Meslekteki ilk kurumum TRT idi. O dönem Reha Muhtar, Ateş Hattı programını TRT'de yapıyordu ve ben de 5 yapım elemanı ve muhabirinden biri idim. Haftalık haber programı yapmak zordur. Sadece stüdyoda bir konuk çağırıp sohbet etme programı değildi bizimkisi. En az 2 veya 3 dosya işlerdik ve bununla ilgili arşiv çalışması, ilgili kişileri bulup röportaj yapmak ve dosyalarla ilgili klip ve kurgu çalışmaları olurdu. Bugünlerde TÜSİAD'ın çıkışı ve Başbakan Erdoğan'ın haklı sitemi olunca, 1994'e gittim. Şubat ayındaki programımızın konusu 80 ihtilali idi ve konuklarımızdan birisi de rahmetli Bülent Ecevit idi. Ecevit, 1979'un sonbaharında Başbakanlık'tan istifa etmek zorunda kalışını, TÜSİAD'ın 13 Mayıs ve 13 Haziran tarihleri arasındaki 7 gazete ve 1 dergide tam 24 kez yayınlanan ilanlarına bağlamıştı. "İşadamlarının muhtırası ile hükümet kurulmaz, bu ülkede ancak halkın dediği olur" demişti ama bu sözlerin üzerinden bir ay geçmeden istifa etmişti. Bugün TÜSİAD ilanlarla aynı çıkışı yapmıyor belki ama hükümete yönelik bir karşı duruş, herkesin malumu. Ama bugün siyasi iktidar olan kişi ve hükümetin arkasındaki halk gücü, 79'daki gibi değil. Yüzde 50'yi aşan halk desteği ile risk almaktan kaçmayan, yel değirmenlerine karşı mücadeleden caymayan bir yönetim var. 17 ve 25 Aralık operasyonları ile dış mihraklı ve içeride paralel yapının desteklediği bu sürecin başarıya ulaşamamasında işte bu anlayışın etkisi var. Siyaset üzerinden başarılamayan bu kez ekonomi üzerindeki faiz lobisi ile yapılmaya çalışılıyor. Üreten ve ülkesini seven işadamları bu durumdan rahatsızlığını gizlemiyor. Finans odaklı kırılgan yapıdan üretim odaklı ayakları yere basan ve genetiğiyle fazla oynanamayan bir yapıya geçmenin önemi şimdi daha çok anlaşıldı. Önümüzdeki günlerde yeni adımlar bekleniyor hükümetten. Bekleyip göreceğiz.
Denizli'nin gür horozu
Aydın'dan sonra Denizli'deydik Yeni Asır ekibi olarak. 30 Mart seçimlerinde ilk büyükşehir deneyimini de yaşayacak tıpkı Aydın gibi Denizli de. AK Parti, CHP ve MHP adayları ve il başkanları ile görüştük, izlenimlerimizi haber sayfalarımızda okuyacağınız için tekrara girmek istemem. Seçim sonucunu bilmem ama şu iddiayla söyleyeyim ki; Denizli, bütün Türkiye'ye örnek bir seçim süreci geçirecek. Siyaset dokusu bunu gerektiriyor. Bütün adaylar için "ben" değil, "biz" var. Ama bu "biz'in" önceliği de Denizli. Bunu tüm konuşmalarımızda ziyadesiyle gördük, işittik ve birbirlerine yönelik iddialı sözlerinin hepsi ama hepsi, sadece "projeleri" ile ilgili. Yani, yarışı belden aşağı değil; proje odaklı yürütecekler. Nitekim; Belediye Başkanı ve AK Parti adayı Osman Zolan, diğer adaylar açıklandığında telefonla arayıp tebrik edip, birbirlerine başarılar dilediklerini söyleyince; siyasetteki "nezaketi" ne kadar özlediğimizi de bir kez daha hatırlattılar. Denizli'nin en önemli kozu da son kabine revizyonunda Ekonomi Bakanı koltuğuna oturan başarılı siyasetçi Nihat Zeybekci tabii. Erken öten horozun sesi çabuk kısılırmış ama inanın bu Denizli'nin tüm horozlarının sesi epey gür. Bir de söylemeden geçemeyeceğim, Denizli'nin en büyük şanslarından biri de Vali Abdülkadir Demir. Onu ayrı bir yazı konusu yapacağım notunu düşerek, başka bir ilde seçim nabzı için yine yollara düşelim bakalım.
sebnem.bursali@yeniasir.com.tr