim Durur, kendi adına hazırlanan "Ferman'ı" Kızılay yetkililerinin elinden törenle alır... Duygu yoğunluğu içinde yaptığı konuşmasında; "Bu 'Ferman' yaşantımda aldığım en büyük ödül, sizlere ne kadar teşekkür etsem, çocuklarımız için ne yapsam azdır... Ancak sizden bir ricam var... Adıma düzenlediğiniz bu Ferman'ı en büyük sevdamız 'Karşıyaka Spor Kulübü' adına düzenlemenizdir... Kızılay yetkilileri şaşkınlık içinde kalır, duyduklarına anlam veremezler... Durur, dili döndüğünce gerekçelerini paylaşır ve onları ikna eder... 'FAHRİ FERMAN' Karşıyaka Spor Kulübü adına bir kez daha düzenlenir...
Bundan sonrasını KSK eski Asbaşkanı Ahmet Diker'den dinleyelim:
***
"Gurbette Karşıyaka'dan, özellikle Kaf Sin Kaf'tan ayrı kalmak çok zor gelir insana... Ama onlar Azerbaycan'da KSK'mizi içlerinde, yüreklerinde yaşatıyor... Özellikle Azerbaycanlı çocukları Kaf Sin Kaf'lı yapmak için yoğun bir çaba sarf ediyorlar...
Azerbaycan'da herkes KSK armasını ve formasını kanıksamış durumda... Hatta Mahir Şukurov'un eski takımı 'NEFTCİ FK' taraftarları maçlarda 'Kaf Kaf' bile çekiyorlar..." Ama Azeri çocukların Karşıyaka'dan küçük bir istekleri daha var, giymek için KSK forması ve atkısı istiyorlar...
pazar gırgırı
Kuş yemi
Temel bir gün elinde çantayla hava alanına geliyor. Oradaki güvenlik alanından geçerkeen tarama yapan alet alarm veriyor. Bunun üzerine güvenlik görevlisi soruyor:
"Çantanızda ne var?"
Temel:
"Kuş yemi var" diyor.
Görevli;
"O zaman bir daha geçin bakalım." diyor ve Temel takrar geçiyor.
Ama alet gene ötüyor. Bunun üzerine görevli Temel'e çantasını açmasını söylüyor. Temel çantasını açınca görevli orada altın, saat ve mücevher gibi değerli eşyaların olduğunu görüyor, Temel'e soruyor:
"Hani kuş yemi vardı çantada?"
Temel:
"Valla ben bunları götürüp kuşun önüne koyuyorum. Ona kalmış bir şey. İster yer, ister yemez."