78'lik Roman Polanski çalışkanlığı ve başarılarıyla genç yönetmenleri cebinden çıkarıyor. Geçtiğimiz yıl birçok festivalde övgüye mazhar olan "Hayalet Yazar"ın hemen ardından şimdi de "Acımasız Tanrı" filmiyle karşımıza çıkıyor. Polanski bu kez görünürde mükemmel olan ama konuştukça dağılan küçük burjuva ailelerin evliliklerini ve ilişkilerini mercek altına alıyor.
Yasmina Reza'nın "Carnage" adlı tiyatro oyunundan uyarlanan filmin konusu şöyle:
Ethan ve Zachary bir gün kavga ederler ve Ethan'ın iki dişi kırılır. Bunun üzerine Zachary'nin anne ve babası Ethan'ın ailesine özür ziyaretine gelirler. Başlangıçta her şey yolunda gider. Ethan'ın ailesi saygıda kusur etmemeye çalışır. Fakat iğneleyici olmaktan da geri duramaz. Zachary'nin ailesi de soğukkanlı kalmaya çaba gösterir ama sonuç nafile olur. Sonunda Zachary'nin annesi midesine hakim olamayıp salonun orta yerine kusunca ipler kopar. Çiftler hem kendilerinin, hem de küçük burjuvaların iki yüzlülüğünü ortaya koyan bir tartışma sürecine girerler.
USTA UYARLAMA
Sinemada belki de en zor uyarlamalar tiyatro oyunundan yapılanlar. Eğer bu oyun usta bir yönetmenin elinde olursa ortaya şahane bir film de çıkabiliyor.Roman Polanski bu konudaki ustalığını daha önce uyarlamış olduğu "Ölüm ve Bakire" filminde göstermişti. Şimdi de "Acımasız Tanrı" ile bunu perçinliyor, zehir zemberek bir kara komediye imza atıyor.
Film 4 ana karakter arasında geçiyor. Kısaca onları tanıtacak olursam: Yatırım danışmanı Nancy yoğun iş hayatına rağmen oğluyla ilgili bir anne imajı çizmeye gayret ediyor. Penelope ise 'örnek insan' etiketine kendisine seçip buna uygun davranmaya çalışıyor. Konuşurken kelimelerini özenle seçiyor, "demokrat" kimliğini korumaya çalışırken eleştirilmeye de asla tahammül gösteremiyor. Her şeyin en doğrusunu o biliyor. Dünyadaki sorunlarla da ilgilenmekten geri kalmayıp Darfur üzerine bir kitap bile yazıyor. Nacy'nin kocası Alan tipik bir işadamı. Cep telefonu elinden hiç düşmüyor. Michael ise başlarda son derece uzlaşmacı ama sonra sonra içindeki canavar ortaya çıkmaya başlıyor.
MODERN TOPLUM
Brooklyn'de yaşayan bu dört karakter modern toplumdaki bireylerin birer temsilcisi.
Çocuk meselesiyle başlayıp kadın-erkek ilişkilerine, politikaya hatta 3. dünya ülkelerinin sorunlarına kadar pek çok konuyu tartışıyorlar. Tartışma ilerledikçe erkeklerin maço yüzü ve duyarsızlıkları da ortaya çıkıyor. Kadın ittifakı zaman zaman kurulur gibi olsa da birbirinin kurdu olduklarını hemen hatırlıyorlar. Yok aslında ailelerin/bireylerin birbirlerinden farkı.
Film Yasmina Reza'nın şahane diyaloglarına dayansa da Polanski'nin elinde saat gibi tıkır tıkır çalışan bir filme dönüşüyor. Efekt yok, kaçmaca kovalamaca yok ama Polanski'nin üflediği bir 'ruh' var. Zaten filmin en büyük esvab-ı mucizesi de bu. Daha önce çektiği "Sudaki Bıçak", "Rosamary'nin Bebeği", "Chinatown", "Tess", "Piyanist" gibi filmleriyle Polanski'nin ruhunu yakından tanıyabilirsiniz.
OYUNCULUK SÜPER
"Acımasız Tanrı" bir Polanski filmi ama oyuncu performansları zaman zaman onu gölgede bırakıyor. Jodie Foster, Kate Winslet, John C. Reilly ve Christopher Waltz tek kelimeyle yeteneklerini döktürüyorlar. Rollerini oynamıyorlar, adeta yaşıyorlar. Dördü de çok iyi ama yine de Christoher Waltz beni şaşırttı ve hayran bıraktı. Oda müziği keyfi veren bu filmi has sinemaseverler kaçırmamalı.
Haftanın Filmi
Sherlock Holmes: Gölge Oyunları
Guy Ritchie'nin yönetmenliğiyle adeta yeniden doğan "Sherlock Holmes" yeni bir filmle sinema perdesindeki yolculuğuna devam ediyor. Meşhur dedektifimizin bu kez karşısına ezeli düşmanı Profesör Moriarty çıkıyor. Holmes ve Dr. Watson kendilerini ölümcül bir maceranın içinde bulduğu filmde başrolleri Robert Downey Jr. ve Jude Law paylaşıyor.