Her akşam bir veya iki dizi birden seyrediyoruz. Hepimizin dizileri var, karakterler var, iyiler, kötüler, hem iyi hem kötü olanlar. Bazı karakterleri çok seviyor, bazılarını sevmiyoruz. Kendimize yakın bulduklarımız da var, bulmadıklarımız da. Rengarenk Kırmızı'nın Mayıs sayısı için dizi anneleriyle ilgili bir haber hazırladık. Anneleri kategorize ettik bir anlamda.
En sevilen annelerden biri Avrupai anne Meltem. Çocuklar Duymasın'ın annesi Meltem 40'lı yaşlarının başında, çalışan, kendi ayakları üstünde duran, şehirli, modern, bakımlı bir kadın. Her alanda mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olan Meltem çocuklarıyla ilişkisinde de bunu yakalamaya çalışıyor. Hatta bunun için bir psikolotan destek alıyor. Türk izleyicisinin alıştığı "çocukları için yaşayan anne" tipinden oldukça uzak olan karakter. Ama örnek olabilecek bir anne.
Cemile bize daha yakın bir anne. Fedakar, çocukları ve kocası için yaşayan bir kadın. Oğlu Osman'ın deyişiyle Cemile, yemek yapar, bulaşık yıkar, yerleri siler, alışveriş yapar. Kocası tarafından aldatıldı, boşandı ama yakasını bir türlü kurtaramıyor. Cemile; kendi ruhuyla toplum arasında seçim yapmak zorunda bırakılan kadınların timsali.
Gönlümüz Cemile'nin mutluluğa ulaşmasından yana.
MUTSUZ ANNELER
Çocukları için yaşayan bir başka anne de lüks bir semtte apartman kapıcılığı yaparken bir yandan da evlere temizliğe giderek ailesinin geçimine katkı sağlamaya çalışan Zehra. Anadolu kadını. Saf ve cahil, kolay inanır. Çocukları için her türlü zorluğa göğüs gerer, babalarının karşısında çocuklarına siper olur, hatalarının üstünü örter, gerektiğinde yalan söyler, koruyup kollamaya çalışır. En büyük hatası sorunları saklayarak çözebileceğini sanması. Zehra sürekli kocasına yalan söylerken kızı Feriha da, kendine içinden çıkılmaz, yalan bir dünya kurmuştur.
Perihan ise zengin ve güçlü bir kadın. Ama mutsuz. Hayatını değiştirebilme gücü olmasına rağmen o hep susmayı tercih ediyor. Kocasının aldatmasını sineye çekiyor. Oğlu, genç bir kıza tecavüz ettiğinde çok üzülüyor, oğluna kızıyor ama korumaktan vazgeçmiyor. Tecavüze uğrayan genç kız ya da oğlunun nişanlısı umurunda olmuyor. Kurulu düzeni devam etsin de dünya yansın diyenlerden. Bu durumda iyi niyetli bir insan olması ne kadar hoş görülebilir?
HANIM AĞALAR
Ya Şahnur Ana? Hanım Ağa furyasının son temsilcilerinden. Otorite sahibi, aşiretin gerçek reisi, kontrol delisi, törelerine körü körüne bağlı bir kadın. Hatta bu töreler uğruna hiç çekinmeden kötülük yapabilecek bir karakter. Şahnur, sadece oğlunu ve kızını değil, hayatındaki herkesi kontrol altında tutmaya çalışıyor. Aile içi çatışmaları ve mutsuzlukları da tetikliyor bu tavrıyla.
"Yer Gök Aşk" dizisinde de Anadolulu zengin bir aile, hikayenin temel taşıdır. Hamiyet de iktidarın görünmeyen yüzündeki isimdir. Bir oğlu bir kızı vardır. Kızının içinde kıvrandığı sıkıntılardan bihaber, varsa yoksa oğlu ve oğlunun müstakbel eşiyle uğraşıp durur. Kimseleri oğluna layık bulmayan Hamiyet, nişanlıların arasını açmak için elinden geleni yapar. Her şey onun istediği gibi olsun ister. Doğru onun doğrusudur. Kızını, onu döven hatta tecavüze yeltenen bir adamla evlendirmeye çalıştığının farkına varması biraz geç olur bu yüzden.
Diziler bir anlamda bizlere de ayna tutuyor ve kendimizi görmüş oluyoruz. İyi yanlarımızı da kötü yanlarımızı da.
