• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

TÜRKİYE HAZIRLANIYOR!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Ekim 2014, 21:02
Hükümetin TBMM'ne sevkedeceği tezkerenin temel noktaları belli oldu. Lafı hiç eğip bükmeye gerek yok; hükümetin Meclis'ten geçirmeye çalışacağı tezkere çok kapsamlı bir içeriğe sahip. Yani ordumuz her gelişen duruma göre, milli güvenliğimizi ve milli çıkarlarımızı korumak için en sert askeri müdahalede bulunabilecek.
Hükümet bu kez işi sıkı tutacak, zira bu kez durum çok ciddi. Tehlike ülkemize çok yakın, üstelik bu tehlike tanımsız, karanlık ve karışık bir tehlike. Ve ayrıca da bu tehlike bir tavuk gibi başka tehlike ve tehditler de yumurtlayan bir niteliğe ve tabiata sahip.
O nedenle, tarihin bu evresinde akıllı, cesur, sabırlı ve hazırlıklı olacağız.

1 MART'I BİR DAHA YAŞAMAMALIYIZ!


2003 yılında ABD'nin Irak'ı işgali esnasında Türkiye talihsiz bir tezkere krizi yaşamıştı.
TBMM ABD'yle işbirliğini reddetmiş ve müttefiklerinin büyük tepkisini çekmişti.
TBMM 1 Mart Tezkeresini reddetmekle iyi mi yaptı, kötü mü yaptı?
O gün bütün dini cemaatler, bütün islamcı çevreler, bütün muhafazakar medya ve yazarlar tezkerenin reddi yönünde çaba gösterdiler. Askerler bile çok oralı olmadı. Tezkerenin geçmesi için samimi çabayı sadece o günlerde yasaklı olan şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan göstermişti ama o da dışardan grubuna hakim olamadı.
Sonunda 1 Mart tezkeresinin reddi iyi mi oldu kötü mü oldu?
Bu konuda benim zihnim hala berrak değil. Bir yanıyla iyi oldu, ABD gibi emperyalist bir güç, "kimyasal silah var" yalanıyla gelip bizim bölgemizde bir işgal hareketine girişiyor ve bizim de işbirlikçi olmamızı istiyor. TBMM bu işbirlikçiliği reddetmiştir.
Ama diğer yandan biz o tezkereyi reddettiğimiz için hiç şüpheniz olmasın ki bu gün PKK var, bugün Barzani bu kadar kuvvetli, IŞİD denen yaratık Türkiye'nin o bölgede doldurmayı reddettiği güvenlik boşluğunu doldurmadığı için zuhur etti.
Ben, bugün "keşke TBMM 1 Mart Tezkeresini kabul etseydi" diye düşünenlere biraz daha yakınım.
Yani gelişmeler biraz Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı haklı çıkardı.
O nedenle bir tarihi hadiseyi değerlendirirken ideolojik ve siyasi meşrebimize göre değil de biraz milli çıkarlarımıza göre değerlendirmemizde yarar var.
TBMM'nde yapılacak tezkere oylamasına da tarihi tecrübelerimizin ışığında yaklaşmalıyız.

BAKANLAR KURULUNDA TOPUK SELAMI

Tarihi günlerden geçtiğimiz besbelli. Hatta Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana en netameli, en riskli günleri yaşadığımız söylenebilir.
Bu dönemin nezaketini gösteren semboller bir bir görünür hale geliyor. Sınırda kıpır kıpır dolaşan tanklar, askeri hazırlıklar, tezkere, uluslararası koalisyona Türkiye'nin yeni yaklaşımı bunlardan bazıları.
Ama bunların arasında bir görüntü var ki, gerçekten sembolik değeri çok yüksek.
Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanları Bakanlar Kurulu'na bilgi verdiler.
Bu devlet geleneğimizde olmayan bir uygulama. Cumhuriyet tarihinde benim bildiğim bir tek örneği var: yanılmıyorsam 1966 yılında Genel Kurmay Başkanı Cemal Tural Bakanlar Kurulu'na çağrılıyor ve Kıbrıs'la ilgili Bakanlar Kurulu'nun talimatı kendisine doğrudan veriliyor.
Genel Kurmay Başkanı Tural, Bakanlar Kurulu'nun talimatı kendisine okununca "emredersiniz" diyor ve aynı anda "küt" diye topuk selamı veriyor.
Oysa Genel Kurmay Başkanı Cemal Tural o günlerde sürekli olarak Demirel Hükümetini taciz ediyor ve hatta açıkça tehditler savuruyordu.
Aslında açıkça darbe hazırlığı içindeydi Cemal Tural.
Nitekim Demirel Hükümeti bir süre sonra Cemal Tural'ı darbe hazırlığı yaptığı için res'en emekliye ayırdı.
Burada dikkat çekmek istediğim husus şudur:
Darbeci bir genel kurmay başkanı dahi, milli iradenin temsilcisi bakanlar kurulu kendisini çağırıp bir emir verdiği vakit, o emri topuk selamı ile alıyor.
Bu silahlı kuvvetletimizin kurumsal ciddiyetine ve askerimizin devlet terbiyesine dair güzel bir örnektir.
Tabi o dönemle bu dönemin ortak bazı yanları da var: 1966'da Türkiye yüzde 7 kalkınma hızı, yüzde 5 enflasyonu olan bir ülkedir. Istikrar vardır ve Tural'ın topuk selamı verdiği bakanlar kurulunun ardında yüzde 52'lik halk desteği vardır.
Demek ki siyaset güçlü olunca herşey normalleşiyor.
Askerin seçilmişlere topuk selamı verebildiği bir ülkede yaşamak ne kadar güzel...
Sonuç olarak, Genel Kurmay Başkanımızın Bakanlar Kurulunun huzuruna çıkması çok kritik kararların alındığını gösteriyor.
Not: Cemal Tural'ın bakanlar kurulunda "topuk selamı" verdiği olayın tarihi hakkında hata yapmış olabilirim, eğer öyleyse özür dilerim. Bu olayla ilgili şifahi kaynağım dönemin başbakanı sayın Süleyman Demirel ve merhum Aydın Menderes'tir.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.