• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Üç çocuk meselesi

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Haziran 2012, 19:36
Başbakan Erdoğan uzun yıllardır her vesileyle "En az üç çocuk yapın" diyordu.
Üstelik bu arzusunu çok kuvvetli ifadelerle dile getiriyordu.
Son dönemlerde üç çocuk talebinin yanına kürtaj ve sezaryen gibi iki yeni konu daha ekledi ki, bugün Türkiye bunları tartışıyor.
Başbakan'ın bütün bu çabaları siyasetçilerin zaman zaman başvurdukları bir tür gündem değiştirme ameliyesi olabilir mi?
Sanmam, daha önce de yazdım, Başbakan gündeme taşıdığı meseleleri gündemi değiştirmek veya tartıştırmak için değil, inandığı için ve tabi gerçekleştirmek amacıyla toplumun önüne getiriyor.
***
Doğrusunu isterseniz Başbakan bu 3 çocuk meselesini ilk dile getirdiği vakit tepki göstermiştim.
Çünkü zamanımızda çocuk doğurmaktan daha önemli olanın dünyaya getirdiğiniz çocuğu iyi yetiştirmek, iyi eğitim vermek, kısaca ona iyi bakmak olduğunu düşünmekteydim.
Ancak zaman içinde bu konudaki görüşlerim esaslı bir değişikliğe uğradı.
Daha çok dindarlaştığım için olmadı bu görüş değişikliği.
"Başbakan ne söylerse doğru söyler" anlayışı bize uymadığı için öyle de değil.
O vakit nedir bendeki bu fikir değişikliğinin sebebi?
Bilgi ve istatistik...
İstatistiki rakamları alt alta yazabilirim ancak lüzum görmüyorum.
Bilimsel bilginin bana söylediği gerçeğimiz, Türkiye nüfusunun giderek yaşlanıyor olduğudur.
20-30 yıl önceye kadar ülkemizde doğurganlık oranları yüzde 6-7 civarındaydı, bugün ise bu rakam büyük şehirlerde 1.7 civarına düşmüş durumdadır ki, bu üzerimize gelmekte olan vahim bir tehlikedir.
Doğu ve Güneydoğu'da nüfus çok artıyor filan diye endişe edenler de rahat olsunlar, zira orada da düşüyor nüfus. 2008 rakamlarına göre doğu illerinde doğurganlık oranı yüzde 4'lerden yüzde 3'lere gerilemiş durumda.
Böyle giderse 20-30 sene sonra genç nüfusun genel nüfusa oranı yüzde 20'lere gerileyecek.
Yani en mühim mukayeseli üstünlüğümüzü kaybedeceğiz.
Bu durum güvenlikten, ekonomiye ve sosyal güvenlik politikalarına kadar bir dizi sistemin bozulması anlamına gelir.
***
Başbakan Erdoğan, anladık ki ideolojik ön kabullerinden dolayı bu 3 çocuk meselesi üzerinde durmuyor. Rasyonel bir perspektiften bakıyor ve orada Türkiye'nin geleceği için büyük bir tehlike görüyor. Bu konularda uzmanlardan brifingler aldığını Ankara'da herkes biliyor.
Anlıyorum ki bu kürtaj ve sezaryen meselesini de aynı tehlikeyle ilişkilendiriyor.
Aslında kendi dışımızdaki dünyaya bakıvermemiz halinde Başbakan Erdoğan'ın çırpınışlarının sebebini anlarız. Başta Avrupa ülkeleri ve Rusya doğurganlığı teşvik eden olağanüstü politikalar uyguluyorlar. Çin'le iş yapan bir arkadaşımdan dinledim, Çin bile "tek çocuk" politikasından vazgeçmeye hazırlanıyormuş.
Çünkü toplumlar kendi bekaları ile nüfus arasındaki doğrudan ilişkiyi biliyorlar. Bir bilim bu ve kendine özgü bir diyalektiğe sahip.
Şu anda Avrupa'nın en önemli sorunlarından biri "baby gap" adı verilen "bebek açığı" problemi, biliyor musunuz?
O nedenle, reaksiyon göstermekten önce, anlamak lütfen!..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.