Ahilik Haftasının hatırlattıkları:
Türkler'in Anadolu'ya yerleşmeleri sırasında (XII. asır) etkili kuruluşların başta geleni Ahilik'tir. Ahilik'in askeri ve iktisadi kolu vardı. İkinciler esnaf teşkilatlarıdır. Önemli nokta şu: Ahi kuruluşlarında, o mesleğin başında bulunan kimse, usta; aynı zamanda manevi önderdi, rehberdi. Sorumlu olduğu kimselere bir yandan meslek öğretirken, bir yandan da onların manevi-ahlaki hayatlarına yön verirdi. Onların her bakımdan olgun insan olmalarına gayret ederdi. Öyle ki sonunda Ahi üyeleri, aldıkları manevi eğitim sonucu, yaptıkları işi insanlardan önce Allah'a beğendirme gayretiyle çalışırlardı. Böylece sosyal hayatta önemli yeri olan sanayi ve ticaret ahlakı gelişmiş oldu.
Anadolu'da Ahiliğin temelleri, ilk olarak meşhur mutasavvıflar tarafından atıldı. Ahilik, bir tasavvuf kavramı olan "Fütüvvet"in Anadolu'da görünen şeklidir. Fütüvvet mertlik, cömertlik, adam gibi adam olmak demektir.
Fütüvvet, tamamen güzel ahlakın yaşanmasını hedeflemektedir. Sadece bilmek değil uygulamak, yaşamak önemlidir. Fütüvvette ilk dikkati çeken husus yardımseverlik ve başkalarını düşünmektir.
***
Ahiliğin esaslarını ihtiva eden kitaplara Fütüvvetname denir. Bu kitaplardan ahiliğin özü olan fütüvvetle ilgili bazı sözler nakledelim:
- Fütüvvet, insaf etmek fakat insaf beklememektir.
- Kötülüğe iyilikli karşılık vermek.
- Gözü tok, gönlü geniş olmak.
- Yaptığı işten karşılık beklememek.
- Gücü varken affetmek.
- Başkalarının kusurlarını bırakıp, kendi kusuruyla uğraşmak.
- Şefkatli olmak, başkalarını kendine tercih etmek.
- Yaratıklara değil, Allah'a güvenmek.
- Zenginse, fakiri hiçbir sebeple hizmetinde kullanmamak.
- Kerem sahibi olmak. Kerem: Gelmeyene gitmek, vermeyene vermek, kötülük edene iyilik etmektir.
- Başladığı bir iyiliği tamamlamak, iyiliği unutmak ve sayıp dökmemek, başa kakmamak, iyiliği istenmeden yapmak.
- Hizmette ve vermede ayırım yapmamak.
- Eli dar ve güç durumdaki arkadaşlarını kollamak.
***
Bu ve benzeri güzelliklerin laf olarak sıralanması kolaydır, fakat asıl olan uygulamadır. İşte Ahilik, iyi bir organizasyonla, bu prensipleri uygulama sahasına koydu. Ahlaklı esnaf tipi oluştu. Bunu özümseyemeyenler için ise teşkilatın kontrolü devreye girer, yanlış yapanı hizaya sokardı.
Seyyah İbn Batuta (ö. 1369), Anadolu'yu dolaşırken, hemen her gittiği yerde Ahi zaviyelerinde misafir kalmıştır. Seyahatname'sinde "Anadolu Ahileri" hakkında oldukça geniş bilgi verir. Mesela Denizli'de, bir yabancı olan kendisini misafir etmek üzere, cömertlik ve misafirperverlik yarışı için iki ayrı Ahi grubunun, neredeyse kavgaya tutuştuklarını canlı bir biçimde anlatır.