Leyla Zana kim?
Onun kim olduğunu bu ülkede herkes biliyor.
Siyasi Kürtçülük adına yapılan eylemlerin ilki hep ondan ve onun kocası Mehdi Zana'dan geldi.
Daha geçtiğimiz aylarda "silah bizim sigortamız" sözünü söyleyen oydu.
Ondan biraz önce Ankara'da yapılan bir KCK operasyonunda başka birinin üzerine kayıtlı bir evde örgütsel faaliyetler yaptığını tespit etti güvenlik güçleri.
Biraz daha geriye gittiğimiz vakit bu ülkedeki etnik kışkırtıcılığın en pervasızını Leyla Zana'nın Diyarbakır meydanında yaptığına gazete manşetleri tanıktır.
Bu kadının nasıl biri olduğunu ortaya koymak için kronoloji filan çıkarmaya gerek yok.
PKK'nın hangi cinayetine bir tek laf etmiş ki şimdiye kadar?
***
Aynı Zana geçen hafta bir laf etti:
"Başbakan Erdoğan Kürt sorununu çözer."
Bu söz bizim medya tarafından bir kurtarıcı kelama, Leyla Zana da barış meleğine dönüştürüldü hemen.
Belli ki bu pohpohtan Başbakan Erdoğan'da etkilenmiş.
Kendisinden talep edilen randevuya hemen cevap verdi ve Leyla Zana'ya vakit ayırdı.
Başbakan-Zana görüşmesi ne tuhaftır ki iki eşit statünün görüşmesi gibi yapıldı, öyle yansıtıldı.
Bu durum bile bana göre bu görüşmenin baştan sakat bir iş olduğunu ortaya koyuyor.
Başbakan Erdoğan gibi bir insanın karşısına Leyla Zana adlı terörist ruhlu kadını koymak hangi danışmanın fikriyse, o danışmana dikkat!
Başbakan Erdoğan'ın karizması siyasi kürtçülere prestij sağlamak için kullanılacak bir meşrulaştırma işlevi görmemeliydi herhalde.
***
Sonuçta, içerde yapılan görüşmede Başbakan, muhatabına bilinen fikirlerini tekrar etmiştir.
Peki Leyla Zana ne yapmıştır?
Önce Başbakan Erdoğan'a PKK'nın taleplerini iletmiştir.
Buradan kendi taraftarlarının yapacağı, "Helal olsun kadına, gitti Tayyip Erdoğan'a PKK'nın taleplerini takır takır söyledi" övgüsünden başka ne çıkar?
Ardından, eline iliştirilmiş basın metnini içerde Başbakan'a söylediği PKK görüşleri içeriğiyle bir de kamuoyunun tamamına okudu.
Kürtçe eğitim...
Apo'ya ev hapsi...
Silahlı eylemlere son vermeyi istemek gerçekçi değil!
Buyurun bakalım size birinci sınıf bir PKK propagandası.
Apo İmralı'da, fikirleri Başbakan'ın huzurunda.
Bu işlere Başbakan'ı alet edenlere bir çift laf benden:
Müzakereler sürsün, silahlar sussun mu istiyorsunuz?
Öyleyse bu tür fırıldak kadınlara filan Başbakan'ı kullandırmayacaksınız; adam gibi terörle mücadele edeceksiniz.
Bu işin bir irade savaşı olduğunu hala öğrenememişseniz, başımız belada demektir.
Leyla Zana üzerinden PKK'yı böleceğinizi sanıyorsanız, 30 senedir yapılan mücadeleden de bir şey anlamamışsınız demektir, ki bu da ayrıca ürkütücüdür.