Onu, o harika kadını, insanın karşısında kendisini, zorunlu olarak, hürmetkar olmaya mecbur hissettiği o haza Hanımefendi'yi, ilk kez, bir zamanların ünlü CHP'li politikacısı Kasım Gülek'in evinde tanımıştım. Dün gibi aklımda, onu tanıdığım o günlerde şöyle düşünmüştüm: Allah'ım, bir kadın hanımefendiliği, ciddiyeti, neşeyi, hayata, eşine ve çocuklarına duyduğu bağlılığı bir arada nasıl bu kadar güzel taşıyabilir ve nasıl bu kadar güzel temsil edebilir?
Bu düşüncemi de zaman zaman hem Tayyibe Gülek'e hem de bizi nezaketi ve sevgisiyle o tarihi evin müdavimi yapan Nilüfer Gülek'e söylediğimi hatırlıyorum.
Kasım Gülek'in rahmetli olmasından sonra o dost meclisi dağıldı, daha doğrusu ben yurtdışına gittiğim için katılamadım.
Dün kaybettiğimiz Prof. Dr. Tuba Vural'ı, o harika Hanımefendiyi bir daha görme şansım olmadı. Oktay Bey de kendisine olan sevgimi bildiği halde, pozisyon farklılığımızdan dolayı uzak durdu.
Gerçekten çok üzüntülüyüm: Tuba Hanım'ın kaybı sıradan bir ölüm değildir; Türkiye yeterince tanımadığı ama eğer tanısaydı, varlığından gurur duyacağı bir Hanımefendi'yi kaybetti.
Hepimiz onun için dua edelim...
OKTAY BEY'İN O RESMİ...
Dün, rahmetli Tuba Vural'ın cenazesinde, eşi Oktay Vural'ın üzüntüsünü yansıtan o resim medyaya düştü.
O resim... Dondum kaldım resmi görünce.
Sadece bir üzüntü ifadesi mi o resim? Hayır değil, daha başka bir şey var o resimde.
Eşini, kendi nefsinden milyonlarca kere daha fazla seven bir erkeğin yüz çizgilerine yansımış acısının görüntüsü var o resimde.
Bir çocuğun varoluşsal tüm gerekçelerini kaybedişini resmediyor adeta.
Teslimiyet ve isyan, hasret ve vuslat duygusu inanmış bir insanın, acılı bir eşin yüzüne nasıl da ahenkli bir biçimde yansımış...
Son yıllarda beni en çok etkileyen gelişmelerden biri oldu Tuba Hanım'ın ölümü ve Oktay Bey'in eşini yaşatmak için verdiği büyük mücadele.
Bir de Cumhurbaşkanımızın annesini kaybettiği zamanki üzüntüsünden çok etkilenmiştim.
Tuba Hanım ve Oktay Bey ailesi, benim yıllar önce "Bir gün ben de bir aile kuracaksam, inşallah böyle bir ailem olur" diye içimden geçirdiğim 'timsal' bir aileydi.
İşte Oktay Bey'in o resmi kendi mazime dair bir hikayeyi de hatırlatıyordu bana.
Allah rahmet eylesin.
Oktay Bey'in başı sağ olsun.
Ve tabii Türk milletinin başı sağ olsun!
Allah, oğulları Yavuz ve Oğuz'a tam da annelerinin istediği gibi bir istikbal nasip etsin.