• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Boşanmada avukat faktörü

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Ekim 2009, 17:37
Öncelikle büyük bayramımız herkese kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet.
Şimdi de gelelim bu günkü konumuza. Ayşe Arman, Defne Samyeli ve Eren Talu boşanmasıyla ilgili yazdığı yazının altına "Bu ülkede yaşayan bir kadın olarak hep aynı avukatın ismini duymaktan, hep aynı suçlamalardan ve hep aynı filmi görmekten bıktım!" notunu eklemiş.
Ben de öyle.
Ünlü veya ünsüz ama olaylı geçen ve özellikle karşı tarafın "iffetsiz, ahlaksız, sapık vs." olarak suçlandığı boşanma davalarında nedense hep aynı kadın avukatın adı geçiyor.
Ki kendisini televizyonlardaki programlarda, özellikle Siyaset Meydanı'nda kadınların, çocukların, azınlıkların haklarını savunan konuşmalar yaparken tanıdık. Cesur duruşunu, kararlılığını, sözünü esirgememesini sevdik.
Dolayısıyla bir kadın olarak haksızların yanında olmasını ve boşanmalarda genellikle kadınlar mağdur olduğu için onların yanında olmasını bekledik.
En azından ben öyle düşündüm. Bu düşüncemi, yine günlerce basının gündeminde yer alan ünlü bir çiftin boşanmasında dile getirdim.

İFFETSİZLİK SUÇLAMALARI
O günlerde Günaydın'da yer alan köşemde şunları yazmıştım:
"Bu olayda beni en çok şaşırtan şey kadın haklarını savunan bir kadın avukatın, resmi erkek söyleminin sözcülüğünü üstlenmesi oldu. Bir kadın avukat, para vermemek için onca yıllık karısını, çocuklarının annesini haysiyetsiz bir yaşam sürdüğünü söylemekten çekinmeyen bir erkeğin avukatlığını nasıl üstlenir, hakikaten anlayamıyorum. Boşanma olursa belgelerin açıklanmayacağı şantajını nasıl dile getirir veya? Müvekkili böyle istedi diyelim, onu daha medeni olmaya ikna edemez mi? Velev ki kadın iddia edildiği gibi bir yaşam sürüyor, çocukların ruh sağlığı ve geleceğini düşünerek ortamı yumuşatmaya, kocayı sakinleştirmeye çalışmaz mı?"
Bu yazı üzerine aramış ve bir saate yakın süren telefon konuşmasında aynen televizyondaki gibi azarlamaya ve feminizm dersi vermeye kalkışmıştı. O gün de ikna edememişti beni bu gün de.
Bir ay öncesine kadar birbirlerine toz kondurmayan insanlar nasıl oluyor da birdenbire eşlerini iffetsizlikle, onursuzlukla, sapıklıkla suçlayabiliyor ve eğer dediklerini yapmazsa bu delilleri açıklamakla tehdit ediyorlar mesela anlayamıyorum.

HALA CANI ACIYOR!
Hadi diyelim ki karşı taraf böyle bir insan, peki ya çocuklar? Onların hakları ve onurları? Hangi çocuk, annesi veya babası hakkında olumsuz haberler duymak ister? Ki günümüz internet ortamında bu bilgilerin sonsuza kadar o çocuklarla birlikte olacağını düşünürsek, onlara bunu yaşatmaya kimin hakkı var diye sormak isterim.
Şunu da; Neden bu avukatın üstlendiği boşanma davaları yarım kalıyor? Genellikle boşanmalar bu avukat azledildikten sonra gerçekleşiyor?
Evet, taraflar boşanıyor, aradan yıllar geçiyor, o kötü günler geride kalıyor ama yaşananlar unutulmuyor. Boşanırken kocasını aldatmak, onu kullanarak kazançlar elde etmek, parasını çalmak gibi her türlü iffetsizlikle suçlanan ve bu suçlamalar geri alınmadığı sürece boşanmayacağını açıkladıktan sonra avukat değişip boşanan bir kadın, bakın o günleri hatırlatılınca neler diyor: "Hala canım acıyor. O dönemde en çok kendimle savaştım. Bana böyle suçlamalar getiren bir adamı nasıl sevdim diye kendime kızdım. Ama sustum. Kapıma gelen gazetecilere tek kelime etmedim, çünkü kendimi değil sadece çocuğumu düşündüm. Evet. O günlerde aramız kötüydü, boşanmak istiyorduk ama belki yeniden bir araya gelebilirdik, sorunlarımızı çözerdik, çünkü birbirimizi seviyorduk ama yaşananlardan sonra böyle bir olasılık mümkün değil artık."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.