Proje, bir zamanlar babalarının küçük kızları olan üç kadına; Banu Özkan Özlüyurt, Selgin GB ve Esra Aylin Akalın'a ait. Banu, 38 yaşında, yönetim danışmanı. BT Danışmanlık adlı şirketin sahibi. Yazmayı, okumayı çok seviyor. "Hayat Çocukla Güzel" adlı bir kitabı var. Gezi, kişisel gelişim, gündeme ait yazılarını www.banunundunyasi.com'da okurlarıyla paylaşıyor.
Esra da 38 yaşında, Boğaziçi Ekonomi mezunu. 11 yıl pazarlama alanında önce Komili, sonra Eczacıbaşı Vitra'da çalıştıktan sonra 2. çocuğunun doğumuyla "Zürafa" isimli bir anaokulu (www.zurafaanaokulu.com) işletmeye başladı.
Mizah ağırlıklı yazıları ve şiirlerini Kakarakikiri.wordpress.com adresli blogda yayınlıyor.
İMZA: KIZIN
Selgin de aynı yaşta. Doktor, 2 çocuk annesi. Uzmanlık dalı nöroloji. Bir ilaç firmasında medikal müdür olarak çalışıyor. Yemek pişirmeyi seviyor ve edebiyatla ilgileniyor. 'Lezzetli Öyküler' isimli bir de öykü kitabı var.
Yaşamlarımızdaki ilk erkeğe, babalarımıza mektuplar yazıp içimizi döktük |
Bu üç kadın, oldukça romantik duygularla, yirmi küsur yıl öncesinde tohumu atılmış ve sonrasında uykuya yatmış hayallerini gerçekleştirmek için yola çıktı ve çeşitli yaşlardan, farklı kesimlerden, ayrı görüşlerden kadınlardan "Babalarına mektup" yazmalarını istedi. Benden de istediler. İçlerinde tanınmış isimlerin ya da tanınmış babaların kızlarının da olduğu yüzden fazla kadın olarak, yaşamlarımızdaki ilk erkeğe, babalarımıza yazdığımız mektupları gönderdik.
Bu mektuplarda, babalarımızın bizim için ne kadar önemli olduğunu tüm yalınlığıyla ortaya koyduk. Mektupları okuduğunuzda göreceksiniz; kimimiz 'Babam keşke hayatta olsaydı' diye iç geçirirken kimimiz 'Zamanında keşke yan yana dururken daha fazla anlatıp birbirimizi dinleyebilseydik' diyor.
HAYATTAYKEN YAZIN
Kitabın önsözünü yazan Prof. Dr. Bengi Semerci, "Bu kitapta babalarına söyleyemediklerini dile getiren kadınların mektuplarını okuyacaksınız" diyor ve şöyle devam ediyor: "Onlar aslında bu mektuplarda 'babalarının kızlarını' anlatacaklar. Babalarının onlara verdiklerini, öğrettiklerini ya da yapamadıklarını. Ne kadar büyürlerse büyüsünler babalarının sağladığı güvene olan ihtiyaçlarını. Okuyanlar da kendi babalarını düşünecekler, kendi babalarına bir mektup azmak isteyecekler. Beklenen kendi babalarının yanı sıra, babası olmayanları da düşünmeleri. Geç kalınmış olsa da, bir şeyler söyleyecek olan bir babanın varlığını hissetmenin mutluluğunu onlarla paylaşmaları."
Kitap bir bakıma "nasıl bir kız babası" olunacağının kılavuzu niteliğinde. Biz hayatta olan ya da olmayan babalarımıza mektup yazdık. Siz de yazın. Yazın ve eğer hayattaysa bu mektubu babanızla paylaşın. Babam, onun için hissettiklerimi biliyordu bilmesine ama hayattayken ona hiç mektup yazmamıştım. Eminim böyle bir mektubu okumak isterdi.
Bir bilgi de kitabın gelirinin 21.Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) kanalıyla, çocukların eğitimi için bağışlanacak olması. Bir kız çocuğu daha okusun istiyorsanız kitabı alıp, okuyun derim.