• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Bir cenazenin ardından...

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27 Aralık 2012, 18:51
Geçtiğimiz çarşamba günü TBMM'nin bahçesinden bir cenaze kalktı.
Son yıllarda, şehit cenazelerini ve Aydın Menderes'in cenazesinin kaldırılışını saymazsak, beni bu kadar duygulandıran bir cenaze merasimi olmadı.
Meclis bahçesinde cenazesi kaldırılan kişi eski milletvekili ve bakanlardan Şerafettin Elçi'ydi.
Şerafettin Elçi'yi önemli kılan elbette sadece taşıdığı bu sıfat ve statüler değildi, o aynı zamanda Kürt siyasi hareketinin en önemli simasıydı. 60'lı yıllardan bu yana Türkiye'de Kürtlerin de yaşadığını ve Kürtlerin bir halk olarak hakları olduğunu bütün riskleri göze alarak dile getirmişti. Nitekim bu açık siyasi tutumundan dolayı onun ömrünün bir kısmı mahkemelerde geçmiştir.
Diğer taraftan devlete egemen anlayış ve askeri darbe tasarrufları onu Yüce Divan zeminlerinden suçlu çıkarmak için elinden geleni yapmıştır.
12 Eylül'ün Yüce Divan'ı onu hırsızlıktan değil, bilinen bu fikirleri ifade etme cesaretinden dolayı mahkum etmiştir.
***
Ancak hayat ve tarih adildir, bir namuslu adama siz ne kadar haksızlık yaparsanız yapın, bu haksızlık o kişiyi silip yok etmez, tam aksine güçlendirir ve onu daha fazla saygıdeğer kılar. Nitekim Şerafettin Elçi kendisine yapılan haksızlılardan güçlenerek çıkmış bir insandır. İşte bu satırların yazarı bunun en açık delilidir. Kürtçülük siyasetine karşı bir insan olarak her zaman Şerafettin Bey'e saygı duydum, onun bilgece sözlerini dikkatle izledim. Ve ölüm haberini duyduğum vakit de çok üzüldüm. Bir gün bile içimden, onun bu ülkeye, savunduğu fikirlere rağmen, kötülük yapacağı fikri geçmedi. Çünkü biliyordum ki o bu vatanı seviyordu, feraset sahibi bir insandı.
Ay yıldızlı al
bayrakla
uğurlanan
Şerafettin Elçi
için tüm Türkiye
saygıyla saf tuttu.
Onun için bir gün bile PKK'lı olmadı, tam aksine PKK'yı ve yöntemlerini her zaman eleştirdi, kınadı.
Hatta şunu rahatlıkla iddia edebilirim ki PKK'nın Kürtler adına yaptıklarından bir Kürt olarak gizli bir utanç duyuyordu.
Türkiye Cumhuriyeti devletine hiçbir vakit düşmanlık yapmadı.
Kürtlerin haklarını önceleyen yeni bir devlet tasarımını her zaman savundu ama bir kere bile Türkiye'nin bölünüp parçalanması anlamına gelecek ne sözü ne eylemi oldu.
Bir arada yaşamak, birliktelikten ve barıştan yana olmak onun siyaset üslubuydu.
***
Çarşamba günü TBMM'nin bahçesinden ay yıldızlı al bayrağa sarılı bir tabut ebediyete uğurlandı.
Al bayrağa sarılı o tabutun etrafında bütün Türkiye saygıyla saf tuttu.
Bütün Türkiye o şahsiyet sahibi adama hakkını helal etti.
Başbakan oradaydı, Cumhurbaşkanı oradaydı, Meclis Başkanı oradaydı, parti liderleri oradaydı.
MHP'nin orada yerini almaması tamamen kendi ayıplarıdır ve o Türk bayrağına sarılı tabutun ve Şerafettin Bey'in arkasında bıraktığı mesaj dikkate alındığında hiçbir şey ifade etmeyen bir nobranlıktır.
Ben inanıyorum ki Merhum Şerafettin Bey, ölümüyle, ölmeden önceki sözleriyle ve tercihleriyle, cenazesini örten ay yıldızlı al bayrakla bu ülkede yaşayan herkesin, özellikle de Kürtlerin, iyi okuması gereken bir vasiyet bırakmıştır.
Ruhu şad olsun...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.