Anne-babaların çocukları söz konusu olduğunda ne kadar hassas olduklarını Zehra olayında gördük. Anne de baba da, kendi çocuklarının başına gelse dünyayı ayağa kaldıracakları bir olayın baş sorumlusu kendi çocukları olunca mümkün olduğunca alttan almaya çalıştılar ve hep yapıldığı gibi haberi ortaya çıkaran medyayı, görüntüleri veren barı, yayınlayan gazeteleri suçladılar.
İğneyi başkasına batırırken, çuvaldızı da kendimize batırmamız gerekiyor ama. Çocuklarımızın davranışlarından bizler de sorumluyuz çünkü. Sonuçta onları yetiştiren biziz ve başkalarıyla olan ilişkilerinin oluşmasında bilerek ve bilmeyerek büyük rol oynuyoruz.
Söz konusu çocuklarımız olduğunda onları ne kadar çok sevdiğimizi söyleriz ama çocukların sevgi ihtiyacının sözcüklerle karşılanmayacağını da bilmemiz gerekir.
ÇOCUK EĞİTİMİ
"Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir", der uzmanlar. Çünkü insan yavrusu, kendini tek başına yönetebilme yeteneğine sahip değil. Birilerinin onu neyi nasıl yapabileceği veya yapamayacağı konusunda eğitmesi gerekir.
Bu eğitimin ne olduğu konusunda artık hepimizin bir fikri var. Eğitimin özü, çocuğa, yaşına göre bazı haklar tanımak ve sınırları aştığında bu haklardan onları yoksun bırakmaktan geçiyor.
Psikiyatr Engin Geçtan, "Haklardan yoksun bırakılma, çocuk için anne-baba sevgisini yitirme anlamına gelir. Çocuğun sınırlı dünyasının tek dayanağı ve anlamı, ana-babasının sevgisidir. Bu sevgiyi yitirmemek için gösterdiği çaba sayesinde giderek kendi kendisini yönetmeyi öğrenir" der. Çocuğun neyi yapabileceği ya da yapamayacağı da her bir yaş dönemine göre değişir. Bu konuda da uzmanlardan yardım almak gerekir.
KENDİNE GÜVEN
Diyebilirsiniz ki anne-babalarımız bizi uzmanlar yardımıyla mı büyüttü? Hayır ama ne kadar sağlıklı olduğumuz da tartışılır. Önemli olan kendi özgüven veya sevgi eksikliğimizin yaşattığı çalkantıları çocuklarımıza yaşatmamak. Bunun yolu da onların her isteğini yerine getirmek, onları şımartmak anlamına gelmemeli. Suçu ceza, cezayı da af izler. "Çocuk için af, ana-babanın sevgisini yeniden kazanmaktır. Çocuğa verilen ceza sona erdiğinde, ana-babanın çocuğu yine eskisi gibi sevdiklerini göstermeleri gerekir. Bunu yapamayan, çocuğa sürekli olarak eski hatalarını hatırlatan ana-babalar, kendi sevgisizliklerini halkı gösterecek gerekçeler arayan kişilerdir" der Engin Geçtan. Çocuğun kendine olan güveninin de anne-babasına olan güveninden kaynaklanıp geliştiğini de unutmayalım.