Hava yine bu yaz sıcağında kurşun gibi ağırlaştı Pazartesi günü gelen haberle... Beytüşşebap'ta çatışma ve 10 aslanımız şehit. Ama aslanlarımız ve tüm güvenlik güçlerimiz misliyle cevap verdiler ve hainlerin 20'si ölü ele geçirildi. Gelinen noktada elbette söz bitiyor ama akıl-mantık ve izanı kaybetmek de doğru değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlet ve ne kimsenin önünde eğilir ne de bükülür.
İçerideki 3-5 çapulcunun işi değil bu olaylar. Artık, sağır sultanın bile bildiği, en önyargılının bile gördüğü bir gerçek var ki; içeriden ve dışarıdan desteklenen profesyonel bir yapılanma var. Ama, dediğim gibi bundan yılmak da, dönmek de yok. Bu vatan bizim ve sonsuza kadar da bizim kalacak.
Dün, Şanlıurfa'dan gelen bir haber de, bu acıların üstüne bir nebze olsun iyi geldi. Ramazan ayında Foça'yı kana bulayan ve yine 2 aslanımızı şehit eden hainlerin yakalanması, yapanın yanına kar kalmayacağına ve biraz önce söylediğim büyük devlet şanına yakıştı.
Urfa Valisi Celalettin Güvenç, Manisa Valiliği sırasında yakından tanıdığı çok başarılı bir isim. Urfa'ya gittiğinde Manisa için üzülmüş ama Urfa için sevinmiştik ve nitekim ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Hem Ege'yi hem şu anda görevli bulunduğu bölgeyi iyi tanıyan Güvenç Vali, İzmir ve Manisa Emniyeti ile ortak bir ekip çalışmasıyla Foça hainlerini yakaladılar.
Ben Vali Güvenç'in şahsında bütün Urfa emniyet ve güvenlik güçlerini, olayın en başından bu yana çalışmaları titizlikle yürüten Ali Bilkay liderliğindeki İzmir Emniyetini ve Manisa ile birlikte kutlarken, koordinasyonun önemi bir kez daha ortaya çıktı.
Manisa'da facia önlendi
Detayları haber sayfalarımızda okuyacağınız için tekrara girmek istemiyorum. Ama, Vali Güvenç ile yaptığım görüşmede işin bugüne kadar yaşanan boyutundan daha büyük emellerin önlendiğini öğrendim. Bu operasyon sırasında; Suriye'den gelen bu hainlerin, Foça'dakine benzer bir eylem için Manisa'da keşif yaptıklarını da ortaya çıkardı. Yani; ölü ve yaralı olarak ele geçirilen bu teröristler, Manisa'da olası bir benzer facianın da önlenmesi anlamına geliyor ki; bir kez daha emeği geçen herkes ve her kurumu ve makamı tebrik etmek isterim.
Yazımın başında da söyledim; özellikle son 6 aydır artan olaylar, öyle 3-5 çapulcu işi değil. Nitekim; Urfa'da yakalanan teröristler; son derece profesyonel suikast timleri ve özel eğitimli hainler. Öyle ki; eylemi yapana kadar ayrı ayrı eğitilen teröristler, ortak eylemi yapmalarından sadece 24 saat önce birbirlerini tanıyor ve görüyorlar. Herkes, bu gerçekleri bir kez daha hatırlasın ve birlik-beraberliğimizde ona göre davranalım. Ben, kanımın son damlasına kadar ne yurdumdan ne vatanımdan ne milletimden ne devletimden vazgeçmem. Biliyorum ki 70 milyon da aynı düşünüyor. Bunu dosta da düşmana da duyuralım...
Ekmeğe yağ sürmeyeceğiz
Pazartesi sabah Aziz Kocaoğlu ile konuşmamızda, acı haberin hüznü karşılıklı yeterince hissediliyordu. "Ne yapalım sizce?" diye sordu Başkan.
Yılda bir kez toplanan, yerli-yabancı ticari buluşmalara aracı olan "İzmir Enternasyonal Fuarı'ndaki sanatçıların programların tamamen iptal edilip edilmemesi" yönünde bir nabız yoklaması yapıyordu.
Ben; teröristlerin bu sindirme politikalarına karşılık verilmesi gerektiğini ve korkmak ve kabuğumuza çekilmek yerine; yaşananlara da yakışan vakurlukta programa devam edilmesi gerektiğini düşündüğümü söyledim.
Nitekim; biz de Fuar'ın en ilgi gören standlarından olan Yeni Asır standında; ellerimizde Türk bayrağı, sesimizde Onuncu Yıl Marşı ile cevap verdik bu alçaklara... Sadece biz değil, Fuar'a gelen bütün ziyaretçilerimizle birlikte hem de. Elbette eller havaya şarkı söyleme zamanı değil ama; hem acımıza saygıyla hem düşmana karşı dik duruşumuzla, birlik ve baraberliğimizi en net göstermemiz gereken zaman şimdi değil de ne zamandır dostlar?
