İpek İlkaracan, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği'nin kurucusu, başkanı, aynı zamanda İTÜ'nün de öğretim üyesi. Ekonomi dersi veriyor. İlkkaracan, TÜSİAD'ın toplantısında konuşmacılardan biriydi. Çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamak için içinde somut çözüm önerilerinin bulunduğu "İş ve Aile Yaşamını Uzlaştırma Politikaları"ndan bahsetti.
Bu konuyla ilgili çok kapsamlı bir kitap yazmış. Kitabında hem varolan durumdan örnekler veriyor hem de İspanya, Meksika, Güney Kore gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uyguladığı çözümlerden bahsediyor.
Esnek çalışma bu ülkelerin uyguladığı çözümlerin başında geliyor. Sosyalist feministler buna karşı, çünkü Türkiye'deki toplumsal yapının, bu tür part-time çalışma saatlerinin kadın için dezavantaj olacağına dikkat çekiyorlar. Ki haklılar da.
BAŞKA ÜLKELER
Ama İspanya bunu başarmış. Örneğin 1976 yılında kadının işgücüne katılımı yüzde 30 iken, 2008 yılı sonunda bu oran yüzde 50'ye çıkmış.
Nasıl başarmış bunu? Babalara, babalık izni, annelere vergi indirimi, esnek çalışma saatleri uygulamış, devlet okullarında kreş sayısını artırmış.
Güney Kore de, çocuk ve yaşlı bakımını kadının üzerinden almak için kamu yatırımlarını artırmış. Meksika anaokul öncesi çocuk eğitimi konusunu tümden çözmüş, çalışan kadınların oranı da yüzde 47'lere çıkmış.
İsveç'te de annelik izni, yerini ebeveyn iznine bırakmış. Bunu yaygınlaştırmak için "baba ayı" kavramını gündeme getirmiş.
İlkaracan kitabında emek piyasasındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine de değiniyor. Konuşmasında da bunlara değindi. Tespitleri çok çarpıcı.
UÇURUM VAR
TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2009 verilerine göre,
- Türkiye'de 15 yaş üstü yetişkin kadın nüfusunun yüzde 26'sı iş gücüne katılırken, erkeklerin yüzde 70.5'i işgücünde yer almaktadır.
- Kırsalda işgücüne katılımdaki cinsiyet farkı kente oranla daha düşüktür.
- Ayrıca istihdamdaki uçurumlar, sadece kadın-erkek arasında değil, aynı zamanda eğitim düzeylerine göre kadınlar arasında da bulunmaktadır.
Burası çok önemli... Diyor ki İlkkaracan:
- Üniversite mezunu kadınların işgücüne katılım oranı lise eğitimlilerin 2 katından fazla. İlköğretim mezunlarının takriben 7 katı.
- Oysa erkeklerde benzer uçurumlar bulunmuyor. İlköğretim düzeyindeki erkeklerin dahi en az yüzde 70 işgücünde.
İlkaracan'a göre, işgücüne katılım eğitim ilişkisinin kadınlarda erkeklere oranla daha güçlü ve belirleyici olması, özellikle üniversite düzeyinde bir sıçrama yaşanması, giriş kısmında da belirttiğimiz üzere aradaki mekanizmanın iki cinsi için farklı işlediğinin bir göstergesi. Hem kadın hem de erkeklerde, eğitimle birlikte ücretler de arttığından, işgücüne katılım olasılığı yükselmektedir.
Yarın da bu konuya devam edeceğiz...