Seçim süreçlerinde benim en çok ilgimi çeken siyasi faaliyet, seçim kampanyalarıdır. Kampanya dediğimiz kurgunun fikri, içinde barındırdığı duygu, görsel malzeme üretmede sergilenen yaratıcılık, bir bakıma kampanyayı yapan siyasi partinin iddiasını, heyecanını ve hayal gücünü sergiler. İyi kampanya yapan partilerin illa büyük parti olması gerekmiyor; bazen küçük ama inançlı partiler de çok yaratıcı kampanyalar yapabiliyorlar. 12 Haziran'a bir haftanın kaldığı şu günlerde, billboardlar, gazete sayfaları, televizyon ekranları ve tabi internet, partilerin görsel kampanya malzemelerinin sergilendiği mecralar olarak beliriyor; ayrıca hangisinin başarılı bir kampanya modeli olduğu konusunda bize de değerlendirme yapma imkı veriyor. Ve tabi sosyal medyada bu arada hiç boş durmuyor ve kampanya sloganlarıyla ilgili hoş yakıştırmalar yapıyor.
CHP'nin kampanyası
Benim, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kullandığı siyasi söyleme ve siyaset yapma yöntemine çok ciddi itirazlarım var. Bir kere, ilk kez bu seçimde " vaat yalanı"ndan farklı olarak, bildiğimiz "yalan"ı siyasete bir enstrüman olarak soktu Kılıçdaroğlu. Bu nedenle de, aslında çok başarıyla sürdürdüğü kampanyanın" inandırıcılık" düzeyini bir miktar düşürdü. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, bana göre çok başarılı bir kampanya yürütüyor CHP lideri. Çalışkanlığı, mücadele hırsı, sergilediği enerji CHP'ye kampanya ortamı içerisinde canlı bir görüntü kazandırıyor. Kürsüde genellikle "negatif kampanya" sürdürüyor Kılıçdaroğlu. Sürekli Başbakan Erdoğan'ı suçluyor ve onu kışkırtıcı sözlerle tahrik etmeye çalışıyor. Bunun bir taktik olduğunu biliyoruz. Nasıl bir taktik? Başbakan'la arasında bir "gerilim hattı" oluşturarak Ak Parti muhalifi kitlelerin tek temsil patronajını alacak bir çekim kuvveti yaratmak. Bu nedenle bazen gerçekten sınırları aşıyor Kılıçdaroğlu. Ama buna karşılık, CHP'nin kullandığı kampanya materyallerinde pozitif bir siyaset ve genel olarak pozitif bir kampanya sürdürülüyor. Halka vaat edilen projeler anlatılıyor, CHP'nin "hizmet vizyonu" sergileniyor. Burada benim üzerinde durduğum asıl husus, CHP kampanyasının çok başarılı hazırlanmış olması. Gerçekten afişleri, billboard görselleri çok iyi hazırlanmış. Özellikle CHP için hazırlanmış olan televizyon filmlerine bayıldım. Gerçekten çok başarılı. Estetik, etkileyicilik ve yaratıcılık kendini ilk bakışta belli ediyor. Bu kampanyayı hazırlayan şirkete buradan kocaman bir tebrik bizden.
Twitter'da CHP geyiği: "CHP ile herkes (son kez) rahaaat bir nefes alacak!"
AK Parti kampanyası
Daha önce de yazdığım gibi, bu seçimde bir stratejisi olan tek parti Ak Parti. Nedir o strateji? 8 buçuk yıllık iktidar geçmişinde başarılanların halka tekrar tekrar hatırlanması, 2023 perspektifi üzerinden halkın önüne vizyoner bir siyasi anlayışın konulması. Projeler ve somut hedeflerle desteklenen bir kampanya stratejisi bu. Kısaca söylenen şu: "biz kimsenin başaramadıklarını başardık, bakın bunların hepsini gündelik hayatınızda yaşıyorsunuz, hayaldi gerçek oldu; şimdi ise şu projeleri gerçekleştireceğiz. Bunlar da hayal olmaktan çıkıyor". Burada halkın gerçeklik duygularıyla gelecek duygularına ve hayal gücüne dönük bir etkileme çabası görülüyor. Ben Ak Parti'nin hem istikrara vurgu yapan ana sloganını hem de hayal gücüne hitap eden sloganlarını ve tabi üretilen görsel malzemeyi çok başarılı buldum. İki gündür gösterilen televizyon filmine ise ayrı bir bahis açmak gerekiyor. Tabiri caizse, tam on ikiden vuruyor bu tanıtım filmi. Herhalde Ak Parti'ye 1-2 puan getirir bu film. Milli birlik ve beraberliği bir türkü ve kültürel semboller üzerinden vurgulayan film tek kelimeyle muhteşem olmuş. Filmin en önemli özelliği, her siyasi partiden insanın rahatsız olmadan izleyebilecek olması. Bütün bunları yapan Arter Ajansın sahibi Erol Olçak. Bu adam şu an da Türkiye'nin en yetenekli reklamcısı, buna hiç şüphe yok. Sanırım dünyada da bir partiyle en uzun süre çalışan ve en fazla seçim kazandıran tek ajans Arter. Erol Olçak ve Arter Ajansın büyük yeteneklerine yine bu köşeden en içten bir tebrik.
Twitter'da Ak Parti Geyiği: "Hayaldi, gerçek yoktu!"
MHP'nin kampanyası
Bu seçim Milliyetçi Hareket'in kara günler yaşadığı bir seçim olarak anılacak herhalde. Bir partinin başına gelebilecek her türlü felaket MHP'nin başına geldi. Kdolu günler yaşadı. Allah'tan kaset suikastının yaralarını çabucak sardı ve MHP'nin nasıl güçlü bir yaşama iradesi olduğunu herkese gösterdi. Şurası açık ki, bu çapta bir felaket başka bir partinin başına gelseydi o parti kuşkusuz çökerdi. Ama MHP'ye millet sahip çıktı, kaset suikastı ters tepti. Barajın altında kalma ihtimali yüksek olan MHP, şimdilerde barajın üstünde güvenli bir yere oturdu. Bütün yaşanılan bu süreç, başlı başına bir analiz konusu. Biz MHP kampanyasına dönelim. Bu yaşadığı travmadan mıdır bilmem, MHP çok kötü bir kampanya yapıyor. Zaten Devlet Bahçeli negatif bir kampanya yürütüyor, üstelik yaralı bir lider. MHP'nin bu kötü izleri silmek için çok parlak, çok ışıltılı bir kampanya yapması beklenir, değil mi? Hayır, solgun, durağan, hiçbir duygusu, ritmi olmayan bir kampanya yürütüyor. Billboardlar sanki amatör birinin elinden çıkmış gibi. MHP'nin bir ajansla çalışıp çalışmadığına bile emin değilim doğrusu. Görsel malzemeye yansıyan "pozitif kampanya- siyaset" tutumu çok iyi ama bunları halkın algı dünyasına transfer edecek olan iletişim ve görsellik sıfır. MHP'nin televizyon filmi ise "eh işte" dedirtecek cinsten, yani sıradan. CHP ve Ak Parti'nin tanıtım filmleri yanında çok zayıf kalıyor. Oysa mesela, MHP başına gelenleri bir dakikalık bir filmle avantaja dönüştürebilir ve çok karlı bir sonuç elde edebilirdi.
Twitter'da MHP geyiği: "Seks ver Türkiye!"