18 Ocak 2013 tarihli Yeni Asır Sarmaşık'ta Selami Kalay arkadaşımız şahane bir Sarıkamış tanıtımı yaptı. Çok iyi seçilmiş resimlerle süslenmiş tam sayfa yazıya "Hüzünle Dans Eden Karlar Diyarı: Sarıkamış" adını vermiş Selami Kalay. Resimler, yazı, kağıt üzerinde yaptığı rehberlik, hepsi çok güzeldi ama bir eksiği vardı o yazının: Sarıkamış'ta çok güzel bir otel kurmuş bir İzmirliyi atlamıştı, bu eksiği de ben tamamlayayım.
Sarıkamış gerçekten doğa harikası bir yer. Ancak, yeterince tanınmıyor. Önce Toprak Holding bir otel açmış buraya. Sonra bir otel daha açılmış. Sarıkamış şehitlerini anmak için gittiğimiz vakit işte ben o yeni açılan otelde kaldım. Otel enteresan bir mimariye sahip, daha doğrusu bu bölgelerin Rus işgalinde olduğu dönemlerde yapılmış olan meşhur Katerina Av Köşkü'nün neredeyse tıpa tıp benzeri.
***
Otelin adı Dolina Sarıkamış Hotel. Öyle çok lüks, çok yıldızlı bir otel filan değil Dolina, ancak son yıllarda kaldığım hiçbir otelde kendimi buradaki kadar rahat hissetmedim. Sıcacık bir ortamı var. Lokalindeki dört taraflı şöminenin etrafında keyif yapmak için bile gidilir buraya.
Personeli müthiş saygılı ve güler yüzlü. Resepsiyonda görev yapan Meliha Dilek isminde çok tatlı bir Aydınlı hanımdı. Diğer yandan otelin çok iyi bir kayak kulübü var. Sizin hiçbir şey götürmenize gerek yok, kayak malzemeleri, hocalar, hepsi orada size hizmet için hazır bekliyor.
Bu yazıyı bir oteli veya bir bölgeyi övmek, tanıtmak için yazmıyorum, Sarıkamış'ta beni en çok etkileyen şeyi anlatmak için yazıyorum.
***
Otelde geçirdiğimiz son gün personelin güler yüzü, otelin sıcaklığı dikkatimi çekti ve görevliye "Bu otelin sahibi kim?" diye sordum. "İzmirli bir işadamı" dedi görevli. Çok şaşırdım, biraz sonra Dolina Otel'in sahibi Recep Dinlemez'le tanıştım. Bana Sarıkamış'a nasıl geldiğini, oteli nasıl yaptığını anlattı. Müthiş bir hikaye bu. Otelin bütün malzemelerini İzmir'den getirmiş. Bu oteli yapmak hiç kolay olmamış elbette. Ama otelcilik Recep Dinlemez ailesinin bildiği bir iş. Eşi de aynı adla Çeşme-Ilıca'da bir butik otel işletiyor. Sarıkamış'a otel yapmanın ne kadar zahmetli bir iş olduğunu anlamak için oranın coğrafyasını ve doğa koşullarını görmek gerekir.
"Beklentileriniz gerçekleşti mi?" diye sordum Recep Bey'e: "Evet, önemli ölçüde" diye cevap verdi. Özellikle hükümet bu bölgelere inanılmaz teşvikler veriyormuş. Sigorta, vergi gibi konularda diğer bölgelere göre çok avantajları varmış.
İzmirli bir işletmeci herkesten önce Sarıkamış gibi önümüzdeki yıllarda çok önemli olacak bir bölgeye gidiyor ve o vahşi dağların ve ormanların arasına oteli dikiyor. Alkışlanacak bir başarı bu.
Ben İzmirlilerin, özellikle gençlerin Türkiye'nin Alpleri denen Sarıkamış'a kış bitmeden mutlaka gitmelerini öneririm.